15 Temmuz 2014 Salı

Temmuz Ayı Kpop Notları

... Eh en azından ilk yarısının.

 f(x) - Red Light


 f(x) comebacki iki zıt kutup gibi: Kpoptaki kız ya da erkek çoğu grubun altından kalkamayacağı bazıları tarafından gotik dense de aslında altında (bütün İlluminati ve Mason muhabbetini kenara bırakıp saf bir kalple yorumladığımızda basitçe) "her şeyin iki farklı yüzü vardır" şeklinde bir mesaj içeren  teaser fotoğrafları, anarşist eğilimli konseptleri, üyelerin an itibariyle zirvede olan güzellikleriyle işte bu be dedirten taraf ve... Çıkış şarkısı. 

 f(x) kpopun başından beri keskin hatlarla elektro pop yapan tek kız grubu; yani müzikalite açısından oradan oraya savrulan, o anki trendlere göre yapılarını değiştiren diğerleri arasında en sağlam duruşa sahip olanlardan biri olarak kabul edilebilir pekala. Red Light da eski albümlerine oranla biraz daha sert bir tada sahip olsa da bunu bozmuyor ve f(x) ne kadar SM'in deneysel gruplarından biri olarak adlandırılırsa adlandırılsın aslında tarzına en sadık kalanlardan biri olmaya devam ediyor.

 Albüm kendisiyle aynı ismi taşıyan ve çıkış parçası olan Red Light'la açılıyor. Şarkının ilk 50 saniyesi kesinlikle iyi: Militer vuruşların üzerine eklenen elektro beat arkasından gelen vuruş isyan konseptiyle uyum sağlarken nakarata doğru ortaya çıkıp hızlanan upbeat heyecanı arttırıyor. Ama ondan sonrası tam bir kaos. Her şey birden yükseliyor, vokaller hem ritmi yakalamakta zorlanıyor hem de grup üyeleri genel olarak nazik seslere sahip olduklarından yüksek tondan müziğin gölgesinde kalıyorlar. Hadi bütün bu kaotik hal şarkıda da bahsedilen yeni bir dünyanın oluşumunda yaşanan karmaşayı anlatmak içindi diye bir kulp uydurduk diyelim, 2.30'la beraber başlayan Luna ve Amber'ın ortaklaşa ilerlettiği köprüdeki kpopa dönüş sevdasını ne yapacağız? Madem amaç o neden balladımsı bir kpop şarkısına bağlayıp Luna'nın boynunu yana atıp söylemeli bir solosunu öne sürüyorsunuz ki? Sözlerdeki metafor kullanma aşkıyla yanıp tutuşan ama bir tür anlamsızlıklar bütününe dönmüş karmaşa ne olacak peki? Gerçi SM ne zaman f(x)'e adam gibi söz verdi ki? Şarkı konsept olarak gerçekten etkileyici, ama anlatmak istediğini anlatamıyor, kelimeler boğazına ya da nakaratı boğan elektronik gürültülerin arasına sıkışmış çünkü.

 İşin özü Red Light niyeti iyi olsa da kendisi kötü bir şarkı. Ki çoğu SM işi gibi dinledikçe bağımlılık da yapmıyor, aksine başınızı ağrıtma ihtimali içeriyor. Ama iyi haber: Albümün bundan sonrası gayet de sevilesi.

 İkinci şarkı aynı zamanda promosyonlarda da kullanılan Milk. Kızların tatlı sesleri sayesinde albümün en sevimli şarkılarından biri olmaya aday kendisi ama, melodisindeki karanlık, koyu bir şeyler hala onu albüme bağlamaya devam ediyor. Sözleri kaybedilmiş bir aşkın arkasından çekilen kalp acısını soğuk bir bardak sütle söndürmek üzerine. Bu tarzda farklı bağlamlardan hoşlanan biriyimdir ben o yüzden sözler de gözümde bir artı. Ayrıca konseptin bir parçası olan kedilerle bağlantılı olması açısından da hoş. Genel olarak Milk albümün en iyi şarkılarından birisi, benim favorilerimden.

 Bundan sonraki Butterfly ağır, boğuk elektro beati, synthizerın getirdiği o tekinsiz havasına karşılık neredeyse masum bir aşk hakkında olan sözleriyle ilginç bir karmaşa yaratıyor. Milk'i aydınlatan vokaller burada şarkının karanlık tadına katkıda bulunuyor. Bir başka iyi şarkı daha.

 Rainbow albümün temposunu yükselten aynı zamanda albümde ne varsa hepsini bir araya toplamış bir şarkı. Red Light'ın güçlü başlangıcından, Vacance'ın yazlık havasına. Şarkının parlayan yıldızları ise ana vokal Luna ve rapper Amber. 

 5. track All Night albümün en pop parçası. Herkesin dinlendiği esnada çalınan disko şarkısı havası sebebiyle elektro hala orada evet, ama pop işte. Riley bu şarkıyı SNSD'ye vermeliydi bence, f(x)'te özellikle Red Light gibi ağır synthlerle süslü karanlık bir albümde fena sırıtıyor.

 Vacance bana ilk dinlediğimden andan itibaren SHINee'nin Hitchiker'ını hatırlatıyor açıkçası. Onun dışında çıkış şarkılarında saçmalayan Kenzie'nin (bknz: EXO'dan Wolf, SHINee'den Why So Serious son olarak f(x)'ten Red Light) iş b-sidelara geldiğinde ne kadar da iyi işler çıkarabildiğinin kanıtı. Gerçekten Kenzie neden çıkış parçalarında saçmalıyorsun ki?

 Spit It Out özgüven dolu bir şarkı. Davul vuruşlarıyla elektro müziğin birbirine karıştığı bir de üstüne
enstrüman gibi kullanılan adliblerin girdiği bir şarkı. Kalabalık evet, ama Red Light'ın çektiği kadar acı çekmiyor bu durumdan. Dinlerken eğleniyorum ben ama "oooo süper" de diyemem. Sadece bir şekilde seviyorum ben.

 Boom Bang Boom hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum. Başlangıca ve "are you ready for it rawh" kısmından sonraki bölüme aşık oldum, verselerdeki gitar oyunlarını da seviyorum, sözler de özgüven dolu ki f(x)'in en sevdiğim yanlarından biri de budur ama nakarat... Bilmiyorum Krystal senin gibi "sevdim bu şarkıyı" diyebilir miyim bilmiyorum...

 Dracula deyince Jonghyun'u düşünüp bir gülüyorum, önce onu söyleyeyim de... Hakkında söyleyecek fazla bir sözüm yok, yani albümde olması sorun yaratmayan bir şarkı olduğundan başka.

 Summer Lover tıpkı All Night gibi albümde olmasına rağmen albüme ait olmayan bir şarkı. Ama Amber'ın kompoze etmiş olması şarkıya ufak bir sempati duymama yetiyor işte. Eğlenceli bir şarkı, diğerlerindeki ağır synthlerin yerine bunda funk havası var. Gene de tekrar söylüyorum bu albümün şarkısı değil.

 Son şarkı olan Paper Heart kapanış için en az tek başına kendisinin olduğu kadar iyi bir seçim. Albümdeki en enstrümantale kaçan şarkı (mandolin sağ olsun) ama buna rağmen hala hem f(x)e hem de albüme ait. Ayrıca çok da güzel, albümden bir başka favorim.

 Red Light kpopta denk geldiğim en güzel kız grubu konseptlerinden birine sahip olan bir albüm. Bununla beraber kötü bir çıkış şarkısına da sahip ne yazık ki. Ted Riley biraz sakin olmaya karar verip şarkıyı bu kadar karıştırmasaydı grup yılın en iyi comebacklerinden birine imza atmış olurdu çünkü albüm hem grubu temsil etme hem de kpopta pek de olmayan bir tat sunma açısından iyi bir iş çıkarıyor.

 Son olarak tekrardan: Konsept için teşekkürler SM. Pink Tape'te yaptığın inanılmaz gıcıklığın aksine bu sefer teaserlardaki hallerini MVye taşımaya karar verdiğin için de teşekkürler. Sana minnettarım... Bir sonraki işlerin içine edişine kadar.

 Aslında albüm yazısını boşverip f(x) Güzelliğine Övgü Postu hazırlardım da... Neyse başka zamana artık asghfahgsfh Ama Luna'nın mavi saçlarını koyamamış olmanın üzüntüsü içimde kalır diye korkuyorum o yüzden...



- C-Clown'ın hala bir Far Away... Young Love ortaya çıkaramadığına,
- G.O.D'nin dönmüş olmasının pek de umurumda olmadığına,
- Girl's Day'in Darling'iyle tam yazlık bubblegum bir comeback yaptığına, üstelik Timing'lerinin de gene pop için öyle fena olmadığına,
- Kim Hyun Joong'un Beauty dediği her seferde booty duyduğuma ve His Habit'in başkasının elinde olsa nasıl da dinlenesi olacağına,
- B1A4'un eğlenceli konsept ile beraber gelen sakin bir albümü Solo Day'in öyle genel olarak sakin ama sıkıcı olmayan bir kpop albümü arayanlar için ilk 4 şarkısıyla iyi bir seçenek olduğuna

 değindikten sonra...

Henry - Fantastic

 Gelelim SM'in canı neyi isterse patlatabileceğinin en büyük kanıtı olan Henry ve yeni albümü Fantastic'e.

 İlk cümlemin yanlış anlaşılmasını istemem, Super Junior konserlerinde kısacık sahnelerle yetinmek zorunda kaldığı günlerden beri hem severim Henry'yi, hem de yetenekli olduğunu düşünürüm. Ne zaman ismi geçse 154216542 kişi ile beraber "SM harcıyor o çocuğu" diyen sinir bozucu kalabalığın bir parçasıydım yani. Ama Koreli bile olmayan birinin (benim için sorun değil tabi, gene de Korelilerin bu konuda nasıl bir tavır içinde olabileceklerini hepimiz az çok biliyoruz) hem de soloist olarak bu derece sempati toplamasında şirketin payı Henry'nin cazibesi kadar olmasa da azımsanmayacak kadar büyük. Doğru program seçimleri ve tam yerinde olan mediaplaylerden diğer idollerin arasından sıyrılmasını sağlayacak bir varyete karakteri yaratılmasına kadar SM Henry'yi ciddi bir süre bekletmiş olsa da sonunda ona istediği yere tırmanmasına yardımcı olacak basamakları hazırlamak konusunu da eline yüzüne bulaştırmadı gibi duruyor.

 Tabi ki şirketlere asla güven olmaz. Henry şu anda bir tür hot topic tabi ki SM suyunu çıkarabileceği kadar çıkaracak ve bunu elde edebilmek için bazı şeyleri feda edecek...

 En iyisi albüme dönelim biz: Genel olarak Fantastic oraya jazz, buraya elektro pop, eh Henry böyle güzel keman çalarken onu da unutmayız, akustiğe ne olacak, peki ya R&B, dans da etmek lazım derken biraz ondan biraz bundan tadında oluşturulmuş basit bir pop albümü. Henry'nin tarzı budur diye bir oturtma yapmak imkansız yani. Gerçi bir soloist için belki böylesi daha iyidir belki, çünkü herkes kendisi için bir şarkı seçebilir albümden.

 Bir de Henry çoğu idolde sahip olmayan müzisyen yana sahip evet, ama vokal açısından SM'in oturduğu masada oyunu bitirmek için öne süreceği bir kart da sayılmaz açıkçası. Bu albüme de yansıyor, şarkılarda vokal açısından etkileyici hiçbir şey yok. Vokal etkileyici değilse diğer yandan tamamlamak lazım malum. Ama dediğim gibi basit olan Fantastic bunu da sunmuyor insana.

 Bütün bunlar Fantastic'i işe yaramaz mı yapar? Hayır tabi ki, aksine genelde hafif bir çizgide ilerlediğinden dinlemesi kolay bir albüme dönüştürüyor. Kişisel olarak işte bu benim şarkım dediğim bir parçası yok açıkçası ama baştan açtığımda "olmamış bu" diyerek geçmeyi düşündüğüm bir parça da yok. Hoya'lı Need You Now'ı deniz-kenarında-oturup-salak-salak-gökyüzüne-bakarken-dinlenebilitesi-olan-şarkılar klasörüme atıp yoluma devam edebilirim ama.

 Bu arada SM-Woollim anlaşması bize daha ne kadar INFINITE-SM'den artık kim denk gelirse birlikteliği getirecek acaba?

_____________________________________________
Son olarak bugün çıkan Shin Hyesung ve Lyn düeti Buen Camino'yu da buraya bırakıp uzunca bir süre kpop comeback yazısı yazmamak üzere yoluma gideyim:

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Haziran Ayı Kpop Notları

  Hala toplama yazılarla atılan alışma turları...

 Taeyang - Rise

 Haziran ayı artık parçalarının 50 yıl sonra çıkacağından ancak ölüm yıl dönümlerimde mezarımın başında çalınabileceğini düşünüp vasiyetime eklettiğim yeni Taeyang albümü ile açıldı. İyi de oldu çünkü Rise şüphesiz kpopun bu sene başımıza sarmaya karar verdiği en iyi şeylerden biri.

 9 şarkıdan oluşan albüm kendisiyle aynı ismi taşıyan ve bir Choiza/Tablo ortak çalışması olan Rise ile açılıyor. Albümdeki tek tam İngilizce şarkı bu, verdiği mesaj düşünülünce de intro olmaya uygun. 

 Eyes, Nose, Lips albümün aynı zamanda çıkış parçası ve gerçekten ama gerçekten harika. Piyano ile açılan -ve şarkı boyunca da bunu devam ettiren- bir R&B balladı olan şarkı, bazıları tarafından basit olarak tanımlanabilir ama Taeyang'ın temiz ve Kore'de büyük ihtimalle R&Byi en iyi kıvıranlardan biri olan vokali şarkıyı o kadar iyi taşıyor ki bittiğinde aslında gayet hüzünlü olan sözleri anlamasanız bile hissetmiş oluyorsunuz. Ringa Linga ile rap yaparak beni mutlu etmiş olsa da Taeyang'ın ait olduğu alan burası, soulfull R&B. Eyes, Nose, Lips bunu bir kere daha kanıtlıyor ve bu senenin uzun süre benimle kalacak şarkılarının başına ismini yazdırıyor.

 1AM albümün çıkışından çok önce bir etkinlikte tanıtımı yapılmış bir şarkı, ayrıca albümden bir klibe sahip olmaya hak kazanan ikinci şarkı. R&B soundı hala bizimle piyano hala buralarda ama bu sefer melodi daha canlı. Sözler Eyes, Nose, Lips'te olduğu gibi gene geride kalmış bir aşk hakkında, ama bir tür aşma çabası olarak yorumlanabilecek bir şey de mevcut denebilir pekala. Başka iyi -ve güvenli- bir şarkı bu ve gene Taeyang'a yakışıyor.

 Stay With Me benim en çok beklediğim şarkıydı aslında, çünkü Taeyang ile GD'yi bir araya getiriyor. Ne yazık ki sonuç biraz hüsran oldu. Taeyang'ın kısımları şarkıyı albümün dinamiklerine uygun tutan tek şey, GD olaya girdiği anda iş bir tür oh-so-swaag tadında klasik YG parçasına dönüşüyor. Kötü bir şarkı değil aslında, sadece benim kendisine dair beklentilerim çooooook tepede olduğundan böyle sıradan olması bir hayal kırıklığı yarattı, o kadar.

 Body... Ya da Taeyang'ın yaptığı yemekleri güzelce yemesini istediği masum kızlardan güzel göğüsleri sebebiyle yatağa atmalıklara doğru evrimleşmesinin son basamağı mı desem ne desem? ashgfahgsfh Albümdeki dans track kotegorisini dolduran şarkı sözleri ile insanı gülsem mi ağlasam mı moduna soksa da altı üstü olay biraz hareketlensin diye konmuş bir dans track işte. Köprü öncesi kısımlarda olan hafif funky disco hissi ve onun nakarattaki upbeate bağlanışı şarkıyı boş bir kop-kop şarkısı olmaktan kurtuluyor üstelik. Teddy, Dee.P bir arada olunca iyi işler yapıyor. Body bir şekilde kafanıza takılıyor ve ne söylediğinize aldırmadan eşlik ediyorsunuz.

 Ringa Linga önceden yayınlanmış ve tanıtımı yapılmış bir tane, hepimizin bildiği üzere. Dinledikçe alışılan ve sevilen bir şarkı aslında ve uzun zamandır dinlediğimizden alıştık biz de. Stay With Me'de fazla olduğunu düşündüğüm GD kısımları ise bu şarkıda tam ayarında, olması gereken yerlerde. Bir de albümdeki en ağır elektro beate sahip parça. En iyi tarafı ise zamanında rapper olma amacı taşıyan Taeyang'ın bunu yaptığını görebilmek. Çocukları istediğine ulaşınca insan bir mutlu oluyor sayın okuyucu XD

 This Ain't It ile albüm gene yavaşlıyor, üstsüz Taeyang romantizmine geri dönüyor. Normalde şarkılarında ağırlıklı olarak piyano kullanan Taeyang bu sefer bir değişiklik yapmış, baskın olan enstrüman gitar. Ben Big Bang ve (yarı) falsetto kelimelerini aynı cümle içinde kullanacak olsam ardından hemen "GD Fool'da muhteşeem~" cümlesini yapıştırsam da bu şarkı Taeyang'ın hakkını yiyormuşum gibi hissetmeme neden oldu, çünkü This Ain't It'te Taeyang'ın falsettoları muhteşem.

 Throw Away (ya da bazı yerlerde geçtiği gibi Let Go) sözleri Tablo'dan melodisi Taeyang'dan bir şarkı. Bu sebeple sözler duygusal bir şiirsellikte ve müzik piyano dahil olmak üzere enstrümantal bir çizgide ama kulağa hiç de basit gelmiyor. Şarkının en ilginç kısmı çok az olsa da, gospelimsi bir etki yaratan koro girişleri bence. Özellikle ikinci verseteki kulağa çok doğru geliyor, koymayı kim akıl ettiyse harika düşünmüş.

 Love You To Death albümde beni en çok üzen şarkı. İlk başladığında "sanırım favorimi buldum" demiştim ta ki CL'in solo kısmı girene kadar. Yani neden? Ne gerek vardı? Neden CL'in o kadar oynandığından ilk dinleyişte kendisinin olduğunun anlaşılamaması bile mümkün olan vokalini şarkının zirveyi vurduğu ana ekleme ihtiyacı duydunuz? Albüm çıkalı neredeyse bir buçuk ay oldu hala düşündükçe kafamı bir yerlere gömesim geliyor. Gene de buna rağmen Miguelimsi havasıyla Love You To Death çok iyi bir şarkı ve bahsedilen 20 şarkı arasından albümde olmayı hak ediyor.

 Yani sanırım... Diğerlerini dinleme şansım olmadı ki. Ama albümde olduğuna göre... Hak etmiş olmalı değil mi?

 Toparlamak gerekirse Taeyang'ın son albümü Rise pekala bu senenin şimdiye kadarki en iyi kpop çıkışı olarak kabul edilebilir. Tek bir şarkıya olmamış bu demek, en gürültüsünü bile kesinlikle dinlenmez olarak adlandırmak mümkün değil. Sözler dolu (Body'nin clubber şarkısı olduğunda anlaştık ama :D ), müzikler ve kompozisyonlar bazılarında güvenli olarak tanımlanabilecek olsa da Taeyang'ın vokalindeki hareketlilik ve ruh bunu tamamlıyor. Basit diyenler için ise... Bazen basit şeyler en güzel olanlardır. Yani demek istediğim şu ki Rise iyi bir albüm, dinlemelik bir albüm. Beklediğimize değmiş bir albüm.

_______________________________________________

 - UKiss'in Mono Scandal minisinin (ki bence single o) çıkış parçası olan Don't Flirt'e ait MVyi yeni üyeleri Jun'un reşit olmadığından dolayı izleyemeyeceğine,
 - 2PM'den Jun.K'in No Love'nın başındaki müzikal tadının şarkının nakaratına taşınmasa da çok ilginç olduğuna,
- ToppDogg'un TOPDOG şarkısını sevmesem de MVsinde Mozart-Salieri çatışmasını konu edinmelerini enteresan bulduğuma,
- Got7'ının A'de tam bir JYP sevimliliğinde olduğuna ama hala albümü dinlemediğime,
- AOA'nın Miniskirt'le popüler olduktan sonra Short Hair'le dönüşüne bakılınca eski band konseptlerine dönmelerinin zor olduğuna ve "seks satar"ın bir farklı grubu daha yediğine,
- Hyomin'in (hele Nice Body gibi sözleri biraz anlatmak istediğini ifade etmekten aciz bir şarkıyla) T-ARA'nın laneti kırmasının hiç de kolay olmayacağını  kanıtladığına değindikten sonra;

BEAST - Good Luck

 BEAST neredeyse bir yıllık bir aradan sonra gene bir yaz albümüyle geri döndü: Ve bu sefer önceki albümleri Hard To Love How To Love'ın aksine mevsimi daha iyi temsil ediyorlar.

 How To Love Hard To Love her aşamasında üyelerin parmağını taşıyan ilk BEAST albümü olduğundan benim fena halde pamuklara sarasım olan bir albümdü. Ama itiraf etmek lazım ki, kötü olmasa da en azından yazın ortasında çıkmış bir albüm olmaktan oldukça uzaktı, Junhyung'un bir türlü aşamadığı aşksal sorunları sağolsun genel olarak daha karanlık daha sonbahar bitişi, kış girişine yakışacak bir tada sahipti. Good Luck ise bu hataya düşmüyor ve yedi şarkıdan oluşan albümün ilk üç şarkısını (We Up, Good Luck ve Dance With You) funky dans melodileriyle süslüyor. İyi de yapıyor. Çıkış şarkısı Good Luck ilk dinlediğimde benim hoşuma gitmemişti aslında ama bir süre sonra dinlemesi çok da yormayan, akılda kalan ve eşlik etmesi eğlenceli bir pop şarkısı olarak kabul ediyorsunuz. En iyi BEAST çıkış şarkısı değil evet, ama listenin altına da oynamaz. 

 Sonrasında ise tempoyu düşürüp artık BEAST müziğinin simgesi haline gelmiş iyi hikayelere sahip orkestra temelli pop balladlarından birine dalıyor: No More. 5. track History yavaş bir upbeatle süslenmiş bir R&B parçası. Gigkwang bestelenmesinde yer almış, Junhyung ise albümdeki başka 5 şarkıda olduğu gibi sözlerinin yazılmasında. 

 Tonight I'll Be Your Side albümde Junhyung'un burnunu sokmadığı tek parça ve bunu hemen de hissettiriyor. Yavaş bir pop şarkısı; Beast üyeleri iyi vokaller olarak bunda da iyi iş çıkarsa da şarkı grubu hiç yansıtmıyor. Albümün olmasa da olurdusu benim için.

 Son şarkı Sad Movie ise aslında Japonca bir şarkının Korece versiyonu bu sebeple bende bir adaptasyon sorunu yaşattı, şarkıya sayanora diye girdim sonra bir silkelenip kendime geldim falan. Daha yüksekten olduğundan şimdi Korece versiyonunu daha çok seviyorum gerçi.

 Japonya BEAST'i için ufak bir not: Mayıs'ta çıkan Adrenaline harika bir şarkı. Keşke grup onu Japonya'da harcayacağına Kore çıkışı için kullansaydı, Good Luck'tan daha iyi olurdu düşüncesini bir türlü kafamdan atamıyorum. Üzgünüm Good Luckseverler ama benim için gerçek bu.

 Genel olarak Good Luck albümü (kpop standartlarında) iyi sözlere sahip, grubunun müziğini temsil etmeye devam eden bir albüm. BEAST grup olarak hala güvenli ada sınırlarının çok dışına çıkmasa da dans melodileriyle ayak parmaklarını uzatıp suları test etmekten de çekinmiyor. Sonuçta kpopun en dinlemelik gruplarından biri BEAST Good Luck da bu açıdan bir sorun yaratmıyor, çünkü dinlenmek için yapılmış bir kpop albümü.

_____________________________________________

Artık Temmuzun şimdiye kadarki kısmına yani benim için tek anlamı olan f(x)'e gelebilirim galiba :3
Öneriniz varsa alırım, yoksa f(x)'ten sonra kpop prodüktörleri, Gray ve Standing Egg hakkında olan yazılarımı yayınlayacağım çünkü ayın 24ündeki Block B geri dönüşüne kadar kpop aleminde başka ilgimi çeken bir şey yok :3
Oh, bir de B1A4 geri döndü değil mi? Sadece MVlerini izledim, bunu postaladıktan sonra albümlerini de dinleyeyim.
Hadi o zaman şimdilik...

10 Temmuz 2014 Perşembe

(Her Açıdan) Comeback?

 En azından öyle umalım öyle olsun.

 Vay be... Buralarda bir şeyler zırvalamayalı iki aydan fazla olmuş. Bazı teknik aksaklıklar, olmasa da olurlu sıradan hayatın yoğunluğu yanında daima cebimde taşıdığım kronik isteksizliğin zavallı bloguma yaptıkları... Gene de her tilki gibi ben de dönüp dolaşıp gizlice kürkçü dükkanımın kapısından sızdığımdan hala buralardayım işte. Ve sanki birilerinin buna ihtiyacı varmış gibi ağırlıklı olarak kpop üzerine yorumlar yapmaya devam etme çabasındayım.

 Paçalarımdan akan gereksizliği (bir de sabah sabah büründüğüm şu salak kendine acıma halini) bir sıyırayım da yazıma devam edeyim en iyisi.

 Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu bir comeback yazısı... Son iki aya dair. Uzun zamandır yazmamanın güzel yani; her şeyi tek bir başlık altında toplayıp aradan çıkarabilmeniz açıkçası (Tembelim, evet). Başlayalım mı?

EXO - Overdose

 Başınızda dönüp duran tuhaf olayların etkisi bana kadar ulaştı mı bilmiyorum sevgili EXO ama yazı yazmayı sizin albümün çıkış zamanı civarı bırakmış olmam evrenin tuhaf işleri üzerine düşünüp kafayı yemeye yatkın beynimi kurcalamıyor değil, önce bunu söyleyeyim :P

 Overdose albümüyle ilgili söylemek istediğim ilk şey şu: Çocuklara daha bol pantolonlar ve kocaman yazılı tshirtler giydirerek albümleri R&B ve hiphop esintili yaptık şeklinde sınıflandıramazsın SM, bunda anlaşalım. Overdose gayet de -senin çoğu işin gibi- bir elektro-performans temelli bir dance-pop albümü. Kötü bir şey değil bu, ki zaten biz seni böyle seviyoruz o yüzden barışık ol kendinle tatlım.

 Bunu açıklığa kavuşturduğumuza göre... Grubun ikinci albümü olan Overdose genel olarak fena bir albüm değil. Çıkış parçası Overdose tam bir SM çıkış şarkısı: Kalabalık, rahatsız edici elektro sesler enteresanlık olsun diye oraya buraya serpiştirilmiş enstrümanlarla dolu, performans odaklı ama tuhaf bir şekilde bütün eksilerine rağmen bağımlılık yapıcı. Growl fena halde tutunca tipik bir SM taktiği olarak besteciler aynı olmamasına rağmen onun ilerleyiş formülüne de sadık kalınmış (En belirgin örnek olarak bknz: Rap solosunun bağlanışı). Gene de Overdose'u Growl.02 olarak adlandırmak çok da mantıklı değil, bu olsa olsa şirketin güvenli sularda yüzme çabası olur. 

 İkinci track Moonlight elektro gitarı, ortadan biraz daha düşük temposu ve kulağa ciddi anlamda hoş gelen "geu saramhaneun staph staph staph yeah~" kısımlarıyla beğenilebilecek bir şarkı olsa da bir şekilde benim gözümde boşluk doldurucu olma görevinden kurtulamamış bir şarkı. Bir şeyler fazlasıyla... Beklendik. 

 Bundan sonraki Thunder, Love Love Love ile beraber albümdeki favorilerimden. Hala elektro ama çıkış şarkısının gürültüsünden daha uzak ki bu onu daha yumuşak, daha her-zaman-dinlenebilir yapıyor. Seksi bir his var, eh bende de böyle şarkılar için bir şeyler var. Ve K versiyonunda D.O.'nun girişi -twitterdaki gibi yapış yapış olacağım ama söylemek zorundayım- kalp ben.

 Run benim ancak çok ama çok sevdiğim bir grup sahnede zıplayarak söylerse gök kuşağı kusarak dinleyeceğim şarkılar kategorisinde, o yüzden benim için pek bir şey ifade etmiyor açıkçası. Bu yüzden albümdeki elektrodan en uzak ve en enerjik şarkı demekten başka söyleyebileceğim bir şey de yok hakkında.

 Kapanış parçası olan Love Love Love benim kıymetini sonradan anladığım Overdose şarkısı. Dinlemesi kolay bir şarkı değil açıkçası; bir dengesizliği var ve arka planda ablibler, elektro rifler, davul vuruşları derken çok fazla iş dönüyor. Ama altına konmuş o hem modern hem egzotik bir hava taşıyan melodi yok mu? Bir de üstüne (özellikle K versiyonunda) rap-lineın alçaktan ilerleyip vokallerin yüksekten uçması eklenmiyor mu? Hoş.

 Özellikle K versiyon demişken... Overdose albümünün bende yarattığı bir değişiklik de M tarafının K'ya oranla daha iyi bir grup dinamiğine sahip olduğunu düşünmeye başlamam oldu. Açıkçası Chen dışında (Lay'i kişisel olarak pek sempatik bulmama rağmen) M kısmında dikkate alınması gereken biri olduğunu düşünmedim şimdiye kadar. Hele K tarafında ses rengiyle aşk yaşadığım Kyungsoo, an itibariyle SM'in grubunun rapperı olarak adlandırdıkları arasında en iyisi olduğunu düşündüğüm Chanyeol ve ben sesini çok sevmesem de vokal olarak varlığını inkar etmenin mantıksız olacağı Baekhyun varken. Ama K'da şarkıları götüren bu üçü açıkçası: Suho eskiye oranla daha baskın olsa da bundan ileri gidebilirmiş hissi bırakmıyor bende, Kai'nin sesini beğeniyorum ve duymayı seviyorum ben ama çocukta kulak yok, Sehun ise biraz ağır olacak ama bizzat kendisi yok. Oysa M grup olarak daha büyük bir balansa sahipmiş gibi geliyor kulağa; Chen hariç hepsi yakın aralıklarda dolanıyor gibi ki Chen'de şarkılarda kendini öne sürmek yerine şarkıyı düşürmeden grubunun seviyesine çekmeye çalışıyor sanki.

 Uzun lafın kısası: Overdose genel hatlarıyla fena bir albüm değil. Growl'dan sonra (arada Miracles in December albümü var biliyorum ama onu bir tür ara sıcak gibiydi, değil mi?) aşağıda kalıyor, evet ama üstüne çıkmalarını zaten beklemiyordum bu sebeple... Fena bir albüm değil.

IU - Flower Bookmark

 Geçen seneki Modern Times'dan sonra "IU ne eylese güzel eyler" tadına gelmiş bir insan oldum galiba çünkü birazcık geç çıkmış olsa da Flower Bookmark'ı da bu baharın kpop albümü ilan edesim var.

 Dürüst olmak gerekirse IU'nun sesinin hiç de özel olduğunu düşünmüyorum, asla düşünmedim. Ama Marshmellow'dan bu yana öyle uzun zaman geçti ki aralarda bir yerde IU meselenin 4 nota yükselebilmek olmadığını anladı, duygularını belirtmek için sadece bağırmanın yeterli olmadığını fark etti ve berraklığı dışında pek de bir özelliği olmayan sesini nasıl kullanacağını çözdü.

 Flower Bookmark yumuşak, dinlemesi kolay bir albüm ama bu onu dinle-geç kategorisine koymuyor. Aksine zaman zaman araba camına başınızı dayayıp dışarıyı seyrederken aklınıza mesela When Love Passes'ın geleceği ve dinlesem mi acaba diye düşüneceğiniz bir albüm. Ya da birazcık My Old Story mırıldanasınız gelebilir arada, hayatta olan şeyler bunlar. Genel olarak albümde olan nostaljik havanın en baskın olduğu şarkılardan biri Flower sizin içindir belki. Eski bir rocker olan Kim Chang düeti Meaning of You da IU'nun düet yapmak için daima doğru insanları seçtiğinin bir kanıtı olarak duruyor albümün bir köşesinde.

 Diyeceğim şu ki, Flower Bookmark uzunca bir süre yanınızda dolaştırabileceğiniz tarzda iyi bir albüm. Dinleyin.

INFINITE - Season 2

 INFINITE'in ikinci full albümü Season 2 ile ilgili kurulması gereken ilk cümle şudur herhalde: Kesinlikle bir INFINITE albümü. Albüm hakkındaki her şey INFINITE, fazlasıyla INFINTE; hiçbir şey eksik değil, hiçbir şey tamamen "size yeni yanımızı göstereceğiz" şeklinde de değil. Bu sebeple grubu seven birini az biraz mutlu etmesi lazım. Ama bu işin kötü bir yanı da var: Önceden grubu sevmeyen birisi bu albümü de kolay kolay beğenmeyecektir.

 Kısaca şarkılardan bahsetmek gerekirse:

 Açılış parçası Season 2 çıkış parçası olan Last Romeo'nun girişiyle neredeyse aynı, aradaki elektronik dalgalanmayı saymazsak. Bir intro için uygun. Last Romeo bir Sweetune şarkısı ama zaten güçlü orkestral vurgulara rağmen bunu dans şarkısına çeviren elektro melodiler, hafif eskiye ait havası ve tabi ki karşılıksız aşka dair insana "ne çektin be İnpiniteu?" dedirten sözleri bunu anlamamıza yetmişti, değil mi? Sweetune-INFINITE beraberliğini seven biri olarak (çünkü o kadar çok beraber çalıştılar ki artık iki taraf da birbirini anlıyor) Last Romeo'yu sevmemem de saçma olurdu, bu yüzden kendimde daha fazla çakışmamak için bu şarkıyı da seviyorum :P 

 Follow Me albümdeki favorilerimden. Öncelikle her üyenin sesinin tek tek kıymetini fark edebildiğiniz bir şarkı. Bir pop şarkısı olmak için biraz güçlü, duygu -özellikle Woohyun'un vokali sayesinde- orada olsa da ballad olmak için hızlı gene de bir şekilde güzel, INFINITE'e yakışıyor.

 Rocinante tracklisti ilk gördüğümde ismi sebebiyle beni en çok heyecanlandıran şarkı olmuştu aslında. Yani Don Quixote'un atının ismi, bir kpop şarkısı ismi olarak? Kullanıla kullanıla suyu çıkarıldığından artık ilginç yerine tiksindirici gelmeye başlamış -ve zaten sevmediğim- Romeo'dan sonra daha alışılmadık bir edebiyat göndermesi? Bu gözlerim parlayarak şarkıyı beklemem için yeterliydi tabi. Şimdi fark ettim de bu kadar geçmiş zaman kullanınca sanki şarkıyı beğenmemişim gibi bir açıklama yapacakmışım da yolu oluşturuyormuşum hissi ortaya çıkmaya başlamış ama hayır: En azından sözler açısından Rocinante sevilesi. Aslında zayıf bir beygir olmasına rağmen kendisinden çok şey beklenen Rocinante'ye karşı normal insanların taşıyacağı inançsızlığa dair göndermeler şarkıda da var, rüzgarın götürdüğü yere gitmedeki, her engeli aşabileceğine dair sönmez inançtaki Don Quixotevarilik de... 

 Breathe diğer şarkılara göre biraz daha karanlık. Bir şekilde takılıyor bence ama bir süre sonra kafaya da takılıyor. Ya da ben ezberleyene kadar dinlemek için fena kastım, bilmiyorum :D

 Light albümün Sunggyu solosu, yani smooth rocker Sunggyu'nun geri dönüşü. Bu soloya gelmişken albümün en güzel yanlarından birinden de bahsedeyim: Albümde herkesin kendi tarzını yansıtabileceği bir şarkı var: Ana vokaller Sunggyu ve Woohyun için sololar, grubun hiphop duosu INFINITE H için başka bir şarkı daha, geriye kalan ve çıkış yapacakları söylentileri hala ortalıkta dolanan INFINITE F'e de bir tane. Woollim INFINITE'e karşı takındığı bu tavır beni çok mutlu ediyor, çünkü üyelerin kendi başlarına kendi istedikleri tarzda da parlamasına izin veriyor böylece dinleyiciler olarak onların grup şarkılarında göremediğimiz yüzlerini görme fırsatı buluyoruz. Light mı? Sunggyu benim en sevdiğim kpop vokallerinden birisi buna bağlı olarak solosunu da sevdim tabi.

 Alone biraz önce yukarıda bahsettiğim INFINITE H şarkısı ve benim albümdeki bir başka favorim. Prodüksiyon Rphabet'e sözler ise Hoya ve Dongwoo'ya ait. Albümün diğer sololar da dahil olmak üzere en INFINITE dışı şarkısı aslında bu, pekala iyi bir k-hiphop albümünün sidetracki olarak rastlayabilir ve yadırgamazsınız. Raplerini beğenmekle beraber çok aşık olmasam da sahnede varoluşlarını pek sevdiğim Hoya-Dongwoo ikilisi gittikçe gelişiyor ve gelişiyor kısacası. 

 Memories... Benim için orada bir yerlerde olan bir şarkı, arada dinlerim ama asla bağlanacağımı zannetmiyorum. Gene de gitar çalan bir Myungsoo eşliğinde akustik versiyonunu yapsalar (In The Summer, millet?) pek hoşuma gideceği şeklinde bir his var içimde. A Person Like Me ise albümün ballad kategorisi için var. Vokallerin öne çıktığı bir şarkı bu sebeple Sunggyu ve Woohyun beraberce hakim oluyorlar işe. Gene benim için değil ama arada dinlerim. Bazen benim de acı çekesim geliyor :P

 Reflex bir şekilde tam Orange Caramel tarzı bir dans yapılacak şarkı bu sebeple Sungyeol, Sungjong ve L'den oluşan INFINITE F'e bu şarkının verilmeyip albümün en zayıf halkası olan Going Crazy'nin dayatılmasını yanlış buldum. En azından eski günlerin hatırına bir denerlerdi asfdafgsfdahgfsh Bu iki şarkı albümde en az sevdiklerim.

 Close Your Eyes Woohyun solosu bir ballad. Açıkçası ben bu tarzda klasik piyano, keman temelli, tam nakarata bağlayacakken melodiyi yükselten, araya bir enstrümanı yüksekten girip şarkıyı daha da dramatikleştiren  pop balladlarını genel olarak sevmiyorum, birkaç istisna hariç sıkıcı buluyorum. Ama Woohyun iyi bir vokal bu sebeple bu tarzda şarkıları sevenler için hoş bir alternatif olacaktır. Gene de not my style.

 Son track olan Shower albümün bir başka güzel işi. Kpopun genelde yaptığı gibi metafor yapacağım derken işleri batırmayan güzel sözler, grubun genel tarzıyla uyumlu güçlü bir melodi, üstelik hepsinin (rapperların vokali de dahil) sesini takdir etme imkanı sunan bir şarkı. Canlı performansı da INFINITE'in sahnede çok iyi olduğunun bir göstergesi (bknz: Mucore) bu sebeple kendisi albümdeki ilk üçümden biri.

 INFINITE'in son albümü genel olarak değerlendirildiğinde risk almayan, eskiye bağlı kalan bir albüm. Yenilikleri yok değil ama bunlar ancak zaten grubu takip edenler, geçmişlerini bilenler tarafından fark edilecektir. Bu bir eksi aslında. Gene de onun dışında özellikle fan olanları hayal kırıklığına da uğratmayan bir albüm, çünkü 4 yılın ardından grubun hem oturmuş bir sounda hem de üyelerin kendi kişiliklerini/müzikal eğilimlerini yansıtabilecek kabiliyete sahip olduğunu fark ediyorsunuz. Biraz yakından bakmak lazım tabi :D

15& - Sugar

 JYP'nin bu kızları harcamayacağını düşünen var mıydı? Eh, ben o ileri görüşlü muhteşem varlıkların arasında değildim açıkçası. Tamam, kendileri inanılmaz derecede ünlü olmamış olabilir, belki de asla olmayacaklardır. Ama funk, caz ve R&B soslu pop albümleri Sugar benim gözümde JYP'ye istediği şarkının istediği kısmında ismini fısıldama hakkı veriyor, kesinlikle kızmayacağım. 

 Bir elektro-popsever olarak söylüyorum, kpopun böyle şeylere daha fazla ihtiyacı var. Albüm dinlemesi kolay ama boş değil, şarkılar genel olarak (tabi balladımsılar bunun dışında) hem kalk dans et hem de otur beni dinle diyor. Bu sebeple çareyi yerinizde saçma salak sallanmakta buluyorsunuz. Kızların vokalleri ise zaten malum, iyiler.

 Star, Sugar, Shy Ma Boy, Not Today Not Tomorrow bir de belki Silly Boy dinlemenizi tavsiye edeceğim şarkılar. Somebody zaten eski şarkıları.

 JYP'de hala iş bitmemiş, kim ne derse desin :D

VIXX -Eternity

 VIXX benim hep mercek altına almak istediğim ama bir de onları yutmak için işkembeye dönmüş midemde bir türlü yer bulamadığım kpop grubu açıkçası. Biliyorum, hissedebiliyorum haklarında iyi bir şeyler var, gene de bu Only U dinleyip ne güzel şarkı be diye dolanmanın ötesine geçmeme pek katkıda bulunmuyor. Bir de üyelerden Hyuk'un sesinin azıcık ucundan Onew'ya benziyor olması beni gruba çekmiyor değil ama... Bakalım.

 Albüme dönersek: Aslında biri çıkış parçası olmak üzere 4 şarkıdan oluşan bir single Eternity. Çıkış parçası albümle aynı ismi taşıyor. Özel bir yanı var diyemem ama bu güzel olmasına engel değil. Aslında yukarıda şarkıları hakkında konuştuğumuz diğer iki kpop erkek grubununkine (evet, EXO ve INFINITE) oranla dinlemesi çok daha rahat bir çıkış parçası ve albümdeki en iyi şarkı. Sad Ending ve Love Lalala da fena değil ama öne çıkan bir yanı da yok.

 VIXX vokal bazında da iyi bir grup bu arada. En kısa zamanda değerlerini bilmeye başlamak lazım.

____________________________________________________________

 Sıkılmadınız mı? Ben sıkıldım da... XD

 Bunlar bıraktığım andan itibaren dikkatimi çeken kpop Mayıs comebackleriydi. Aslında o arada bir Phantom albümü, onun öncesinde de Standing Egg comebacki gördük ama dedim ya kpop... Yarın da Haziran ve şimdiye kadarki Temmuz hakkında zırvalamayı planlıyorum, bakalım becerebilecek miyim?

 Böhüüüüü, blogumu özlemişim ama~