28 Şubat 2013 Perşembe

SHINee Dream Girl'ünün Peşinde: Aşka Dair Rüyalar ve Yanlış Kanılar...


 Bir zamanlar "Oleeey karma gruuup!!" diye sevinç naraları atmama sebep olmuş ama hemencecik dağılarak hevesimi kursağımda bırakmış olan Co-Ed'in de dediği gibi "It's too late" bu yazı için, biliyorum. Ama geç olsun da güç olmasın değil mi? XD

 Evet hepinizin bildiği üzere artık neredeyse Japonya nüfusuna geçecek, Japan EMI veya Avex tarafından evlat edinilecek kıvama gelmiş olan SHINee sonunda kendi topraklarını boşlamaktan vazgeçti ve Kore semalarına geri döndü... Hem de tam iki albümle ve Sherlock zamanlarını düşünürsek gayet sıkı bir tanıtım maratonuyla!! SMin Koreli Shawolları kaybettiğini anlaması bayağı zamanını almış olmalı...  İlk albüm "Dream Girl Chapter 1: The Misconceptions of You" bu ayın 19unda dijital, 20sinde fiziksel olarak satışa sunuldu; düzenlenen albüm tanıtım/basın toplantısında ilkine göre daha karanlık olacağı söylenen "Chapter 2: The Misconseptions of Me" ise Nisan ayında çıkacak.



 Albümün ilk partı olan The Misconceptions of You toplam 9 track oluşuyor ve ilk full albümde gördüğümüz o yoğun R&B duygusu ya da ikinci full albüm Lucifer'deki upbeatler ve autotuneların yarattığı modern elektronik his yerini daha retro daha funky bir şeye bırakıyor. Ki bence gayet hoş. Kişisel olarak o 80-90lardan kalma elektro-funk beatlerden, o disko topuyla süslenmiş patenli dans pistlerinin havasından hoşlanan (hepiniz bir an için Madonna'yı düşündünüz değil mi? :P ) hatta permalı saçları sevmesem de neon tül eteklerle absürt ceketlerin inanılmaz rüküşlüğüne sempati duyan bir insan olduğumdan yeni SHINee'nin bu tarzda ögeleri modernleştirmesinden genel olarak hoşlandım. Her ne kadar SHINee'ye en çok yakışanın urban R&B olduğunu düşünsem de (İlk albüm SHINee World hala en iyisi; SHINeeyi öylesine dinlediğim bir gruptan delicesine sevdiklerim seviyesine çıkaran albümdür benim için) eğer bu albümde yaptıklarını artık tarzları olarak belirlerlerse itiraz etmem. Hayır, renkli skinny jeanleri saymazsak hala kesin bir tarzları yok da...

 Bir de bu albümün en güzel yanlarından biri tıpkı bir zamanlar Jonghyun'un önerisiyle 2009 Year of Us mini albümünde yaptıkları gibi hikayeler anlatma yoluna gitmeleri... Her şarkının sözlerinde saklanmış bir hikayesi bir arka planı var, genelde kpop şarkılarında rastladığımız "çok güzelsin, seni seviyorum, hadi benim ol blah blah" şeklinde değil yani. Sözlerini bildiğinizde SHINee'nin yeni albümünü dinlemek gerçekten de çocukların "o kişi hakkında kapıldıkları yanlış kanıları, aşka bakış açılarını" dinlemek gibi (Çocukların dedim, çünkü her şarkının sözünü tamamen kendileri yazmasalar bile yazım aşamasında daima yazarlar ve bestekarlarla iletişim halinde olup fikirlerini belirtmişler. Büyük ihtimalle SHINee'nin en özgür olduğu albümü bu.). Şarkılar albümün ismiyle taşıdığı temayla uyumlu. Yani her adımı planlanmış, bir hikayesi olan bir albüm karşımızdaki.

 Şarkıları incelemeye geçmeden önce albümün geneliyle ilgili söylemek istediğim bir şey daha var: Bu albüm mini mini Taemin'in bütün üyelere açık ve net olarak "Çekilin kenara artık benim parlama zamanım" dediği albüm benim gözümde. Sırf Japonya'da en sevilen üye olduğu için oradaki tanıtımlarda öne sürülmesi ya da showlarda "oyyyy uri maknae kyeoptaaa" diye sevilip el üstünde tutulmasından bahsetmiyorum burada. Immortal Song'a katıldıktan sonra vokal yeteneğini hızla geliştiren bir Taemin var karşımızda artık. Bir önceki albümde olsa büyük ihtimalle Jonghyun'a gidecek kısımları bu albümde Taemin'e vermişler ki bence bir açıdan iyi de yapmışlar. Çünkü Jonghyun benim kpop piyasasında ses rengini en sevdiğim adamlardan biri olsa da şöyle bir gerçek var: Fazla bağırıyor (Bknz: Birçok SHINee şarkısında aynı tavrı sergilese de özellikle S.M.The Ballad albümü). Bazen sesini bununla doğru orantılı olarak da şarkıları fazla zorluyor, oysa Taemin'in vokali Jonghyun'a oranla güçsüz olsa da tıpkı Onew'nunki gibi daha doğal. Hala Jonghyun kadar iyi olduğunu söyleyemem (bir Onew hiç değil), ama artık sesini duyduğumuzda hoşnut olacağımız birine dönüştü Taemin. Ki diğer üyelerin aksine müzik dışında bir şeyle ilgilenmeyi pek de istemeyen, bunu röportajlarında sürekli belirten tek üye olduğunu düşünürsek istediğini almaya başlamış olması güzel. Ayrıca grubun rapperı olan Minho'ya da söyleme imkanı tanınmış bu albümde. Minho'nun hala alması gereken çok yol var -Kabul edin Shawollar Kurbağa Prens'in vokali biraz titrek gene de canlı performanslarda o kocaman gözleri zorlanıyorum diye bağırsa da off-tune olmadı hala, o yüzden bir alkış XD Ama haftada fazladan birkaç saat vokal dersiyle halledilmeyecek bir sorun değil, hatta belki günün birinde vokali rapinden daha da iyi olabilir. Yani sonuçta rapi... Tamam, tamam taş atmayın sustum :P

 Gelelim şarkılara... Albüm Jonghyun tarafından yazılmış bir intro olan Spoiler ile başlıyor. Spoiler Sherlock gibi açılıyor bu da eski albümle yeni albüm arasında bağ kuruyor; hoş bir dokunuş bence. Ki benim gözümde hoş dokunuşlar burada bitiyor diyebiliriz. Spoiler fikir olarak gerçekten harika çünkü tıpkı isminin söylediği gibi Dream Girl albümünün iki partında da yer alan şarkıların isimlerini içeriyor. SHINee bunu ilk albümlerinin introsunda da yapmıştı zaten. (Ayrıca bildiğiniz üzere zamanında GTOP da yapmıştı bu numarayı. Ahh, hala aşığım o introya). Ama sözler çok zorlama. Normalde Jonghyun'un yazdığı sözleri severim ben, çünkü bir şiirselliği vardır ve çoğu idolle karşılaştırıldığında kelimelerle nasıl oynayacağını bilenlerdendir kendisi. Ama Spoiler'da bu yeteneğini konuşturamadığını düşünüyorum. Tamam, Taemin'e "sahnede durduğumda en güzel benim" dedirtmenin absürt doğruluğunun beni bol bol güldürdüğünü itiraf etmeliyim ama gene de... Bir şeyler fena halde eksik bu introda.

 2. track aynı zamanda tanıtım şarkısı olan "Dream Girl". Temelinde en dikkat çekici olarak elektro gitarları barındıran şarkı buna eşlik eden bir çok old school elektro ritmle kalabalıklaşıyor, ki bu şarkıya az da olsa albümün genelinde var olan o retro havayı getiriyor. Bununla birlikte bol miktarda ad-lib şarkıya hareketlilik katma çabasına giriyor ama Dream Girl bir noktadan sonra enerjisini koruma konusunda hafifçe tökezliyor. Özellikle Onew'nun kısımlarında zirveyi bulduğunu düşünüyorum Dream Girl'ün, ayrıca Minho'nun rap solosunda da eğleniyorum. Bütün bunların yanında bir önceki Korece tanıtım şarkısı Sherlock kadar gürültülü ve karmaşık olmamasını minnetle karşılıyor ve kendisini bağrıma basıyorum. Dream Girl ismi misali rüya gibi bir şarkı olmasa da başarılı benim için.


 Bundan sonraki şarkı olan "Hitchiking" özel bir sebepten dolayı favorilerimden biri. Hayır ya, Key'in albümdeki favorisi falan değil şarkı. Ben o kadar psikopat bir fan mıyım Allah aşkına? :P Hitchiking'i seviyorum çünkü en sevdiğim kitaplardan biri olan "Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi"ne gönderme yapıyor. Şarkıda sevdiği kıza ulaşmak/onunla buluşmak adına zaman ve uzayda  bir boşluk bulup onun olduğu yere otostop çekerek gitmekten bahsediyor. Mevzuyu bilmeyen biri için koca bir saçmalık gibi görünüyor olsa da kitabı okuyan her SHINee hayranı biraz değiştirilmiş olsa da romana yapılan göndermeyi gözleri parlayarak dinlemiştir eminim. En azından bana olan buydu XD Bunun dışında bir önceki şarkı olan Dream Girl'e göre daha agresif ve hareketli olan Hitchiking "let's go back to time~" ve "oh oh oh oh oh" gibi zirve kısımları, sert vokal vuruşlarıyla oldukça güçlü bir şarkı. Ne yazık ki şarkının aslında en yüksek ritmine sahip olan rap kısmı yükselmesi yerine saçma bir şekilde büyüsünü kaybetmesine neden oluyor. Buna rağmen Hitchiking gerek hikayesi gerek muhteşem nakaratı olsun benim için zirveye oynayanlardan biri.

 4. track "Punch Drunk Love" ile beraber albümün ritmi de biraz düşüyor. Aralardaki solo gitar vuruşları, bazen beliren elektro gitar girişi, beatteki funky hava, anahtar değişimleri, Jonghyun ile başlayıp Minho'nun desteği ve Taemin'le devam eden solo girişteki yavaşlamanın arkasından gelen yükselme, sondaki acapella final... Şarkı 90lardan fırlayıp gelmiş gibi. Punch Drunk Love'daki bu retro hissi gerçekten seviyorum, bence SHINee'nin hakkını fazlasıyla verdiği bir şarkı. Bana biraz Electric Heart'ı da hatırlatıyor aslında ki Lucifer albümünden favorimdir.

 5. track olan Girls Girls Girls'e gelince... Bu şarkının benim üzerimdeki etkisi yanaklarım ağrıyıncaya kadar sırıtmak. Sözleri o kadar... sevilesi ki!! Şarkı hoşlandığı kıza nasıl açılacağını bilemeyen maknae Taemin'in hyunglarından tavsiye istemesi üzerine... Onew'nun piyano takıntısına mı yoksa Key'in fashionistalığına mı güleyim (pret-a-porter deyişine senin!!), yoksa Minho'nun "kızlar yüzle boydan başka neye bakarlar ki?" deyip bir çırpıda maskemizi söküp atmasına mı ağlayayım bilemiyorum. Sonunda Taemin'in "Ne zırvalıyorsunuz? Başımı ağrıtıyorsunuz!" diye patlamasının da sırıtmamı engeleme yolunda bir katkısı olmuyor tabi :D Aslında ilk ismini duyduğumda SHINee World turnesindeki performansını düşünüp işte Jonghyun'un şarkısı geliyor şeklinde bir kanıya kapıldığım "Girls Girls Girls" beni tamamen ters köşeye de yatırdı bir yerde. Ve şimdiye kadar duyduğum en şeker kpop şarkısı olarak da tahtına kuruldu. Ahhh şu anda da dinliyorum yaa, neden bu kadar saçma bir şekilde şirin bu?!!

 Bundan sonraki şarkı albümün ballad kategorisini doldurduğunu kabul edebileceğimiz "Aside", ki bu orta tempodaki şarkı bile ballad olacak kadar yavaş değil. Aside oldukça hoş bir şarkı, bu tarzda mid-tempo şarkılarda mükemmel iş çıkaran SHINee gene çok başarılı, üstelik bütün şarkılar gibi albümdeki o eski tada da sadık kalıyor. Ama hakkında söyleyecek daha fazla bir şeyim yok. Hüzünlü bir hikayesi olsa da dinlendirici ve hoş bir şarkı işte...

 Bu ufak moladan sonra albümün bir başka harikasına daha geliyoruz: 7. track "Beautiful". Beautiful, Dream Girl ile benzer bir tempoya sahip ama temelinde yer alan elektro rif çevresinde dönen enstrümanlar ve gene elektro girişler sebebiyle beste olarak ondan daha dinamik. Bu şarkıda vokaller diğer şarkılara oranla çok daha yumuşak, bir de Hitchhiking'de yükselemeyen bu yüzden biraz absürt duran rap kısmı bu şarkıda olması gereken yerde, olması gereken şekilde. Rapinin hızıyla beatin yükselişini takip eden Minho gayet temiz bir iş çıkarmış. Beautiful tanıtımlarda açılış için kullandıkları şarkı ve harika bir seçim bence. Çünkü şarkı albümün yüz aklarından biri.

 8. track "Dynamite" albümdeki en seksi şarkı olabilir XD Hitchhiking için Dream Girl'den daha agresif demiştim değil mi? O zaman yeni agresiflik sıralamamız şu şekilde: Dynamite>Hichhiking>Dream Girl ~hahahaha Davul vuruşunu hatırlatan temel elektro beat gayet yüksek, vokaller fazlasıyla tutkulu (Taemin ile Onew'nun husky sesini duydunuz mu? Duydunuz mu?!), özellikle ara nakaratların başlangıcında ritmde yaşanan o sürünme oldukça seksi, rap kısmındaki beat değişikliği de hoş olmuş. Ayrıca bilmiyorum kimsenin dikkatini çekti mi ama nakaratta Sherlock'taki beatlerden biri kullanılıyor :D Hoş dokunuş, SHINee.

 Albüm bence Spoiler'dan sonra albümdeki en zayıf halka olan Runaway ile kapanıyor.


 Açıkçası "Dream Girl Chapter 1.: The Misconceptions of You"nun harika bir albüm olduğunu söyleyemem, en iyi SHINee işi de değil. Ama bir çıkış noktası, anlatacak bir hikayesi, her şarkısında kendini hissettiren belli bir teması olan, üzerinde çalışılmış şık bir albüm. Üyelerin 80-90lar poptan, retro ritmlerden hoşlandığını bilen benim için bir şekilde neredeyse 5 yıllık geçmişleri boyunca müzik konusunda oradan oraya savrulan SHINee'nin artık kendi müzikal karakterini oluşturmaya başladığının da simgesi ayrıca. Beni gelecekteki SHINee işlerini sadece fan olarak değil müziksever olarak da merakla beklemeye iten bir adım oldu "Dream Girl Chapter 1.", özellikle geçen seneki Sherlock'tan beri Shawol yanımın onları nasıl savunacağını bilemeden hayal kırıklığı içinde kıvrandığını düşünürsek. Son olarak bu albümle ilgili cümlem şu olur sanırım: Tatmin olmadım ama gerçekten çok sevdim :D
________________________________________
 Albümdeki şarkıların Türkçe çevirili videolarını youtube kanalımda bulabilirsiniz ^.^ 


11 yorum:

  1. Uyarı: Bu yorum bu şimdiye kadar yazdığım en uzun yorum olabilir!
    Neredeyse on gün oldu, biri bir şey yazsın da ben yorum olarak düşüncelerimi altına dökeyim yahu! Sağda solda konuşup durmuş olsam da buraya yazmak ayrı bir zevk^^hahah

    Sen SHINee için “Japonya nüfusuna geçecek” demişsin ama öyleyse TVXQ ne yapsın? :D
    Japonya+TVXQ=Rekor demek haline geldiği için sesimi çıkarmıyorum, Bigeast hak ediyor çünkü^^

    Taemin konusun benim için başlı başına bir destan aslında. Çünkü kendisini pek erken keşfettim. –Müzikal bağlamda- Jonghyun ve Onew başlarını almış giderken ben “Aslında Taemin…” diyordum ama kimse beni dinlemiyordu. “Algıda seçicilik” olduğunu düşünüyorlardı. Ama değildi, yiha!!! XD

    Ayrıca 15’inde çıkış yapan bu çocuk fanların gözü önünde bir ergenlik atlattı -ki bu kolay bir şey değildir- yani değişen sesi konusunda kimsenin yapabileceği çok bir şey yoktu. Ama çok şükür Sherlock’tan bu yana sesi neredeyse tamamen oturdu artık. Ve tabi ki Jonghyun kadar iyi değil. –Ki kesinlikle fazla bağırdığına katılıyorum, ayrıca çok vurgulu söylüyor- Sonuçta Jonghyun’da eğitimin yanı sıra doğuştan gelen bir yetenek var, aynı şekilde Onew’de de… Ama Taemin bir şekilde başardı. “kızlardan daha güzel olan dans makinesi” imajını bir kenara koydu ve artık iyice “Yakışıklı ve dinlenesi vokal” moduna girdi. (Her ne kadar kendisi benim için daima “kızımız” lafını sarf edeceğim kişi olarak kalacak olsa da… Yakışıklı? Henüz değil.)Albümde ciddi miktarda Taemin vardı. Ve bir şekilde becerdi. Ne kadar çalıştığını ancak Allah bilir^^

    Diğer üyelerle ilgili de söylemek istediğim birkaç şey var elbette. Öncelikle Minho vokalini geliştirmiş olabilir ama ben bunun haftada fazladan birkaç saat vokal dersiyle halledebileceğini düşünmüyorum. Belli bir kapasitesi var çünkü çocuğun, yemez gibime geliyor. Ama Minho’nun rapçi olmaktan pek uzak gördüğümü düşünürsek bana rapini de biraz geliştirmiş gibi geldi. Hayır, çok değil. Sadece biraz. Bu yüzden haftada fazladan bir üç beş saat fazladan rap dersi alsa daha hoş olur gibime geliyor^^

    Bir de Key! Ah ah… Her ne kadar onu da “rapper” olarak görmesem de eğlenceli ve aktif bir tarza sahip kendisi. Dinlerken zevk alıyorum gerçekten. Ama sanki bunu öğrenen hain SM personelleri bana komplo kurdular ve albümde ellerinden geldiği kadar Key’e rap bölümlerini vermekten kaçtılar. Hep dış mihrakların oyunları bunlar… XD

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ara not: Tahmin edeceğin üzere sığmadı^^

      Şarkılara gelirsek introları sevmeye başladım sanırım ama ne kadar dinlerim bilmiyorum. Spoiler güzel ama diğerleri dururken ona bakmam XD
      Dream girl içinse… İlk başta MV’yi izledim. Açıkçası SM sonunda çok olmasa da farklı bir şey yapmış, tebrikler doğrusu. -Ortalıkta bir sürü çocuğun dans ettiği, parlak ışıklar ve metalik arka planların olduğu MV’ler cidden can sıkıcı olmaya başladı.- Yine bir Tony Testa işi olduğunu duyduğum koreografi ise çok hoştu. Ama ilk kez dinlediğimde Dream Girl bende bir hayal kırıklığı yaşattı. Yılını doldurmayan bir Kore fanı olarak bu benim beklediğim ilk SHINee comebackiydi. Belki bu yüzden beklentim tavan yapmış olabilir. –Ama odunsu ruhum hiç heyecanlanmandı. Günlerini saydığım tek comeback TVXQ’nunki oluyor.- Çok harika bir şey bekliyor olabilirim belki. Neyse sonradan pek sevdim şarkıyı zaten, hele albüm genel olarak pek güzeldi. Ama dream girl’de elektronik melodileri çok azıcık fazla kaçırdıklarını düşünüyorum. Bu benim fikrim elbette…
      Hitchiking için sözlerine bakmadan ve şarkını ismini gördüğümde “Ne oluyor ya?” moduna girdim. Ama şarkı çok hoş… -Rap kısmı hariç! Orası kötüydü. Hayır, sadece büyüsüne kaybetmesine neden olmuyor, bildiğin kötüydü.-
      Punch Drunk Love benim favorilerimden biri oldu. “Punch! One! Two!” diye geziyorum bir haftadır^^ Beatine ve retrosuna bayıldım.
      Girl Girls Girls’ü dinleyince sırıtmayan biri var mıdır bilmiyorum. Sözlerine baktığım ilk andan beri her gördüğüm fana anlattım XD Kaç oldu bilmiyorum ama çok harika^^ Özellikle üyelerin gerçekteki kişilikleriyle sözlerin bağdaşması ayrı bir harika olaydı. Ve Onew’in piyano saplantısı herkesin dikkatini çekti. Sağdan soldan “Bir piyano çal…” diye girmesine acayip güldüm özellikle.
      Aside ve Beautiful’u da sevdim elbette. Beautiful kendini özellikle fark ettiren bir şarkı. Taemin’in yüksek notalarda da kontrolünü kaybetmediğini gördük. (Aslında bunu ilk kez Jonghyun SM The Ballad çalışmaları nedeniyle diye katılamadığını hatırladığım programlarda Jonghyun ’un yerlerini söyleyerek görmüştük. Bununla birlikte yanlış hatırlıyor da olabilirim, uzun zaman oldu.)
      Dynamit de favorilerimden biri oldu. Ayrıca TVXQ tarzındaki birkaç beati duydum arada, belki Sherlock’taki de oradan gelmedir, çok ufak bir de Michael Jackson çığlığı vardı sanki^^
      Runaway ise ortalama seviyede bir şarkı olmuş. –Amaç: Full albüm için yeterli şarkı sayısına ulaşmak XD- yine de ufak Key rapi için dinlemeye değebilir belki^^heheh

      Genel olarak dönüp baktığımda çok şükür hayal kırıklığına uğramadım. Açıkçası “Wow!” demiş değilim ama sıkı bir “Güzel!” dedim. XD Yazı için de ellerine sağlık, güzel bir tanıtım olmuş.

      Sil
    2. Uzun yorumlar... En sevdiğim~kkkkkk

      Key cidden Minho'nun da şarkılardan pay almaya başlamasıyla çok geri planda kalmış bu albümde halbuki yazık etmişler çocuğun sesine, sadece kendisini çok sevmemle alakası yok bunun, bence Key'in sesi gayet sıradışı. Ki kendisini bu kadar sevmemde sesindeki farklılığın de etkisi var zaten. Ve evet, Minho'dan çok daha iyi bir rapper.

      Minho ile ilgili emin olduğum tek bir şey var: Aşırı hırslı ve çalışkan. İstediği noktaya gelinceye kadar peşinde koşacak bir adam, açıkçası takdir ediyorum bu yönünü. Kendisinden bir Onew olmasını kimse beklemiyor zaten, ama sesindeki o acaba tınısından kurtulabileceğini düşünüyorum ben. Çünkü onun vokal bölümlerini çok kasıntı gösteriyor bu hali.

      Jonghyun... Ahhh o Jonghyun... Kesinlikle şimdiye kadar duyduğum en güzel, en güçlü seslerden biri kpopta, adam şarkıya girdiği anda yetenek burada işte diyor aslında. Ama sesinin güçlü olduğunu kanıtlamak için bağırması gerektiği şeklinde bir kanısı mı var nedir, bazen fena kasıyor çığlık atacağım adlib yapacağım diye~kkkkk Bu albümde alçaktan süzüldüğünde de gayet muhteşem göründüğünü öğrenmiş gibi ama, gayet memnunum o yüzden.

      Taemin'in sesi bana Jaejoong'u hatırlatıyor, biliyor musun? :D İkisinde de aynı yumuşak ama husky ton var. Tabi ki Jaejoong sesinin yanında Taemin'inki bir gölgeden farksız ama gene de... Onun gölgesi gibi işte :D

      Beğenmene sevindim, ve bu harika yorum için teşekkürler :)

      Sil
    3. Evet gerçekten farklı bir tınıya sahip Key. Rap yaparken de şarkı söylerken de hemen kendini farkettiriyor. "Ah... Bu Key." diyorsun. Albümde Minho hem rap yerlerini almış, hem diğer bölümlerde de var. Aşırı hırslı olduğuna ben de eminim ama ne kadar takdir ederim bilemiyorum^^ Umarım kurtulur da belki rap yerlerini Key'e verirler XD hahah
      Benziyor, doğru. Bunu ben de düşünmüştüm. Hatta bu konuda fazladan bir ortak yönleri daha var. Jaejong'un kendisinin söylediğine göre sesi çok da iyi değilmiş aslında, çok çalışarak bu kadar başarılı olmuş. Taemin'in de onun yolundan gideceğini varsayarsak... Kim bilir belki 10 yıl sonra bir Jaejong olabilir^^

      Sil
  2. Bu yazı için kaç defa bloğuna ve profiline girip girip çıktığımı söyleme gereği duymuyorum ama cidden sayamadım.O zamanlar yazsaydın da bu kadar bekledikten sonra bu heyecanla okurmuydum bilemiyorum=D Yazıyı gördüğümde 'ah sonundaaa!' deyip gözlerim parlayı parlamaz okumaya koyuldum.Doğru noktalara değindiğin için de ayrıca sevindim,yazdıklarının birçoğuna katılıyorum.Albüm gün geçtikçe benim için daha özel hale geldi,çok iyi bir albüm olmayabilir ama diğerlerinden bir tık daha önde ve benim için daha özel.Parçaları tek tek tahlil edişini seviyorum,çünkü müzik bilgim kulağıma hoş gelip gelmediğini ayırt edecek kadar anca var yani birilerinin,gerçekten müzikten anlayan birilerinin yorumlamaları benim için ihtiyaç haline geldi.Şu an bile bu yazıyı okuduktan sonra albümü tekrar daha dikkatli dinleme isteği oluştu.Herhangi bir grubun,herhangi bir parçasını dinlediğimde de'acaba Nym bunun hakkında yazmışmıdır?' deyip bloğuna koştuğum zamanlarda olmuştu.Daha çok övgü dolu cümleler yazmak geliyor ama zaten çoğu kişiden duyuyorsundur aynı şeyleri. Kısaca Sen,müzik bilgin ve bloğun iyiki varsınız^^ Emek sarf ettiğin herşey için ellerine sağlık deyip ilk yorumumu noktalıyorum^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim bu güzel yorumun için, duygulandım gece gece.

      Ben sadece müziği seven bir insanım, onunla ilgileniyorum aşırı bilgili ya da profesyonel değilim yani. Büyük ihtimalle bazı şeyleri yanlış nitelendiriyorumdur o yüzden ama elimden geleni yapıyorum işte :) Bu sebeple insanların beğenmesi de beni inanılmaz mutlu ediyor tabi :D

      Albüm insanın içine yavaş yavaş işleyecek bir albüm zaten, benim üzerimdeki etkisi her aklıma geldiğinde hafifçe gülümsemek mesela. Bir şekilde mutlu ediyor beni, neden tam olarak bilmiyorum. Zarif bir albüm benim için Drea Girl.

      Sil
  3. shinee pek ilgimi çeken bir grup değil ama ilk tanıdığım grup(tüm üyeleri tanıyorum kardeşim sağolsun pek sever de). dream girlü izledim(dinledim) 1-2 kere ama beni pek sarmamıştı. hatta youtube da yaptığın altyazıları gördüm ve es geçmiştim. yazıyı okuyunca altyazıları merak ettim hemen onlara bakıcam :)

    bir de geçen gün japonca olan şarkının mv sini gördüm o şarkı çok hoşuma gitti(mv hoşuma gitmedi). grubu pek takip etmediğim için yine es geçmiştim ama o şarkı daha hoş geldi bana. ben en replay ve ring ding dong seviyordum bir zamanlar doğru yazdım mı bilmiyorum isimleri :P

    shinee dinleyemiyorum ama belki senin yazıların sayesinde daha fazla dinlerim :)

    YanıtlaSil
  4. Dream Girl albümü benim için temiz bir hava gibi oldu açıkçası. SHINee'nin en iyi albümü değil bence de (benim kalbim Lucifer ve Year of Us için atıyor) ama SM'in son zamanlardaki onlarca şarkıyı tek bir şarkıya sığdırma trenine çarpmadan kurtulabilen bir albüm olması beni çok mutlu etti. Sherlock ile bundan muzdarip olmuştuk zaten, SNSD'nin I Got A Boy'u ile son noktaya gelmişti. Nakaratı, başı sonu belli olmayan, ne olduğuna karar verememiş bir şarkıydı. (Oysa içinde çok beğendiğim yerler vardı. :/)O nedenle yeni albüm benim içimi rahatlattı.
    Otostopçu'nun Galaksi Rehberi'ni henüz okuma şansım olmadı ama okunacak kitaplarımın rafında bütün haşmetiyle duruyor. Ama Hitchhiking'in sözlerini ilk okuduğumda benim de aklıma direkt o geldi.
    Bu arada blogunu yeni keşfettim ve bu yazını okumaktan büyük zevk aldım doğrusu. Ellerine sağlık. ^^

    YanıtlaSil
  5. İtiraf ediyorum bu yazını çok önceden okudum ama o zaman yorum yapmamıştım.

    Şimdi ben yazıyım,sen oku ;)

    Albümün tanıtım fotoları yayınlandığında açıkçası çok beklentimin olmadığını farkettim ve bununda bir Sherlock olacağını düşünmüştüm.Sherlock kötü bir albüm değil tabiki, hatta içinde Alarm Clock ve Reason gibi aşırı derece sevdiğim şarkılarda vardı ama kabul etmek gerek ki 1.5 yıl aradan sonra geri dönüş yapılmaya layık olacak bir albüm değildi o,çerez gibi bir şeydi :D Neyse Dream Girl'ü de işte buna benzer bir şey olarak bekliyordum hatta Medley versiyon yayınlandığında inanılmaz derecede hayal kırıklığına uğramıştım,tamam bir beklentim yoktu kabul, ama yinede sıktı canımı bir tane dahi şarkının hoşuma gitmemesi.

    Bir sonraki gün Dream Girl'ün klibi yayınlandı ve ben izlememekte ısrar ettim ama sonra Shawol damarı tutunca gecenin saat bilmem kaçında telefon üzerinden izledim. Klibi izlerken ağzım açık kalmıştı çünkü klip ve şarkıyı inanılmaz derecede beğenmiştim.Gerçekten beklentilerimin kat kat üstündeydi,işte o zaman kendime şunu dedim ''Bir daha asla medley versiyon filan dinlemeyeceğim''.

    Yalnız ben şarkıların tümünü dinleme konusunda acele etmedim.Hatta albümdeki şarkıların tümünü 2 gün önce dinlemeyi bitirdim,neredeyse her şarkıyı tek tek 2-3 gün aralıklarla dinledim ve bunu bir SHINee albümünde ilk kez yaptım.Böyle yapmak daha iyi oldu benim için çünkü tüm şarkıları dinleyip zihnimi bulandırmak yerine,tek şarkıyı sindire sindire dinleyip zihnimi o şarkıda yoğunlaştırmam şarkının kendimce iyi olup olmadığına sağlıklı bir şekilde karar vermemde çok yardımcı oldu.

    Şahsen ben albümdeki bütün şarkıları fena halde beğendim.Özellikle Hitchhiking,anlamı başta ne kadar tuhaf gelsede,elektro tarzda olduğu için albümde favori şarkım oldu.Sonra Girls Girls Girls,ismiyle çok dalga geçmiştim ama önyargılı olmamak gerekir işte :D anlam olarak albümde 1 numaram :D Ve diğer tüm şarkılar,yani gerçekten hepsini övebilirim çünkü tarz olarak çok hoşuma gitti,en slowundan en hareketlisine kadar bu yüzden SHINee bence çok kaliteli bir full albüm çıkardı.Bu albümle çok büyük başarılara imza atacaklarını düşünüyorum.

    Ama hala tanıtım fotoğrafları benim için tam anlamıyla iyi değil :D

    YanıtlaSil
  6. Sen kimin sesini eleştiriyorsun ? Diğer üyeler için de konuşmayı isterdim ama Minho'nunkini görünce kan beynime sıçradı. Günde bir kaç saat vokal dersi ile halledilemeyecek bir iş değilmiş. Adamın sesinin neresi titrek acaba ? Kore'de bir ajansa girmeden önce bir süre zaten stajerlik yapıyorsun. Seni eğitiyorlar. Ve eğer sesin ve dansın halka sunulacak bir güzellik içinde ise seni şirkete alıyorlar. Sen onların hiç ders almadığını mı sanıyorsunda bir kaç saatlik ders bu işi halleder diyorsun ? Kore'deki idoller senin tahmin ettiğinden baya fazla çalışıyorlar. Ve SHINee Dream Girl'ü çıkarıp konser vermeye başladığında günde sadece 8 saat uyudu. Ve sen böyle azimli, hırslı, çalışkan insanları eleştirip kötülüyorsun. Ve Minho çıkış yaptığında daha 17 yaşındaydı. Ve o yaşında beri ondaki o hırs ve azimle her gün daha ileriye gitti. Ama bazı insalar bu emeği göremiyor. Ne yazık ki.Adamı sesi kötü olsa Kore'nin en büyük 4 şirketinden birine girmezdi.Yada alınmazdı.Böyle büyük şirketler önüne geleni almıyorlar.Ve SHINee aldığı ödüller ve sahne performansları ile kendini kanıtlıyorlar.Hee tabii herkesin kendi düşüncesi beğenmiyor olabilirsin ama onların eksik olduğunu söyleyemezsin. Benim de sevmediğim gruplar var ama asla onların haklarını yemem.Çünkü gerçekten çok çalışıp insanların önüne eksiksiz çıkıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi niyetli bir aydınlatma: Minho SM'e "utangaç gülüşü" yüzünden seçilmiştir. Çaylak oldukları dönemde kendisi açıklamıştı.

      Sil