23 Aralık 2013 Pazartesi

K-Rock: Boohwal


 Jaurim yazısında kendisi için "favori iki krock grubumdan biri" demiştim ya... İşte şimdi de geldik ikincisine yani Kore'deki rock müzik sektörünün efsanelerinden birisi olarak kabul edilen Boohwal'a.

22 Aralık 2013 Pazar

Kişisel 2013 KPOP Şarkı Listesi: Seneye Taşıma İhtimalim Olan 60 Kpop Şarkısı

 Artık 2013'ün defterini dürüp sobada yakmamıza -üstünde de kestane patlatırız, oh ne güzel olur- sayılı günler kala ben de ortalığı toplamaya devam ediyorum işte. Bu sebeple normalde listedir sıralamadır... bu tarzda şeylerden pek haz etmesem de bu sene en çok dinlediğim, kafaya taktığım, "aaa ama olmuş bu" dediğim hatta "dokunmayın, benim" diye üzerine ışıklı bar tabelası astığım kpop şarkılarını tek bir başlık altına koyayım dedim.

18 Aralık 2013 Çarşamba

K-Indie : Taru


 Bu aralar kpop bana uzak, bu yüzden blogdaki müzik yazılarıma da uzak... Ama gene de bir şeyler yazmak istediğimden bugün sizi en sevdiğim indie-pop soloistlerinden biri olan Taru ile tanıştırmanın fena bir fikir olmayacağını düşündüm. Bakalım beğenecek misiniz?

15 Aralık 2013 Pazar

2013 ve Skandalları - Kısım 3 "Uyuşturucu, Kumar, Intihaller ve Artık Geriye Ne Kaldıysa"

 Artık geldim bu hafta sonuna özel yazı dizimin (yazı dizisi asghfghadfah) 3. ve son kısmına... Konular gittikçe ciddileşiyor mu ne?

 Uyuşturucu Skandalı

 İşte kpop için kariyer bitirici skandallardan birisi. Ve bu sene bir idolünkine mal oldu bile.

14 Aralık 2013 Cumartesi

2013 ve Skandalları - Kısım 2 "Sahalarda Görülmek Istenmeyen Hareketler, Ilbe Olayları"


 İlk bölümde yad ettiğimiz aşk-meşk dedikoduları güzel şeyler çok ayh-ben-seni-yirim şeyler ama fan kalplerimizi bir kenara atarsak birazcık "bunun nesi skandal yahu" olaylar sonuçta. Bu sebeple 2013 Skandalları yazı dizimin (uuuuu böyle yazınca çok önemli bir naneymiş gibi olduuu~) ikinci kısmını biraz daha ciddi olaylara ayırdım.

13 Aralık 2013 Cuma

2013 ve Skandalları -Kısım 1 "Aşk Kokusu Vaaaaaar, Havada Aaaaaşk Kokusu Vaaaaar~"

 2013... Sonundaki iki rakamın bir araya gelmesinin yarattığı uğursuzluktan (!) mıdır midir bilinmez ama bu sene kpop, k-müzik hatta genel olarak k-eğlence sektörü için oldukça skandallıydı. Biz mısırlarımız kucağımızda izleyeduralım, aşk okunu totosuna yemeyen idol kalmadı, derelerden tepelerden Japonyalardan Carolardan şarkılar yürütüldü, bazıları yanlış kameralara soyunup tuhaf bir şekilde bunun ekmeğini yedi... İşte ben de artık bu seneyi tüketmeye yaklaşmamız sebebiyle zamanında çenemizi -ya da bu durumda klavyenin üzerindeki parmaklarımızı- yormuş olan bu olaylarda hatırımda kalanlarını bir araya toplayayım dedim. Bakalım nelerin kazanını kaynatmışız zamanında?

Biraz da K-Rocka Kulak Kabartalım: Jaurim


 Bugünlük kpopa "hadi yavrum git salıncaklarda sallan biraz sen" deyip size uzunca bir süredir en sevdiğim iki k-rock grubundan birisi olan Jaurim'den bahsetmeye karar verdim. "Kpoptan biraz sıkıldım, eskiden de böyle rock mock bir şeyler dinlerdim özledim gibi" diyenler için iyi bir alternatif olacağını düşünüyorum. Yanlış düşünüyorsam da... Yazmaya başladık bir kere asfaghfdadhgfh

10 Aralık 2013 Salı

2013 MAMA (Mnet Asian Music Awards) Yazısı...


... Fena halde gecikmişinden hem de.

 Aslında hemen ödül töreninden sonra sıcağı sıcağına yazmaya başlayıp sonra can sıkıntısından yarım bıraktığım bu yazıyı hiç göndermeye niyetim yoktu. Ama oldukça yaklaşan yeni yıla eski seneden yük taşımak istemediğimden blogumun kayıtlar arşivinde ufak bir temizlik yapayım, orada çürümeye terk edilmiş zavallı taslaklarımın üzerindeki tozları silkeleyip yakalarını paçalarını düzelterek görücüye çıkarayım dedim. İyi mi ettim kötü mü, orası ayrı bir konu tabi. Neyse şu anda sen -evet, sen sayın okuyucu- bu satırları okuyabildiğine göre ahlanıp vahlanma zamanı çoktan geçmiş demektir. O yüzden... Başlayalım mı?

11 Kasım 2013 Pazartesi

Beşi Bir Yerde...

Ben ve iğrenç başlık seçimlerim... Neyse sonra kafamı beş defa masaya vururum ben, siz merak buyurmayınız. Ama onun öncesinde hakkında konuşmak istediğim beş tane geri dönüş var:

27 Ekim 2013 Pazar

Bazı Sorumsular, Bazı Yorumumsular...


 ... Ya da öyle bir şeyler. Sadece canım sıkıldı, o yüzden biraz orada biraz buradan, bir şeylerden bahsedeyim dedim. Başlayalım mı?

24 Ekim 2013 Perşembe

MAMA 2013 Adayları Belli Oldu...

... ve MNet'in sitesindeki oylama başladı. Ben de saygılı bir kpopsever olarak ilk -ve yüzde seksen üç ihtimalle son- oyumu kullandım. İşte adaylar ve benim seçimlerim:

22 Ekim 2013 Salı

Kişisel KPOP Kız Grupları Rehberi Sürüm 2.0

 1 yıldan uzun zaman önce "hep erkek grupları hep erkek grupları... Kimse mi kız gruplarını dinlemiyor yahu?!" kafasıyla bir kız grupları rehberi yazmış, çoğu grup hakkında kendi düşüncelerimi belirtmiştim. Ama gel zama git zaman yeni gruplar çıktı benim listeye aldığım bazı gruplar hakkındaki görüşlerim olumlu ya da olumsuz bir yönde değişti yani listem kpopun hızına dayanamayıp eskiyerek çöpe atılacak kıvama geldi. Bu sebeple ben de eski listeden kurtulup bir sürüm 2.0 hazırlamaya karar verdim. :D

 Genel olarak yazının hatlarına dokunmayacağım sadece bazı eklemeler olacak o kadar. Bu sebeple eski yazının başına koyduğum notla başlayalım mı?

 "Bunlar sadece benim bir benim bir göz attığım ya da dinlediğim kız grupları hakkındaki bilimsel dayanaktan son derece uzak, tamamen hala ham olduğunu düşündüğüm kişisel zevkime göre yazılmış, grup tanıtımından ziyade gruplara bakış açımdan bahsedilmeye çalışılmış zırvalıklardır. Hayır, ben önce uyarımı yapayım da~haha"

15 Ekim 2013 Salı

SHINee "Herkes"i Yanına Çağırıyor...



...Ve ben bu seferlik "pas" diyeceğim. En azından çıkış parçası için.

 Benim kafalarını sallaya sallaya yanaklarını bastırıp yüzlerini balık şekline sokmak istediğim -evet aynen böyle seviyorum- SHINee yaz öncesi çıkardığı iki full-length ve yaz sonuna doğru gelen bir repackagedin (hayır Japoncaları saymıyorum) ardından sonbaharda da yeni mini albümleri "Everbody" ile sahnelere geri döndü. 7 yeni şarkı içeren "Everbody" minisinin bende yarattığı ilk tepki ise sazımı elime alıp "gelmez olaydın panchak SHINeecim dönmez olaydın..." şeklinde türkü çığırma ihtiyacı oldu...

 not: Evet çıkış şarkısı hakkında oldukça ağlak, yer yer ergenlere bağlamış, satır aralarına sümkürülmüş ve aşırı şoktan birazcık (!) abartılmış bir yazı okuyacaksınız, uyarmadı demeyin. Shawol yanım kendini uçurumdan aşağı atma aşamasında ama sevdiği şarkılar arkasına yapıştı bırakmıyor sayın okuyucu. Canım yanıyor, çok canım yanıyor... agfshgasfhgafsh

6 Ekim 2013 Pazar

Let's Talk About... WIN

*Sabahın köründen beri (Pazar pazar hangi manyak altı buçukta uyanır ki diye düşünenler... Ben bir tanesini oldukça yakından tanıyorum) kafamda çalan şarkısı sebebiyle başlığıma ilham olmuş olan mahallemizin pandası Seungri're selamlar. I lab you booboo~


20 Eylül 2013 Cuma

Başlık mı? O da Ne?


 Waddup everbody I'm Nym to da Phe or maybe Phe to da... Olmadı. Gaaaah zamanında kendime daha gangvari bir isim seçmem gerektiğini biliyordum. En azından şöyle GD gibi her kalıba girebilecek bir şeyler... Gerçi şarkı Jay Park'tan ama oraya takılmayın şimdi yoksa yazı daha başlamadan Korelilerin içine bir beni atmadıkları tuhaf, karman çorman çorbalarına dönecek. Ya da döndü bile mi? asghahsfhgfdh

 Neyse... Ne var ne yok bakalım? Şahsen beni sorarsanız buraya parmaklarım alışsın diye neler karalayacağıma bir türlü karar verememek dışında bir sorunum yok diyebilirim :D Bu yüzden kendi cephemden bir kaç ufak tefek haberle başlayıp sonra biraz K-müzik dolaylarında dolandıktan sonra saygı duruşu ve kapanışla programıma son vermeyi arzu ediyorum efenim.

25 Temmuz 2013 Perşembe

BEAST ve "Hard To Love, How To Love" Albümü


 Aslında bu yazının başlığı "Aşk da zor zanaat be janııııım", "Acıların Çocuğu Bistıığ", "Üç Defa Kasseob desem yanıma gelmez misin yaaaar?" (ara not: Yazar delicesine Seobbie hayranı değil sadece etkilenmiş durumda) falan da olabilirdi ama zıvıtıp süper kalitesiz esprilerimle canınızı yakmak istemedim. Böyle de düşünceliyimdir işte  :P

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Pazartesi Sendromu mu? Size Bir Parça Kpop Verelim de Canlanın...


... ya da ölün, çünkü geride bıraktığımız Pazartesi bütün fanlık duygularımı aklımın sağlam kalma çabası veren kıyılarına vurup ortalığı darma duman etmiş bir tsunami gibi ayaklandırdığında birkaç defa öbür taraftakilere "haaaaiiii!!" deyip geri döndüğümden fena halde şüpheleniyorum ben.

 Evet biliyorum Pazartesiyi geride bırakalı neredeyse iki gün olacak. Ama ne zaman bir yazıyı sıcağı sıcağına ya da söz verdiğim zaman yazdım ki? İçimde küçük bir YG Papa kaçak kamp kurmuş olabilir mi, ne dersiniz? XD

 İşte benim için geçen Pazartesinin bugüne kadar uzanan kpop sendromu:

(...na geçmeden önce: Yukarıdaki gifin bu mevzu ile ne alakası var diye düşünenler olacaktır eminim. Hani Kyungsoo kendini tokatlıyor ya -ki bunu çok sık yapar- o halini bir ayılmaya çalışma olarak düşünüahjsgjagsahgsfh... Tamam, bir mantığı yok sadece gözümün önünde Kyungsoo olsun diye oraya koydum onu. Ama çok şirin velet, değil mi? XD

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Kişisel Bir "Comebaaaaack!!!"

Geri döndüüüüüüüüüm!!!!!!

 Yani... Umarım. XD

 Bir aydan fazla süredir kapalı olan tezgahımı şu anda ortalara serip gene bol keseden sallayarak müşteri kazıklamaya beni neyin yönlendirdiğine dair hiçbir fikrim yok aslında saygıdeğer okuyucum. Hem de gecenin köründe, hem de dün 3 saatten fazla uyumamışken... Ama başlamış bulundum bir kere, o yüzden bu çamura saplandığından teker yuvar ilerleyecek zırvalığa katlanacaksınız eski günlerin hatrına~kkkkkk Eh, okumadan da gidebilirsiniz tabi -ki yazının gidişatını (daha doğrusu gidemeyişatını) düşünürsek oldukça mantıklı bir eylem bence- ben kimseye söylemem XD

7 Haziran 2013 Cuma

Nitelik Nicelikten Önce Gelir: MBLAQ ve Yeni Mini Albümü "Sexy Beat"


 Sonunda... Neredeyse bir buçuk senenin ardından (This Is War promosyonları taaaa geçen senenin başındaydı, SHINee istisnasıyla kpop gruplarının Japonya'da yedikleri naneleri ise pek umursamıyorum) MBLAQ 5. mini albümleri "Sexy Beat" ile kpop sahalarına geri döndü. Bu sene çıkan gruplarda pek ışık göremedikçe eskilerin özlemiyle yanıp tutuşan ben de bir muradına daha ermiş oldu XD

5 Haziran 2013 Çarşamba

EXO Okullu Oldu Comeback Sahnelerini Doldurdu...


 ...Sevinçliyiz hepimiz, yaşasın senelik eziyete son veren SMimiz~ Tamam, son kısımda melodiye uydurmak için Zelo hızında rap falan yapmak gerekiyor ama hepiniz yazının konusunun ne olduğunu anladınız işte. Geçen senenin sadece bir kerecik görünen, sonra yüz görümlüğü isteyen yeni gelin ayaklarıyla fanları ile takipçilerini deli eden, gözyaşlarını sel olup akıtan, o çekilen 23 teaserın her saniyesini ayinler eşliğinde izlemelerine neden olan batan gemi misali rookiesi EXO sonunda geri dönebildi! Hem de singleıyla minisiyle değil, aslanlar gibi bir stüdyo albümüyle... Zaten daha azıyla dönselerdi EXO fanları SM'i basıp biricik gruplarını güvenli bir yere taşıdıktan sonra (çocuklar 30 kilo falan olduğundan kucakladıkları gibi götürürler sonuçta), binayı Lee So Man'ın gözünün yaşına bakmadan içindekilerle birlikte ateşe verirlerdi benden söylemesi :P

23 Mayıs 2013 Perşembe

....

 Başlık yok, çünkü bu yazının bir konusu yok. Sadece... Öylesine...

 Son iki haftadır -geçen hafta bugün postaladığım yazı da sırf yazamamanın verdiği mide bulantısının saçma bir şekilde dışa kusumuydu çünkü- hiçbir şey yazamamanın, daha doğrusu başladığım her yazıyı taslakta yarım bırakmanın bunalımıyla debelenip gene de ortaya bir şey çıkaramıyorum. Neden? Kendimin de bu soruya bir cevabı yok aslında. Hala yeni çıkan albümleri dinliyor, olayları takip ediyor, her zamanki gibi bir grup idol için fangörllük yapıp gökkuşaklarıyla sarılmış bir biçimde bilgisayarımın başında asosyal asosyal otumaya devam ediyorum. Bu açıdan artık bu dünyadan sıkıldım, bırak beni haykırayım modunda olduğum da söylenemez. Ama gene de... Gene de bir şey yazasım yok işte. Daha da doğrusu başlıyorum başlamasına da bitirecek kudreti bulamıyorum sanki. Gaaaah ben de bilmiyorum. Bunalıma mı giriyorum acaba, ne dersin sayın okuyucu?

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Albüm Koleksiyonu: SHINee "The Misconceptions of You" ve "The Misconceptions of Me"

 Aslında uzunca süredir albüm paketleri hakkında bir yazı yazmıyordum ama bu akşam üzeri taaaaa 3 asır önce aldığım (tamam 3 asır olmadı ama benim sabırsız fangörl kalbim öyle hissetti XD ) The Misconceptions of Me albümüm geldi. Yani... YAAAAAAAAAYYYY!!!! Bu yüzden ben de sabahtan beri yaptığım Taslaktaki 254326 Konuya Bön Bön Bakıp Hiçbirini Yazamama Ritüeli'ni bir kenara bırakıp yeni bir sayfa açtım ve son çıkan iki SHINee albümü paketleri hakkında zırvalamaya karar verdim :D

Ön kapaklar....

7 Mayıs 2013 Salı

Kısa Kısa...

 Geçen ay ruhuma işlemiş kronik tembelliğimin kendini hiç çekinmeden ortalara sermesi ve dün de iki yeni albüm ve bir singlea birden merhaba dememiz sebebiyle (daha bir çok şey çıktı ama benim bahsedeceklerim sadece bunlar) atladığım, bahsetmek için gerekli enerjiyi devrelerimde bulamadığım ya da zaten yeni çıktığından sıcağı sıcağına olacak kısa bir albüm inceleme turu yapayım dedim. Ne iyi etmişim değil mi? :P

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Görmekten Memnun Kalacağım Bir Kabus: SHINee "The Misconceptions of Me"


 Evet, evet, gene geç bir SHINee yazısı... Ama eğri oturup doğru konuşalım; mevzu fangirllük olduğunda kimseye çaktırmamaya çalışıp fena halde çuvallayarak -bütün gün twitterda onlar hakkında konuşmamın önüme gelene "onlar benim bebeklerim *-*" dememin bu saklama çabama pek katkısı olmuyor, farkındayım- zirveye koyduğum SHINee hakkında ne zaman hemencecik bir yazı yazdım ki?~kkkkkk

 Nisan ayının 26sında çıkan ve Chapter 1.:The Misconceptions of You'nun ikinci kısmı olan Chapter 2.:The Misconceptions of Me tıpkı ilk albüm gibi 9 şarkı içeriyor. Hakkında yazdığım yazıya buradan ulaşabileceğiniz birinci kısmın aksine aksine ikinci bölüm daha karanlık bir havaya, daha doğaüstü bir temaya sahip denebilir basitçe bir karşılaştırma yapmak gerekirse. The Misconceptions of You geçmişe bir selam niteliğindeydi genel olarak oysa The Misconceptions of Me daha fütüristik bir çizgide dolanıyor. Bununla birlikte iki albümün de rüya teması çevresinde dönmesi, genel olarak orta tempodaki şarkılardan oluşması ve bol miktarda elektrorif kullanması ve tabi ki SHINee üyelerinin artık oturmaya başlamış genel vokal tarzları ortak nokta olarak kabul görebilir. Bu kısa karşılaştırmadan sonra yeni albümü daha yakından incelemeye başlayalım mı?

2 Mayıs 2013 Perşembe

Geçmişe Bir Bakış...


 Tamam, o kadar da geçmişe değil sadece geride bıraktığımız aya. Yani şu anda 2008-2010 arası kpopun altın çağıydı; nerede o eski Star Golden Bell, Oh My School gibi programlar; beybi feys SHINee'nin "noona nomu yepposo" deyip mutfakta kimchi yapan evde kalmışlara hayaller kurdurduğu, 2PM'in tshirtlerini caaaaart diye yırtarak genç kızlara ecel terleri döktürdüğü, Wonder Girls'ün kpopun incileri olduğu (hitlerdi millet kabul edelim), DBSK'nın Mirotic'le üç dilde ortalığı salladığı, Big Bang'in hala Big Bang denince akla gelen hitlerini patlattığı, sonlarına doğru MBLEASTin hayatımıza daldığı, Infinite'in "Dashi Dorowa" diyerek bir tilkinin peşinde koştuğu o muhteşem günler vs. vs. temalı bir yazı yazmayacağım. Gerçi bu cümleyi yazdıktan sonra o günlere olan özlemim kabarınca pek de fena bir fikir gibi gelmedi ya... Gözümdeki yaşları sileyim en iyisi... Neyse ne diyordum? Geçen Nisan ayında kpopla ilgili tek bir yazı bile yazmayıp zavallı blogumu tamamen başıboş bıraktığımdan içimde kalanları bir yazıda ortalığa döküvereyim dedim. Büyük ihtimalle çoğunu unutacağım (hele bu yazıya sırf uykum gelmediğinden gecenin köründe başladığımı düşünürsek) ama gene de yazma ihtiyacı duyup bir türlü beceremediğim tuhaf bir evredeyim, bu yüzden hevesim gene tuhaf bir yerlerime kaçmadan... Go go go let's go!!

Nisan'da Çıkışanlar...
Tomboy imajı ve seslerinin neye benzediğini anlamayı imkansız hale getiren bir autotune ile kpopa dalmış olan GI

 İşte itirafım geliyor: Nisan ayında yeni çıkış yapmış grupların hiçbirisini dikkat çekici bulmadım. Çoğunun şarkısını yarıda kestim, sonuna kadar dinlediklerimin de bir tanesini bile tekrar başa sarma ihtiyacı duymadım. Geçen sene de debut açısından yoğun bir yıldı, büyük ihtimalle benim aklımda daima kpoptaki rookie yılı olarak kalacak hatta. Evet, 2012'de tonlarca debut oldu ama bir şeyler vaat edenler de çıktı. Çoktan ilk on kpop grubum arasında sağlamca yerini kapmış olan B.A.P., başlarda gıcık olsam da yavaştan yavaştan ısındığım ve yeteneklerini görmeyi başardığım EXO (hep söylerim ve hep de söyleyeceğim: SM'de ilk defa rape yakın bir şeyler yapan birileri var~kkkkk ), Faher gibi bir ballad şarkısıyla çıkmanın asrın hatası olduğunu fark edip hemen çark ederek geçen sonbahar başı abartacak kadar fazla dinlediğim Wow'ı yapmış Cube'u gözümde biraz daha sevilesi bir mertebeye taşımış olan BTOB, pek kıymetleri bilinmese de benim en sevdiğim kız gruplarından olan SPICA... Oysa bu sene sadece Nisan ayında değil genel olarak ilk yarının büyük kısmında çıkan rookie grupların bir tanesi bile bana "bir mercek altına alalım bakalım" dedirtmedi. Belki de artık gençleri takip edemeyecek kadar yaşlanmışımdır, kimbilir?...

Bir de Geri Dönüşler Var Tabi...

 Kpop dediğin saç renklerindeki değişikliklere göre tarihleri saptanmaya çalışılan, teaserlarına çıldırılıp, MVleri için sabahlara kadar beklenilen comebackler olmadan olmaz ama değil mi? XD Debutlarda çektiğim yoksunluğun aksine geçen Nisan'da hakkında üç beş kelam etme isteği duyduğum comebackler oldu. Yehhu!

 İlk olarak sevgili Big Bang'in saygıdeğer lideri Gold&Diamonds boy GDragon'un dijital teklisi MichiGO'yla Nisan ayına merhaba demiştik. Eh belki de kötü başlangıçlar kötü sonuçlar doğuruyor sözü doğrudur, çünkü kendi adıma konuşmam gerekirse MichiGO'dan hiç hoşlanmadım ve bir zamanlar söylediğim "Big Bang tek bir la notasını şarkı diye önüme sürse 4 dakika boyunca dinler ve sanatta sadeliğin ve dinginliğin sözcüsü olmaya çalışmışlar şeklinde bir yorum yapıp gruba hayranlığımı dile getirirdim" tarzındaki sözlerimin hepsini bir bardak soğuk su eşliğinde geri yutmak zorunda kaldım. Tabi mesele şu ki Big Bang mevzu bahis olunca benim beklentiler Mars'a doğru konaklamaya gidip aşağı inmeyi reddediyor, bu yüzden bu şekilde gece kulübünde saat üç buçuktan sonra herkes "dünya dönüyor/ben de dönüyorum/ne ahenkliyiz değil mi panpa?" moduna girdiğinde dinlenecek bir parça yaptıklarında hayal kırıklığının dibine vuruyorum. Ayrıca arkasından gelen MVnin de tamamen anlayış kapasitemin dışında olması ya da şarkıda GDnin de söylediği gibi çıldırmaktan başka bir anlam ifade etmemesinin de olaya pek katkısı olmadığını eklememe gerek yok sanırım. Tek bir şarkıyla Big Bang'in tahtını sallayacağım falan yok, onlar tartışmasız kpopun kralları. Ama MichiGO için GDye söyleyeceğim şu: Olmamış be pweety boy!

 Bundan sonra hazır bahar da gelmişken K.Will mevsime gayet yakışan bir parçanın (Love Blossom) sempatik bir MVyle çıkış parçası olarak kullanıldığı 3. albümünün 2. kısmını yayınlayıp içimizi açtı. Aslında bu albümünün ilk kısmıyla dikkatimi çekmiş olan K.Will müzik dünyasında bulunma süresiyle karşılaştırıldığında oldukça yeni bir keşif benim için. Geç kaldığım için hala hafiften için sızlıyor aslında, çünkü sesinden çok hoşlanıyorum kendisinin. 7 şarkıdan oluşan albüm K.Will'in genel çizgisinin aksine çok da yavaş parçalar içermiyor, bu açıdan da tam bir bahar albümü. Ben çıkış parçası Love Blossom ile beraber Beenzino'nun eşlik ettiği gerçekten gezinti gibi bir şarkı olan Bon Voyage'i seviyorum. Ama albüm genel olarak çok dinlenesi, hala göz atmadıysanız geç olsa da tavsiye ederim.

Nisan ayında gelen bir başka bahar albümü daha Gain ile Hyunwoo'nun düet albümü Romantic Spring oldu. Aslında bu bir comeback sayılmaz ama ikisi de bilinen şarkıcılar olduğğundan burada olmasının kimseye de zararı olmaz XD Gain benim en sevdiğim kadın idol gibi bir şey olduğundan göz atmıştım albüme ama Hyunwoo ile Gain'in seslerinin uyumu hoşlandım o yüzden bir süre dinlemiştim. İsmini hak eden bir albüm; ağırlıklı olarak kullanılan akustik enstrümanların getirdiği hafif, romantik bir havası var ve yeni doğmuş, mutlu aşklar üzerine şarkıları...

 Bunların arasında çıkan Jay Park'ın pamuk şeker Joah'sı ile arkasından gelen "hard candy" Wellcome'ı; BTOB'ın bahara uygun pek bir sevilesi 2nd Confession'ı; C.N.Blue'nun Japonya'da çıkardığı Blind Love teklisi (ki C.N.Blue'nun Japonca şarkıları daima daha fazla rock oluyor) bir göz atılasılar arasında sayılabilir.

 Bir de Kore müzik dünyası için aslında Nisan ayının en büyük olaylarından biri olan (biliyorum, siz hala EXO comebacki bekliyordunuz ama o değil işte) bir tanesine de değinmeden olmaz: Cho Yong Pil 19. stüdyo albümü Hello ile geri döndü. Şimdi kim o yahu diyenler için: Efsane kelimesi var ya... İşte o Kore müzik dünyasında aynı zamanda Cho Yong Pil olarak da okunuyor XD Bir çok hite imza atmış olan sanatçının son albümüne bir göz atmanızı tşiddetle tavsiye ederim, sayın okuyucu.

 Son olarak Nisan ayında benim kalbimi dugeun dugeun attıran tek kpop olayı: SHINee geri döndü!! Bunun hakkında saatlerce gevezelik edebilirim -sanki çoktan yapmamışım gibi-, ama zaten albüm hakkında yazı yazacağımdan olayı burada bırakıp hala tuhaf şekilde devam eden heyecanımı sonraya saklıyorum~kkkkk 

Kpop Değil Ama... Benim Gözümde Nisan Ayının Zirvesi...

 Kesinlikle Zion T. albümü! Hakkında onca mızıldandığım, "vloglarda söyledin ama hala fol yok yumurta yok Cayoon" diye çemkirme seviyesine gelip bazen var olduğunu düşünmekten inanılmaz zevk aldığım hayali klasımı gene hayallerimde yerle bir ettiğim, sonra miktarın az olduğuna karar verip biraz daha mızıldanıp zırladığım albüm sonunda çıktı!! Bak, gene bir heyecan bastı beni, şarkılar kulağımda çalmaya başladı, içim bir fena oldu...

 Gördüğünüz üzere Zion T.nin Red Light albümü hakkında öyle aman şu enstrüman, aman bu müzik tarzı gibisinden yorumlar yapabilecek kadar aklımı başıma toplayamıyorum... Hala...  Çünkü albüm o kadar... o kadar çok... Yani demek istediğim... Dinleyin işte yahu! Ben de bu yazımı bitirdikten sonra elime dün ulaşmış kopyasını bir dosttan fikir çalarak yastığımın altına koyup huzurlu huzurlu uyuyayım~kkkkkk

Not: Bu arada hazır Amoeba sularına girmişken her ne kadar Mart ayının ikinci yarısına ait olsa da burada adı geçmezse büyük üzüntü duyacağım bir şeyden daha bahsedeyim: E-Sens geri döndü ve Supreme Team Thanks 4 Waiting adında yepisyeni bir single yayınladı! Benim başında öyle dediği için City Lights demekten hoşlandığım ama aslında gerçek ismi "Stay The Way You Are" olan çıkış şarkısının beati harika ve her dinlediğimde bana "Asıl biz size böyle bir şarkıyla döndüğünüz için teşekkür ederiz" dedirtiyor. Canımın içi Crush'ın eşliğinin de çilek üstündeki krema gibi olduğuna da değinmeden geçiştirmeyeyim işi... Şarkıyı merak edenler buraya tıklayarak çevirisine ulaşabilir.

Not2: Bir de Nisanda Geeks'in How About'ı çıktı haberiniz olsun... Hazır bu çevreye uğramışken ona da değinelim, belki gözden kaçıran olmuştur. ^^ (Ayrıca bu ay full albümleri de çıktı bu gece fark ettim, indirdim ama ne yazık ki henüz dinlemedim. Bir Geeks yazısı yazmayı düşünüyorum eğer yazarsam orada bahsederim albümden de...).

Nisanda Başladı Ama Mayısın Olayı Bu...

 Neden mi bahsediyorum? Kız gruplarının geri dönüşlerinden tabi. Nisan ayının son haftasında piyasanın 3 kız grubu comeback yaptı: 4Minute "Name is 4Minute" mini albümü ve "What's Your Name" çıkış parçasıyla, T-ARA N4 adı altında sub-unit olarak "Jeon Won Diary" ve aynı ismi taşıyan çıkış parçalarıyla son olarak Secret  "A Letter From Secret" albümü ve "Yoo Hoo" isimli şarkılarıyla... Henüz albümleri dinlemedim, çıkış parçalarından da sevdiğim bir tanesi yok. Secret'ın şirin tarzı pek bana göre değil, 4Minute'ün şirin ve seksi konsept arasında gidip gelişleri onları bildim bileli başımı döndürmüştür, T-ARA'nın ise şarkısınından pek hoşlanmadım. Gene de üçü arasında (aslında ikisi; T-ARA'nın Kore'de pek şansı yok artık) bir kapışma olacağından olaya değinmek istedim. Albümleri ise bu aralar dinleyeceğim, hoşuma giden bir şey olursa bir yerlerde kesin gevezelik ederim :D

 Son Olarak... Mayısın Getirecekleri...

 Öncelikle şu anda Mayıs ayının en çok beklediğim olayı: Lee Hyori geri dönüyor! 5. stüdyo albümü çıkaracak olan kpopun kraliçesi (evet Boa fanları kraliçe Lee Hyori... Key kapa çeneni, kraliçe Hyori dedim!)  henüz tam tarihi açıklamasa da ilk yarıda albümünü çıkaracaktır diye düşünmekte ve sabırsızlıkla beklemekteyim. Çünkü youtubeda bulabileceğiniz teaserlar yayınlandı bile. Evet teaserlar... Çünkü birden fazla var... Kraliçe geri dönüyor dedik ya... Bugün bir dostun (hadi isim verelim Gdrug XD) göndermesiyle Vouge çekimlerini izledim de... Özlemişim hatunu ne diyeyim...

 Bir de 2PM var tabi ki. Bu ayın 9unda üçüncü stüdyo albümleri Grown'u çıkaracak olan grup o kadar uzun bir ara verdi ki, artık hiç geri dönmeyeceklerini düşünme evresine girmek üzereydim. Açıkçası bunun 2PM'in batmak ya da çıkmak için olan tek şansı olduğunu düşünmekteyim, ki aynısı pek çok konuda fena halde çuvallamış olan JYP için de geçerli. Tanıtım gelirlerini yüksek tutmalarının (büyük şehirlerdeki bilboardlar... Tabi sen JYP'sin, büyük düşün!) bundan başka bir amacı olamaz her halde. Güzel bir comeback yapmaları ve o eski günlerine geri dönmeleri dileğiyle, çünkü her ne kadar yetenek açısından fakir bir grup olsalar da itiraf edelim, izlettiriyorlar kendilerini.

Eski günlerden bir MBLEAST gifi... Ahahaha MBLEASTi seviyorum :D

 Ayrıca ortalıkta bir Beast ve MBLAQ geri dönüşü söylentileri dolanıyor ki olsa değmeyin keyfime... Tarihleri resmi olarak açıklanmadı ama iki grubun da isimleri bazı listelerde var o yüzden umut dolu gözlerle bekliyorum kendilerini. Beast çoğu kişinin bildiği üzere benim en sevdiğim gruplardan biri o yüzden acil tarafından bir şeyler yaparlarsa çok memnun olacağım, bir önceki albümün neredeyse senesi geldi. MBLAQ ise... özledim yahu! Ne zamandır ortalıkta yoklar (müzik olarak), insan özlüyor agsfahgdshadsh

Tamamen kişisel zevklere dayanan ve zerre kadar müzikle alakası olmayan not: MBLAQ koordinoonası, makyözü artık bu işe kim burnunu sokuyorsa özel bir ricam olacak: G.O. bu comebackte de bıyıklı olsun XD Biz onu öyle seviyoruz~kkkkkk

 Ayrıca bir dedikodu daha... EXO comebacki diye ağlayanlara müjde (her gün tweetlineımda kendisiyle ilgili bi şey görüyorum, grupla alakam olmamasına rağmen ben stres yapmaya başladım olduğum yerde), Mayıs ayında EXO dönecek şeklinde bir muhabbet var ortalıkta. Gerçi onlar çıktıklarından beri comeback yapıyorlar da bu sefer işler ciddi gibi. Hem SMin SHINee'nin ikinci albümünü Jonghyun'un yaralanmasına rağmen kesinlikle ertelemeden aradan çıkarması (üstelik ciddi para getirecek Japonya konserleri ertelendi yani albüm de pekala ötelenebilirdi) Mayıs ayı için başka planları olduğu anlamına geliyor bence. SNSD Japonya'da albüm çıkarıp tanıtımlara başlayacak, SHINee Jonghyun iyileştikten sonra Japonya Arena Tur'una çıkacak, f(x)'ten ses seda yok (zaten onlar üvey evlat SMde), Super Junior'ın ise bildiğim kadarıyla Donghae ve Eunhyuk'un Japonca singleı dışında albüm planı yok... Geriye bir tek EXO kalıyor Mayıs için. Bu yüzden artık SHINee MVsinde EXO comeback ipuçları aramanıza, her yerde EXO görmenize falan gerek yok. Şimdiden hayırlı olsun EXO fanları :P

Bu arada söylememe rağmen kimse tarafından takılmadığım bir şey daha: EXOtic resmi fan ismi değil ahtapotlu bir şey olduğu bile söyleniyor normalde agsfhgahfdgdgh Bu EXOtic'i yabancı fanlar buldu sanırım. Her neyse SM resmi bir fandom ismi vermedi zaten henüz EXO'ya. Umarım sonları f(x)'e benzemez tez elden bir fandom isimleri olur yavrucakların... Zavallı f(x)... Çıkalı 3 sene oldu hala fandomu adsız... 
______________________________

 Daha Nisan ayında kim bilir neler neler oldu kpop dünyasında... Ama uykum yok diye bloguna girip sabahı etmiş olan bendenizin bulanık beyninde kalanlar sadece bu kadar... Umarım bu kısa özet hoşunuza gitmiştir. Yazılarımı bekleyecek kadar iyi kalpli insanlar varsa onlara da bu kadar uzun bir süre yazmadığım için özürlerimi gönderiyorum. Kokulu öpücük de ister misiniz? ahsgahfshgash

 Her neyse... Gittim XD

10 Nisan 2013 Çarşamba

Sonunda 2012 Hiphopplaya Ödülleri Sahibini Buldu...


 Aslında bloguma yolu düşenler arasında iki elimin parmaklarını geçmeyecek kadar insanın umrunda olacak bir olay bu - ve evet, iyimserliğim hala son gaz devam ediyor... "Burası benim çöplüğüm; canım ne isterse onun hakkında yazarım uleeeyn!!"diyeceğimi falan zannediyorsanız, onu da çok beklersiniz çünkü ben gayeeeet kibar, kendi halinde bir kızcağızım~kkkkk Ama cidden millet... Burası benim çöplüğüm XD

 Şimdi bu yazıyı okuyacak kadar zaman ayırma kibarlığında bulunan kişilerin arasında Hiphopplaya'nın ne olduğunu bilemeyenler için kısa bir açıklama yapalım. Hippoplaya şuraya tıkladığınızda ziyaret edebileceğiniz ve k-hiphop k-R&B hakkında her türlü naneyi bulabileceğiniz bir tür cennet. Underground müzisyenlerle yapılan söyleşi ve röportajlardan, bedavaya ulaşabileceğiniz tonlarca mixtape albüme, canlı performans ve müzik videolarından, etkinliklerde çekilmiş resimlere, swag dolu bir moda bölümünden online satış mağazasına kadar çorbada olması gereken ne varsa yani...İşte bu kocaman ve underground hiphop kültüründe gayet önemli yer tutan portalın düzenlediği bir şey Hiphopplaya Ödülleri. K-hiphop ve R&B severlerin oylarıyla oldukça uzun bir sürede belirlenen kazananlar, piyasa içinde de bir şekilde kendilerini ispat etmiş olurlar aslında, çünkü "oppam kazansın" mantığından oldukça uzak olan bir dünyadan bahsediyoruz burada XD

 İşte Kore'deki underground hiphop R&B kültürünün en önemli ödülleri olaran "Hiphopplaya Awards" bugün itibariyle kimlerin kazandığını internet sitesinde duyurdu ve sabah bunu gören benim gözlerimi ovuşturmayı bırakıp sevinç içinde Hula Hula zafer dansı yapmasına neden oldu. Hayatımda ilk defa bir etkinlikte gördüğüm neredeyse her ödül için "Fuck yeah!!! Hell yeahh!!" nidaları atma imkanı buldum çünkü~kkkkkk (Evet, ben ünlü ödül törenlerinin sevmediği insanlardanım. Asla Oscar'ı istediğim kişiye vermezler mesela, birazcık Kore dolaylarına da uğrarsak MAMA ile olan ilişkim hepinizin malumu XD ).

 Bakalım kimlere neler gitmiş bu seneki Hiphopplaya Awards'da?

24 Mart 2013 Pazar

"Yeni Bir Meydan Okuyuş" Ama "Eski Infinite"


 Evet, bir solo (Sunggyu- Another Me) ve bir sub-unit (Infinite H - Fly High) çalışmasından ve zavallı Yeollipop'un yatağında ızdırap içinde geçirdiği 10 aylık bir aradan sonra Infinite albümlerinin adının da söylediği gibi "yeni bir meydan okuma" için grup olarak ışıltılı kpop sahnelerine geri döndü. Hem de baharın gelmesiyle gönül yaylarının aksamında değişiklikler olmuş aşık adamlar olarak...

20 Mart 2013 Çarşamba

Onew ve Tini Mini Orta Parmağı...


 Öncelikle böyle bir başlık atıp, böyle bir konu hakkında zırvalayacağım için hala hafif bir şoktayım. Ama yapacak hiçbir şey bulamadığım ve aklıma gelen her şeye bir haftadır buzdolabında duran kreması kurumuş pasta muamelesi yapıp burun kıvırdığım bu gecede fena halde canım sıkılıyor. Eh, böyle bir yazıyı okuyarak zaman öldürmeye karar verdiğinize göre sizin de canınız fena halde sıkılmış olmalı. O yüzden... Hadi başlayalım XD

16 Mart 2013 Cumartesi

[Öneri] Bir K-Indie Ziyafeti: Mind Paper Project

 Bugünkü yazım bir albüm incelemesi ya da grup tanıtımından ziyade bu aralar benim çok dinlediğim, sizin de bir kulak kabartırsanız bir şey kaybetmeyeceğinizi düşündüğüm ufak bir öneri üzerine olacak: Mint Paper Project ve albümleri.

 Mind Paper Project onlarca indie grup/müzisyenin bir araya gelerek başlattıkları bir proje (Aynı zamanda Kore'deki indie ödüllerinin ismi "Mint Paper", büyük ihtimalle proje de ismini buradan alıyor diyebilirim o yüzden). Şimdiye kadar bu proje kapsamında 4 albüm yayınlandı: Vol.1 Story of Cats and Dogs, Vol.2 Men, Women...and Stories, Vol.3 Life ve son olarak Vol.4 Cafe:Night&Day.

12 Mart 2013 Salı

"Ölümcül" mü? Hayır, Sadece Giriboy...


 ... dediğime bakmayın, çünkü You're Chemical ile kanıtladı ki Giriboy albümünün isminin dediği kadar (İlk albümünün adı Fatal yani ölümcül ) olmasa da istediğinde rahatlıkla nefesinizi kesebiliyor.

 Giriboy underground sahnesine 2011 yılının Aralık ayında Swings'in eşlik ettiği "You Look So Good To Me" ile resmi olarak dalmış bir rapper. Underground-resmi... Evet çelişkinin farkındayım ama ne demek istediğimi anladınız işte. İlk kayıtlı ve bir MVye sahip olan şarkısı bu yani XD Oysa rap yapmaya lise birinci sınıfta internette bazı rapperların freestyle videolarına denk gelip "Ben de bir deneyeyim bakalım" dedikten sonra başlamış. Zaten You Look So Good To Me başta olmak üzere Fatal albümündeki şarkıların neredeyse yarısını lisedeyken besteleyip yazmış kendisi.  

9 Mart 2013 Cumartesi

"GD&TOP - The First Album" Kazananı...


 Dün katılım süresi sona erdi, bugün de işim yoktu o yüzden başladım gönderilenleri okumaya... Öncelikle katılan herkese teşekkürler, yazdıklarınızı okumak büyük zevkti. Ama ne yazık ki elimde sadece bir albüm var, bu yüzden ancak bir kişiyi seçebiliyorum... İşte o kişi de.... Davullar lütfeeeeen...

1 Mart 2013 Cuma

Kpop Albümü Almak... Iyi de Nasıl?

 Bir süredir sosyal ortamda bir çok insan bana internetten kpop albümü almakla ilgili sorular sorar oldu. Bu yüzden ben de böyle bir yazı yazıp albüm almaya niyeti olan herkese ufak tefek tüyolar vermeye, bununla birlikte herkese aynı şeyi ayrı ayrı anlatma derdinden kurtulmaya karar verdim XD

 Açıkçası ben de öyle devasa bir koleksiyona sahip değilim, ne yazık ki oldukça küçük bir albüm birikimim var. Gene de albüm almak isteyen kişilere yardımcı olabileceğimi umuyorum.

28 Şubat 2013 Perşembe

SHINee Dream Girl'ünün Peşinde: Aşka Dair Rüyalar ve Yanlış Kanılar...


 Bir zamanlar "Oleeey karma gruuup!!" diye sevinç naraları atmama sebep olmuş ama hemencecik dağılarak hevesimi kursağımda bırakmış olan Co-Ed'in de dediği gibi "It's too late" bu yazı için, biliyorum. Ama geç olsun da güç olmasın değil mi? XD

 Evet hepinizin bildiği üzere artık neredeyse Japonya nüfusuna geçecek, Japan EMI veya Avex tarafından evlat edinilecek kıvama gelmiş olan SHINee sonunda kendi topraklarını boşlamaktan vazgeçti ve Kore semalarına geri döndü... Hem de tam iki albümle ve Sherlock zamanlarını düşünürsek gayet sıkı bir tanıtım maratonuyla!! SMin Koreli Shawolları kaybettiğini anlaması bayağı zamanını almış olmalı...  İlk albüm "Dream Girl Chapter 1: The Misconceptions of You" bu ayın 19unda dijital, 20sinde fiziksel olarak satışa sunuldu; düzenlenen albüm tanıtım/basın toplantısında ilkine göre daha karanlık olacağı söylenen "Chapter 2: The Misconseptions of Me" ise Nisan ayında çıkacak.

20 Şubat 2013 Çarşamba

Kpop Albümü Hediye Ediyorum!!

 Evet... Başlık kendi adına konuşuyor zaten XD

 Bu ayın 18inde blogumu açalı bir sene olmuş. Yaaaaay!!! Açıkçası ben de daha yeni fark ettim sayılır, ama meselemiz bu değil tabi~kkkkkk İşte tam bir senedir sizlerle bir arada eğlenmemin ilk adımı olan bu güzel günün ve kocamaaaan bir yılın şerefine (sanırım ağlayacağım T.T ) blogumu takip edip okuyan bir kişiye çok sevdiğim bir kpop albümünü hediye etmeye karar verdim. 

18 Şubat 2013 Pazartesi

B.A.P Silahlarını Çekip Ateş Etti: One Shot

  .....
 Açıkçası en tuhaf merhabaları söyleme, en garip sohbet girişlerini yapma konusunda küçük bir kupayı (değerli bir madenden olması tercihimdir, aç kalırsam eritip satarım) hak ettiğini düşünen bir insan olarak yaklaşık 20 dakikadır sayfaya boş boş bakıyor ve nasıl kır atıyla yeni fethettiği kalenin kapısından geçen kralın heybetini taşıyan bir giriş yapsam diye düşünüyorum. Göründüğü üzere hiçbir şey bulamadım, o yüzden yukarıdaki son derece anlamlı üç nokta ve bu laf salatasıyla idare etmek zorundasınız~kkkkkk

 Fark ettim de bir aydan fazladır bu blogda kpop hakkında saçmalamıyorum. Evet, özellikle bu blogda dedim çünkü twitterda ve facebooktaki grup sohbetlerinde, hatta bazılarına artık eski moda gelse de benim hala vazgeçemediğim msnde tam gaz zırvalamaya devam ediyorum. Huylu huyundan vaz geçmiyor sayın okuyucu... Eh, zaten kpoptada konuşacak konu bitmiyor. XD Peki madem hayatından memnundun, neden geri döndün buralara mı diyorsunuz? Bu soruya verecek iki cevabım var:

1. Yazı yazmayı cidden özlediiiiiiim....
2. 2012'yi favori rookiem olarak kapamış, baştan gözdem olan diğerlerini elinin tersiyle bir kenara fırlatmış BİEYPİ (yes sir!!) geri döndü!!

6 Şubat 2013 Çarşamba

Mimlendim!!!

 Aslında uzun zamandır yazı (neredeyse bir ay olacak) genel olarak ise mim yazmadığımı düşünürsek bu benim için de ufak çaplı bir şok oldu. Bu blogda sadece Kore müziği ağırlıklı olarak kpop üzerine yazılar yazıyorum o yüzden şimdiye kadar gönderilen bütün genel mimleri kibarca olduğunu umduğum bir şekilde reddettim (umarım kimse kırılmamıştır şimdiye kadar). Ama pek sevdiğim Neobi hatun gönderince ona hayır diyemedim ve işte buradayııız...

13 Ocak 2013 Pazar

Infinite H ve "Fly High"...


 Second Invasion konserinde beraber sahneye çıkışlarından beri Inspritlerin her gece dualarına "Lüften Yadong couple sub-unit olarak debut yapsııııın" diye bir alt madde eklemelerine neden olan Infinite H sonunda Fly High isimli mini albümüyle kpop piyasasına adımını attı. Öncelikle o duayı edip duranlarından biri olarak ne diyeyim, şükürler olsun!

 Ben bu albümü, bu debutu beklemesine bekliyordum, doğru. Hele çıkmasına az bir süre kala tracklistini görmemle birlikte prodüksiyonunun Primary'nin sihirli ellerine bırakıldığını; Dynamic Duo, Zion T. ve Beenzino'nun da işe karışacağını öğrenince ağzımın suyunu toplama konusunda sorunlar yaşadım, bu da doğru. İşte böylece beklentim yükseldi yükseldi, havası fazla basılmış bir balon gibi gökyüzüne doğru havalandı, biraz yakalanması zor bir seviyeye ulaştı. Bu sebeple albümü ilk dinlediğimde bir "eeeeee..." süreci yaşadım, itiraf ediyorum. Fakat sonradan yakınıp duran birilerine de söylediğim gibi bunun bir Primary ya da Beenzino albümü olmadığını hatırladım ve ona göre değerlendirmeye karar verdim, ki zaten bu yüzden çıktığı anda yazı yazmadım. Yani... İşte başlıyoruz:

 Fly High albümü 5 trackten oluşan, hiçbir enstrümantal (kod adı: filler ) versiyon içermeyen, Infinite'in iki rapperından bekleneceği şekilde hiphopı temel alan bir sub-unit albümü. Prodüktör Primary olduğundan şarkılar çoğu insanın hiphop deyince aklına gelen altın zincirler, ters takılmış şapkalar, hoodieler ve "ayo wassuup!!"lardan oluşan bir hava yerine daha klas daha cazımsı bir tada sahip ki bence bu gayet hoş. Hoya ve Dongwoo benim favori kpop rapperlarım arasında olmasalar da aralarındaki uyumu daima sevmişimdir, o yüzden albümde genel olarak yorum açısından da eleştirecek bir şey bulamıyorum açıkçası.

 Albüm ilk teaserlarında da kullanılan şarkı olan Victorious Way ile açılıyor ki kendisi Fly High'daki en rap olan parça olarak kabul edilebilir pekala. Biraz funky bir beat (ki ben bayıldım bu beate) üzerinde ilerleyen şarkı küçük dj hileleriyle de old school bir hava kazanıyor bence. Dubstepe bulanmış kpopta böyle bir intro duymayalı bir süre olmuştu sanki XD Sadece bu açıdan da değil üstelik. Önce Dongwoo'nun girdiği sonra ise Hoya'nın ipleri elinde aldığı parça "işte ben buyum adamım" temasında dolanan sözleri sebebiyle de old school rape diğerlerine oranla yakın. İyi bir giriş...

 Bundan sonra MV ve tanıtımlar için de kullanılan şarkı olan Special Girl'e geliyoruz. Benim bu şarkıyı sevmem için bir süre geçmesi gerekti açıkçası... Başta da söylediğim gibi cidden bu albümden, özellikle bu şarkıdan beklentim çok ama çok yüksekti benim. Yani sözlerini Beenzino yazıyordu (ki kendisi havasındaysa cidden çok iyi söz yazar), beste ve aranjman Primary'nin elinden çıkıyordu (biliyorsunuz Primary'nin yeteneğiyle evlenip yumuk yumuk, pembe yanaklı yetenekçikler yapmak istiyorum)... O yüzden bu şarkının bir tür bomba olmasını bekliyordum, dinleyince güzelliğinden ağlamayı falan düşünüyordum. Peki sonuç ne oldu? Ne yazık ki hayal kırıklığı... Kötü bir şarkı diyemem, değil çünkü. Ama Primary ve Beenzino'nun elinden çıkmış bir şarkı olarak şimdiye kadar yaptıkları işlerin yanında o kadar avarajın altında ki... Bir şeyler eksik, kayıt aşamasında kaybolmuş gibi. Ki bunun için Infinite H'ı da suçlayamam. Tamam, Primary'nin şimdiye kadar çalıştığı rapperları düşününce (Beenzino, Gaeko, Choiza, Simon D, Gray...) Dongwoo ve Hoya benden bir "hmmm"dan fazlasını alamaz ama gene de şarkıda kötü iş de çıkarmıyorlar bence. Üstelik sonuçta bunu yapıp ellerine veren Primary ile Beenzino. Bu sebeple bendeki hayal kırıklığını yaratanlar da onlar oluyor.

 Her neyse... Bir kpop albümünde undergroundın rahatlığını ve klasını aramak aslında cidden saçma olduğu için o alana geri dönüyorum: Special Girl Victorious Way ile karşılaştırıldığında daha orta tempoda ilerleyen, hafif bir şarkı ki Primary işi olduğu için buna pek de şaşmamak lazım. Basit bir davul vuruşu ile yumuşak bir beati temel alan parça, nakarat kısmında birazcık yükseliyor. Arada sırada duyulan klavye, parçanın geneline hakim olmasına rağmen arka planda kalan akustik gitar enstrümantal bir zenginlik sağlarken Primary'nin DJ yanından gelen dokunuşlar sözlerin ve çocukların yumuşak vokalinin de etkisiyle  gittikçe romantikleşen şarkıya bir eğlence katıyor. Sanırım o kadar da kötü değil ha? XD Açıkçası bir kpop şarkısı için cidden iyi ama bir Primary işi olarak hala hayal kırıklığı ne yazık ki. Primary ve Beenzino dinleyen herkes de böyle düşünüyordur eminim. Dinlemeyenler ise bunun biraz tadını çıkarıp sonra gerçek Primary ve Beenzino'ya doğru yola çıksın çünkü şu anda olduğunuz seviye... Nasıl desem? Çileği görmek gibi... Genelde gördüğünüzde yemek istersiniz ama asıl hazzı kokusu burun deliklerinizi doldururken bir parça ısırdığınızda çileğin o enfes kokusu damağınıza da yayılırken alırsınız ya... Uppss bu konu çok iyi yerlere gitmiyor. Yani demek istediğim şu: Beenzino ve Primary dinleyin, tamam mı? Gerçekten iyiler.

 Ne diyordum? Evet, Fly High albümü... Albümdeki 3. track benim bu debutu bekleme sebebim de olan Without You ki bence albümde yer alan en iyi parçalardan biri. Zion T.nin elinden çıkan (ki bunu öğrendiğimde fan çığlıkları arasından ilk duyduğumda neden bu kadar sevdiğimi anladım) aynı zamanda albümdeki urban R&B'ye en yakın parça olan Without You hem tatlı hem de seksi. Bütün o klavye girişi, piyano, parmak şıklatmaları... Cidden sevdim. Birisi (kod adı: güzzi XD ) Zion T.nin çok geri planda olduğunu söylemiş bundan şikayet etmişti. Eh, normali de bu değil mi zaten? Zion T. eşlik ediyor olsa da şarkı Dongwoo ve Hoya'ya ait. Ben arka planda kalmasından hoşlandım açıkçası. Normalde kendisi girdiği her sahneyi çalar (itiraf: sırf onu duymak için dinlediğim şarkılar var), ama bu şarkıda bunu yapmamış, meydanı gerçek sahipleri olan Infinite H'a bırakmış, iyi de yapmış. Ayrıca çocuklar canlı performansta da bu şarkının altından gayet başarılı bir biçimde kalkıyorlar.

 Bundan sonraki şarkı Dynamic Duo'nun Gaeko'sunun eşlik ettiği Can't Do It (ya da I Can't Tell). Sözler Dynamic Duo'ya ait, beste ve aranjman ise albümün 4 şarkısında olduğu gibi Primary'ye. Benim için bu şarkı albümdeki en fazla Primary olan şarkı. Hatta öyle ki müzik başladığında SSam D'nin o kalın karizmatik sesiyle "yeeaah" diye olaya girmesini bekliyor, Hoya'nın sesini duyunca bir şaşırıp kalıyorum. Gayet smooth bir parça ve Without You takıntımı kenara bırakırsak bence albümü dinlenmeye değer kılan bir şarkı. Without You ile büyük bir zıtlığı da var aslında: Zion T. kendini ne kadar geri plana çekmişse Gaeko da o kadar öne atmış XD Nakaratın tamamını o söylüyor ve şarkıdaki en baskın ses ve yorum Gaeko'ya ait. Kim kime eşlik ediyor anlamak imkansız :P Ama bunu bir kenara bırakırsak Infinite H'ın gerek albümde en iyi rap yaptığı parçalardan biri olmasıyla gerek Primary işi olduğunu sonuna kadar kanıtlayan smooth müziğiyle "I Can't Tell" benim için Without You ile beraber albümün artılarından biri.

 Albüm Baby Soul'un eşlik ettiği ve benim en zayıf halka olduğunu düşündüğüm Fly High ile kapanıyor.

 Infinite H albümü genel olarak iyi bir albüm, hatta kpop standartlarında hele son zamanlarda çıkan işleri düşününce zirveye oynar. Bu yüzden kpopseverler dinlemeli, dinletmeli çünkü bu albümde gerçek müzikten esintiler var. Ama albümü yapımcı kadrosu için dinleyenleri tatmin etmesi neredeyse imkansız. Eğer Fly High albümündeki parçaları Primary'nin Primary and The Messengers albümündekilerle ya da Beenzino'nun 24 26'sıyla karşılaştırıyorsanız benim zaten diyecek pek bir şeyim kalmaz. Tabi bundan başka: "Don't take it so serious and get ur ass down babe. This is just kpop." XD

not: Bu bir Infinite H yazısı ve ben ikiliden neredeyse hiç bahsetmedim sanırım.... Bence genel olarak iyi bir iş çıkarmışlar ama keşke albümde daha fazla etkin olabilselerdi. Daha önce Dongwoo da Hoya da bazı Infinite şarkıları için rap bölümlerini yazmış kişiler, tamamen bir albümün yapımcılığını üstlenemeyecek olsalar da (bunu yapabilen sadece üç idol biliyorum ben: Big Bang'den GD, Beast'ten Junhyung ve Block B'den Zico) en azından albümde kendi yazdıkları sözlere sahip bir parça olsa hoş olurdu bence. Onun dışında Amoeba çetesini işin dışına atarsam albümü sevdim ben, genel olarak dinlediğim tarzdaki müziğe çok yakın çünkü. Kpop için cidden iyi bir albüm olmuş.

6 Ocak 2013 Pazar

Pantolon Askıları, Şapka, Güneş Gözlüğü ve Sıradışı bir Swag: Zion T.


 Şimdiye kadar blogumda defalarca laf arasına Zion T.yi sokuşturdum, hatta bazı yerlerde "ne olur albüm çıkar artıııık" diye de zırladım aslında. Hayır ne yazık ki hala albüm çıkarmadı. Ama evet, şu anda albümü üzerinde çalışıyor. Bu yüzden o albümünü çıkarıp ben muhteşemliği yüzünden yazı yazamayacak kadar transa girmeden önce, kendisinden bahsedip birazcık ortamı hazırlayalım dedim (Satır aralarından da okuyabileceğiniz gibi kendisinin büyük hayranıyım XD ).

 Zion T., 13 Nisan 1989 doğumlu bir k-hphop R&B sanatçısı. Asıl ismi Kim Hae Sol ama sahne adı olarak Skinny Red ya da Zion T.'yi kullanıyor. Çıkışını tamamen kendisi tarafından yazılıp kompoze edilmiş Click Me ile yapmış olsa da tanınması Simon D'nin solo albümü SNL League Begins'de yer alan Stay Cool şarkısına dayanıyor. Ondan sonra başta Primary olmak üzere Amoeba artistleri ve Illionare tayfasıyla çalışmaya başlıyor ve Amoeba Culture ile bir anlaşma imzalıyor. Şu anda da Amoeba TVden aldığım muhteşem habere göre beni aylardır bekleye bekleye öldüğüm kendi albümü üzerinde çalışmakta. 

 Zion T.'nin sesini  ya da müzikal yaklaşımını nasıl tanımlayabilirim bilmiyorum açıkçası. Sesi kesinlikle çok özel. Kore müziğinde dolayısıyla Koreli insanlarda duyduğunuz o düz seslerden çok daha farklı bir titreşime sahip, bu yüzden sıradışı olarak adlandırılabilir pekala. Ama Zion T.yi bu kadar özel yapan değişik ses renginden ziyade onu kullanış biçimi. Zion T. sesi üzerinde çok iyi bir kontrole ve kendine has söyleyiş tarzına sahip. Enstrümanların yükseliş alçalaşına göre onun sesi de yükselik alçalıyor, bu tarzıyla söylediği sözlere öyle bir anlam yüklüyor ki kelimelerin bir tanesini bile anlamasanız da ifade ettikleri şeyler kafanızda girdap gibi dönüyor. Kelimeleri kesişleri uzatışları arada mırıldandığı melodiler... Cidden dinlemek büyük bir zevk. Müzikal tarzı ise basitçe smooth R&B ile çalıştığı artistler sebebiyle hip hop arasında dolanıyor. Bir arkadaşımın da dediği gibi Zion T. "dokunduğunu altına çeviriyor". 

 Gelelim şarkılara... Bu underground tayfanın her albümün içinden çıkma gibi bir özelliği olduğu için Zion T.nin kendine ait bir albümü olmasa da tonlarca şarkıda parmağı var. Daha önce burada See Through, Meet ve Question Mark şarkılarını paylaştığımdan onlara yer vermiyorum bu sefer. Hepsi Primary'nin elinden çıkma olan bu benim gözümde kesinlikle dinlemesi gereken parçaları Primary ile ilgili yazılarda bulabilirsiniz. :) Gene üç şarkı vereceğim gerisini kendiniz keşfedin~kkkkk


 İlk şarkı yukarıda da bahsettiğim çıkış şarkısı olan Click Me. Şarkı davul girişi ve piyano ile başlayan oldukça hafif bir R&B parçası. Beste Zion T.nin sesini ortaya sermek için kullanılmış bir destekten başka bir şey değil aslında. Dok2'nin girişiyle beat vuruşu biraz yükseliyor parça daha aktif ve güçlü bir hale geliyor. Şarkı sözlerinde ise Zion T. kendisini anlatıyor ve ona tıklamamazı istiyor. 

 

 İkinci parça ise Dok'nun Love&Life The Album albümünden Secret2. Click Me'ye oranla daha yavaş olan bu şarkı aynı zamanda fazlasıyla... seksi. Daha fazla açıklamaya gerek yok artık. Bu şarkı cidden... Anladınız siz onu.



 Stay Cool benim jamming şarkım. Aynı zamanda Zion T.yi keşfettiğim şarkı ki bu yüzden pek özeldir benim için. Primary dinleyen herkesin onun elinden çıktığını rahatlıkla anlayacağı Stay Cool Simon D'nin SNL League Begins isimli solo albümünden (dip not: Sevdiğim bir albümdür, bir göz atın.). Hafif olmasına rağmen swag dolu bir şarkı.  Smooth hiphop parçaları her zaman "ayo check this out maaan" şeklindeki gürültülerden daha iyi oluyor zaten XD

 Söylediğim gibi Zion T.nin içinde olduğu bir çok şarkı var, üstelik underground konserlerde normalde hiç alakası olmamasına rağmen içine dalıp bir üst seviyeye taşıdığı şarkılar da var. Yani uzun lafın kısası: Araştırın bulun millet!! XD Çünkü bu kızın bütün featlerini çıkarıp elinize vermeye hiç niyeti yok~kkkkk (ipucu: Crucial Star'ın son albümüne bakın oradaki On My Way şarkısı da iyidir).

 Son olarak bonus... Canlı bir Zion T performansı. XD Adamım yaa...~kkkk

5 Ocak 2013 Cumartesi

Block B ve Stardom Davası...


  Evet... Aslında şu anda lafa neresinden başlayacağımı bilmiyorum. Dün bir yıldan fazla zamandır takip ettiğim (debutlarından beri değil Zico'nun mixtapeini elime geçirip "Acaba şimdi neler yapıyor bu çocuk?" dediğimden beri grubu dinliyorum) ve beni tanıyan bazılarının bildiği üzere fena halde düşkün olduğum Block B şirketi Stardom'a sahneye adım attıklarından beri hiç para alamadıkları bir de üstüne dolandırıldıkları için anlaşmalarının feshini isteyen bir dava açtı. Ve ben de dahil olmak üzere bütün fanlar şok oldu.

 Aslında olaylar sakinleştiğinde (daha doğrusu bizzat kendim sakinleştiğimde) bu konu üzerine yazı yazacaktım ama... Kendime engel olamadım. Bir şekilde içimi boşaltmalıyım, anlıyorsunuz ya... Bu yüzden dedikodular yerine yapılan resmi iki açıklamaya (birisi Stardom'dan birisi Block B'nin anlaştığı hukuk firması Shinwon'dan) ve tamamen benim kişisel kuruntularıma dayanan bir yazı yazmaya karar verdim. Alt mesajı aldınız değil mi? Bunlar benim "kişisel" tahminlerim. İleride hiçbirinin doğru olması ihtimali yok yani. Olay çok yeni, Block B üyeleri konuşmayacaklarını açıkça belirtip her şeyi hukuk firmalarına bırakmış gibiler ve Stardom ile hukuk firması birbiriyle gayet çelişkili şeyler söylüyor. 

Dava Neden Açıldı?

 Davanın açılma sebebi basitçe şu: Kontratlarına göre her ayın 25inde daha sonra gelen düzenlemeye göre de üç ayda bir gene 25'inde ödeme alması gereken Block üyeleri Stardom'dan hiçbir şekilde ödeme almadı ve bir de bunun üstüne CEO olarak adı geçen Lee diye birisi (Stardom'a göre ise adam CEO olduğuna dair yalan söylemiş) ailelerini neredeyse 118,000 lira kadar dolandırdı. 

 Öncelikle üyelerin ödeme almaması olayından bahsedelim:

 Açıkçası kpop piyasası ile ilgili bir çok kişinin bildiğini düşündüğüm bir gerçek var: Normalde idoller eğitilmeye başladıklarında (neredeyse iki yıl kadar) yani trainee olarak bir şirkete girdiklerinde bir anlaşma imzalarlar. O andan itibaren aldıkları her ders, şirketin kullandıkları her imkanı hanelerine borç olarak yazılır. Eğitimlerini tamamlayıp debut yaptıklarında ise şirket bu borçları temizlenene kadar idollere ödeme yapmaz; sadece yurt verir, yaşam masraflarını karşılar falan. Büyük şirketler eğitim süresince de yurt verebilir (mesela SM ve YG gibi), ayrıca kişiden hiçbir para almazlar, ama görece küçük şirketler ilk girişte de idol olmak isteyen kişiden eğitim masrafı talep edebilirler. Bu bağlamda Block B'nin ödeme almamış olması gayet normal sayılabilir. Ama mesele şu ki hem Stardom'un hem de hukuk firması Shinwon'un açıklamalarında yer aldığı üzere debutlarından yani Nisan 2011'den itibaren Block B'ye ödeme yapılacağı anlaşmalarında net olarak belirtilmiş.

 Bunu zaten kabul eden Stardom ödeme yapmamasını "ama hiç para kazanmadık ki.." şeklinde açıklıyor. Nasıl yani?! Tamam, Block B hiçbir zaman aşırı büyük bir grup olmamıştır, şirketin bütçesine zilyonlarca Won akıtamayacağını hepimiz biliyoruz ama nasıl para kazanmamış olabilirler? Malum Tayland olayından sonra bile herkesin zannettiği ve şirketin iddia ettiği gibi boş durmadılar. Diziler için OSTler hazırladılar, Japonya'da etkinliklere katıldılar, 2012'de yaz sonu civarı BBC World Camp diye biletlerinin pek de yabana atılmayacak fiyatlara satıldığını okuduğum bir fan kampı düzenlediler, bu arada fan meetingler devam etti, fanlar bizzat şirkete para gönderdi, Zico ve Kyung'un yazdıkları şarkılar için alacakları copyright hakları var... Nasıl tek bir  Won bile kazanamamış olabilirler? Üstelik şirketin son comeback için cebinden bir kuruş bile çıkarmadığı, başta P.O. olmak üzere her harcamanın üyelerin ve bazı çalışanların kendi cebinden yapıldığını düşünürsek... Buradan bir "fuck you Stardom" demek istiyorum, dilimi mazur görürseniz.

 Bir de şu CEO mu menajer mi olduğu belli olmayan Lee'nin yarattığı kargaşa var. Stardom gene üyelerden para aşırıldığını kabul ediyor ama olayı şu şekilde açıklıyor:

"Menajer olarak işe alınmış ve yanlışlıkla CEO olarak ismi kullanılmış olan Bay Lee'nin bazı üyeleri dolandırdığı doğrudur.
 Bay Lee üyelerin ailelerini olduğu kadar ajansı da dolandırmıştır ve üyelerin aileleriyle ayrı ayrı buluşup hem onlardan hem de ajanstan aldığı parayla ortadan kaybolmuştur.
 Ajans bu durumu gecikmeli olarak öğrenmiş ve ve o zamanlar üyelerin aileleri gruba bir zarar gelmesinden çekinerek yasal bir harekette bulunmamaya karar vermiştir.
 Bay Lee'nin başka bir kurbanı kendisi hakkında dava açmıştır ve biz de kısa zamanda yakalanmasını ummaktayız."

 Öncelikle üyelerin aileleri nasıl çocuklarının çalıştıkları şirketin CEOsunun kim olduğunu bilmez ve kandırılabilir? Ayrıca nasıl bir şirket yalnışlıkla birini CEO olarak anabilir? Şirket CEOsunun fakir kızı tavlamak için çalışan gibi davrandığı bir tür dramada mı yaşıyoruz biz? Yerine de menajerlerden biri CEO oluyor falan... Ahh, cidden çıldıracağım.
 Avukatlık şirketi ise bu açıklamanın gerçeklikten uzak olduğunu, Stardom'un bir çok sebepten dolayı güvenilmeyeceğini ve her şeyin mahkeme salonunda ortaya çıkacağını söyledi. Henüz davanın ne zaman görüşülmeye başlanacağı ile ilgili bir açıklama yapılmadı ki Shinwon tarafından üyelerin medyaya demeç vermeyeceği açıkça belirtildiğinden büyük ihtimalle dava görüşülmeye ve avukatlar açıklama yapma zahmetine katlanana kadar daha fazlasını bilemeyeceğiz. Ben hepinizin yerine kafayı yerim, merak etmeyin.

Twitter Hadisesi ve Stardom'un Sitesinin Çöküşü

 Fandom zaten hiç beklemediği bu haberle dumur olmuşken Zico'nun twitterındaki tanıtım bölümünden Block B ismini silmesi bir de üstüne Park Kyung'un içinde Block B içeren nickini "ParkKyung1992" (daha yaratıcı olabilirdin kuzum :P ) olarak değiştirmesi daha da büyük olay yarattı. Bazı fanlar bunu grubun dağılmasının kesin belirtisi olarak düşünüp yas bayraklarını göndere çekerken, bazıları iki üyeye küfredip sinirini çıkarma ve sonra da fandomu terk etme yoluna gitti. 

 Oysa bence olay şu: Bildiğiniz üzere kpop eğlence şirketleri grupların isimlerininin de sahibi. Yani Block B'yi ortaya koyan şirket olarak Stardom pekala "Block B" isim hakkının da sahibi olabilir. Bu sebeple şirketten ayrılmaya kesin olarak kararlı görünen üyelerin artık şirketle bağlarını tamamen koparttıklarını göstermek için böyle bir eylemde bulunmalarında hiçbir şaşırtıcı yan göremiyorum ben. "Eee o zaman diğer üyeler neden yapmadı?" mı diyorsunuz? Ne bileyim? Büyük ihtimalle twittera uğrama zahmetine katlanmadıkları içindir XD

 Bir de gecenin ilerleyen saatlerinde Stardom'un sitesi çöktü tabi... Bu cümleyi yazarken nasıl sırıttığımı bir görseniz... Nihahaha fangirl kalbim güya ellerinde para yokken yaptırdıkları o yepyeni binalarının çökmesini istiyor aslında da... Bir an için kendimden korktum. Kore'de olsam Stardom binasına yumurta atmaya gider miydim ki? :P

 Bundan Sonra Ne Olur?

 Açık ve net: Bilmiyorum. Beynimde dünden beri tonlarca tahmin dolanıyor; bir an daha iyi bir şirkete geçip çok daha iyi olacaklarını düşünürken, sonra "kesin dağılacaklar" deyip kendi kendimi bunalımdan bunalıma sürüklüyorum. Hatta bir arkadaşla beraber oturup bütün şirketleri inceledik acaba çocukları nereye yerleştirsek de sonsuza dek mutlu yaşasalar diye ("YG'ye girsinleeer!" diyecekler... Lütfen oturup iki saniye bunun ne kadar imkansız olduğuna dair düşünün de beni burada 10 madde falan sıralamak zorunda bırakmayın.), bir başkasıyla da bir ihtimal dağılırsalar kariyerlerinin ne yönde ilerleyeceğini konuştuk ben yastığıma sarılmış alt dudağımı titretirken. Ama şu anda bir arada hareket etmelerinin umut verici olduğunu düşünüyorum ben. Üstelik ne kadar asi görünürlerse görünsünler Uzak Doğulu olarak fena halde plancı olduklarını düşündüğümden ve biz bilmesek de şirketle sorunları uzun süredir devam eden bir şey olduğundan bu yola hazırlıksız girdiklerini de zannetmiyorum. 

 Aslında tuhaf bir şekilde bu işin iyi bir tarafı da oldu gibi üstelik: Önceden beri Block B'yi kaba olmaları sebebiyle taşa tutan Koreli netizenler şu anda genel olarak onların yanında. Tayland'da az miktarda bir bağış önerip olay yaratmış olan Zico için bile "büyük ihtimalle o anda o kadar parası vardı gerçekteeeeen" diyerek sempati gösteriyorlar. Block B bir gün içinde saygısız kötü çocuklar mevkiinden, mazlum zavallı yavrucaklar kademesine yükseldi sanki. Eğer bu dava Block B adına iyi sonuçlanır ve bir şirkete de kapağı atmayı başarabilirlerse çok daha iyi bir yere gelme şansları olabilir (Dün geceden beri Amoeba hakkında hayaller kuruyorum ben... Bir kenarda Primary ile beste yapan Zico ve Kyung, bir yanda Simon D'ye nasıl body wave yapılacağını gösteren U-Kwon...Ah, böyle bir şey olsa huzur içinde ölebilirdim *-* ).

 Şimdi geri döndüm okudum da aslında dün geceden beri fangirl yanım sayesinde sinir krizi üstüne sinir krizi geçirdiğimi, bana söylenen her lafı Block B'ye çekip dram yapmak suretiyle insanlara eziyet ettiğimi, başka bir şarkıcının mixtapeini dinlerken bir an için şarkıdan Zico çıkınca neredeyse ağlayacağımı, yani direkt bunalımda olduğunu düşünürsem gayet sakin bir yazı yazmışım. Aferin bana... :P 
____________________________________________________________

 Bu arada...Bu ay beklediğim sadece iki kpop comebacki var onlar dışında kpop hakkında bir şeyler yazacağımı zannetmiyorum. Bu sebeple gerçekten dinlediğim müzisyenlerden (fark ettiyseniz müzisyen dedim) bazılarını tanıtarak devam etmeyi düşünüyorum. Zaten bu konuda beni dürten bazı insanlar da var. Belki sevdiğim kpop gruplarının farklı açılarını anlatan yazılar da yazarım, şu anda bilmiyorum açıkçası. Her neyse... Öyle işte.

 Aslında bugün bitirdiğim Zion T. yazımı postalayacaktım ama Block B olayı hakkında yazı yazma isteği duyunca kaldı. Onu da gecenin ilerleyen saatlerinde ya da yarın göndermeyi düşünüyorum.