Kısa Kısa...

 Geçen ay ruhuma işlemiş kronik tembelliğimin kendini hiç çekinmeden ortalara sermesi ve dün de iki yeni albüm ve bir singlea birden merhaba dememiz sebebiyle (daha bir çok şey çıktı ama benim bahsedeceklerim sadece bunlar) atladığım, bahsetmek için gerekli enerjiyi devrelerimde bulamadığım ya da zaten yeni çıktığından sıcağı sıcağına olacak kısa bir albüm inceleme turu yapayım dedim. Ne iyi etmişim değil mi? :P

[18 Nisan] C-Clown - "Shaking Heart"

 Bir kenarda sessiz sedasız ilerleyen ve Kore için hala "nugu?" kategorisinde olan C-Clown felsefe yapalım derken tuhaflaştırılmış süper karışık isim açıklamasına ve en sevdiğim üyeleri Barom Yu olmasına rağmen "Far Away"de Kangjun'un nakaratta insanın aklına dolanan vokali sayesinde peşlerine takıldığım bir grup. 

 Beş track içeren yeni albümleri Shaking Heart da çok dikkat çekici değil aslında. Yani en azından bana "vay be" dedirten bir şarkısı yok. Gene de ayrılık teması çevresinde toplanmış, neredeyse bütün şarkıları orta tempoda ve gitar temelli olan bu albüm öyle ortalıkta dolanırken ya da gevşemek istediğinizde dinleyebileceğiniz bir alternatif. Ben hafta sonu odamı toplarken sıkılmayayım diye açmıştım, bir baktım "멀리 멀리" (Molli Molli - Uzak, Çok Uzak)'ye eşlik etmeye çabalıyor ve her zamanki gibi batırıyorum~kkkk 

 Uzun lafın kısası: C-Clown'un Shaking Heart'ı şık olarak kabul edilebilecek temiz bir albüm. Kpopun aşırı gürültüsünden bunalmışsanız bir göz atın derim.

[22 Nisan] UBeat - "Should Have Treated You Better"

 UKiss'in sub-uniti olarak çıkmış olan UBeat'in albümüne geçmeden önce söylemek istediğim bir şey var: Sizce de kpop bu sub-unit olayını fazla abartmadı mı? Sub-unit bir grubun aynı kotegoride yer alan üyelerinin, ya da kpop adına konuşursak aynı şirket altındaki iki gruptan iki üyenin bir araya gelip yeni bir tarz/konsept altında birleşmesi değil midir? Mesela bence şimdiye kadar oluşturulmuş en iyi sub-unit olan GTOP'da olduğu gibi grubun iki rapperı bir araya gelip normalde gruplarının müzik tarzında olduğundan daha fazla kendi yapmak istediklerine odaklı bir albüm çıkarırlar (Ki aynısını sene başında Infinite de yaptı, Infinite H adı altında). Ya da Cube'un yaptığı gibi iki farklı gruptan iki üye alır ve aynı konsept altında (Troublemaker ekibi için bu konsept seksi) birleştirirsin, al sana sub-unit! Oysa şimdilerde grupların boş kalan elemanlarını bir araya getirip sub-unit adı altında çalıştırıyor/pazarlamaya çalışıyor gibiler, kurulan sub-unitlerin ne müzik tarzı ne de konsept olarak bir dayanağı yok. T-ARA N4, ZE:A5, aynı şekilde UKiss'in UBeat'i...

 Bazıları belki UBeat'in adı üstünde UKiss'in "beat" versiyonu olduğunu söyleyecektir belki ama yapmayın lütfen. Bir araya getirilen üç UKiss üyesinin (AJ, Kevin ve Eli) bu tarzda taraklarda bezi olduğuna dair nasıl bir belirti vardı ki şimdiye kadar? Kpop fanların cüzdanlarına girme uğruna her kavramın içini o kadar boşaltıyor ki bazen monitorümün içinde uzanıp prodüktörlerin/şirket sahiplerinin ve tabi ki buna alet olan grup üyelerinin kafalarını birbirine tokuşturasım geliyor.

 Albüme gelirsek... Genelde eski UKiss şarkılarının remixlerinden oluşan albümün öyle çok da büyük bir numarası yok. Daima Neverland ile zirveyi vurması gerektiğini düşündüğüm, 03:30 ve DoraDora'larını da sevdiğim ayrıca Someday'lerinin klişe olsa da anlamına bayıldığım bir grup olan UKiss neden böyle bir albüm çıkarmış onu da anlamadım ayrıca. Fanlarını sevindirmek için herhalde. Ne diyeyim KissMe'lere hayırlı olsun.

[26 Nisan] 4Minute - "Name is 4Minute"

"Yaaaaay!! 4Minute is baaack!!" desem de inanmayın aslında bu albüm yeni çıkmış üç kız grubunun hepsine bakmak istediğimden baştan sona dinlediğim tek 4Minute albümü olabilir XD 4Minute şimdiye kadar çıkış parçalarına baktığım ve HyunA'nın albümünü dinlediğim bir gruptu benim için... O yüzden önceki müzik tarzları hakkında bilgim sadece çıkış parçalarına ve Key'in Muzik performansına (4Minute fanları alınmayın ama Key şarkıyı  daha iyi söylüyor ve daha iyi dans ediyor~kkkk Gaaaaah hurray for fangirl Nym!! ) dayandığından doğru ve adil bir değerlendirme yapabilir miyim ondan da emin değilim. Gene de...

 5 şarkıdan oluşan mini albüm bol miktarda elektro beat ile oraya buraya serpiştirilmiş R&B dokunuşlarının aynı kazanda kaynatılıp önümüze sürülmüş hali denebilir. Yüksek beatler 4Minute'in yabancı olduğu bir şey değil, o yüzden bu albümün böyle olması da şaşırtıcı değil. What's My Name ile güçlü ama benim hoşlanmadığım bir açılış yapan albüm sonra çıkış parçası What's Your Name'e geçiyor. Kimseyi hatırlayamadıklarından 4Minute'in hafıza problemlerine değinirdim ama burada müzik konuşuyoruz değil mi? :P What's Your Name ilk dinlediğimde sevmediğim bir şarkıydı açıkçası... Ama bir süre sonra insanın diline dolanıyor cidden. O şarkı boyunca devam eden elektro efektin insanı hipnotize edici etkisi mi var yoksa "lala lalala lala la vaç yor neym va-va-vaç yor neym" demek çok mu eğlenceli henüz çözemedim. Gene de T-ARA'nın ve Secret'ın çıkış şarkılarını sevmediğimden oylar 4Minute'e diyorum~kkkk

 3. track olan Whatever'a gelirsek... Sormak zorundayım 4Minute, zaten 3 dakikayı bile bulmayan bir şarkıda neden böyle ritmden ritme, tarzdan tarza atlıyoruz biz?! SNSD yaptığında da sevmemiştim, siz yapınca da sevmedim. İşin kötüsü böyle parçaların arasında mutlaka hoşuma giden bir kısım bir beat oluyor ve ben onu böyle bir kaosun içinde harcadığınız için ağlamak zorunda kalıyorum. Bana da yazık değil mi ama? Neyse sizin de dediğiniz gibi... Whatever...

4. track olan Gimme That seksi olmak için kpop kızları kadar çok zorladığından bu tarzdaki idoller onu marşları olarak kullanabilir; hatta bir araya gelip bu şarkı eşliğinde bir performans sergileyebilirler. Böylece en azından kendilerine uygun bir şarkı seçmiş olurlar, çünkü itiraf edelim Britney, Beyonce ve Chris Brown onlara bir kaç beden büyük geliyor~kkkkkk

 Albüm Domino ile kapanıyor. Domino'nun en çekici yani elektro keman kullanmış olması, kpopta böyle bir şey duydum mu hatırlamıyorum bile şu anda. Ama şarkı kovalanıyormuş gibi bir hızla akıyor ve bende ne alakaysa bir Japon grubuna aitmiş izlenimi yaratıyor. Tuhaf...

 Yeni 4Minute albümü "Name is 4Minute" gruba yeni fanlar kazandıracak bir albüm değil bence, en azından beni bir fana çeviremedi; ki siz de bilirsiniz ne kadar çabuk kayar gönlüm birilerine XD Ama söylediğim gibi eğer bu 4Minute/Secret/T-ARA üçlüsünden birini seçecek olsaydım HyunA'nın file taytını asrın en kötü buluşlarından biri ilan ettikten sonra "4Minute go go go!!" derdim :D

[29 Nisan] T-ARA N4 - "Jeon Won Diary"

 UBeat başlığı altında değinmiştim o yüzden pek üzerine düşmüyorum burada... Ama gerçekten ne sub-uniti bu?

 Kore tarafından duvara dizilip taşlanacak kıvama gelmiş olan (ki kesinlikle desteklediğim bir durum değil, diğerleri karanlık yanlarını saklamayı başarıyor diye T-ARA üyelerinden daha üstün yani?) T-ARA dört üyesiyle beraber kpop tutunmaya çalışarak geri döndü. İyi mi yaptı, tartışılır tabi...

 5 track içeriyor olsa da üç tanesinin çıkış parçası Jeon Won Diary'nin farklı versiyonları, geriye kalan ikisinin de diğer şarkı olan Can We Love'ın normal ve enstrümantal halleri olmasıyla mini albümden çok single olarak değerlendirelebilecek bir albüm bu aslında. T-ARA'nın funky disko müziklerinden hoşlanan biri olarak (Roly Poly, Lovey Dovey vb.) çıkış parçasını sevmedim açıkçası. Ama şarkının ortasında Speed üyeleri ve Taewoon'u görmek/duymak iyi geldi. Diğer şarkı Can We Love'a gelince... Double Side Kick tarafından yapılmış olan şarkı çıkış parçasından daha iyi bence. Gene de yarısından çoğu filler track olan bir albüm Jeon Won Diary, o yüzden... Peh...

[30 Nisan] SECRET - "Letter From Secret"

 "Dikkat dikkat... Şu anda totonuzu koyduğunuz sandalyeye doğru bir agyeo bombası yaklaşmaktadır... Bilgisayarınıza indirildi... Dikkat dikkat... Şu anda dosyanın üzerine tıklamaktasınız... Dikkat dikkat! Bu son uyarı!! Agyeo dolu müzik kulaklarınızın yörüngesine girmek üzere... Ses dosyasına yapacağınız tek bir çift tık daha... Aman ne halin varsa gör ya! Al dinle al!"

 Ben Secret'ın yeni çıkış parçasına tıklamadan önce keşke böyle bir uyarı yapsaydı bilgisayarım... O zaman uzak dururdum o klasörden. *Ay heyt agyeo Nym mode: On*

 Secret'ın yeni çıkış parçası ve albümü şirin... Fazla şirin... Aşırı şirin... Yanlış anlaşılmasın aslında ben şirin şeyleri severim ama kpop agyeosuyla yıllardır problem yaşıyorum; elimde değil. Bu yüzden Secret'ın albümünden de hiç hoşlanmadım ve bir kerecik dinledikten sonra hemen kapattım. Gene de benim ön yargıma bakıp aldanmayın, siz belki severseniz.

not: Bu arada albümün ikinci şarkısı "uzun bacaklı ajusshi"lere adanmış... Secret'ın ajusshi fanları bu şarkıyı çok sevecek eminim~kkkkk

 [6 Mayıs] 2PM - Grown

 İşte geldik en çok beklenen comebacklerden birine... Fanlarına asır gibi gelen, fanı olmayanların ise onları unutmasına yetecek kadar uzun bir süreden sonra 2PM geri döndü... Eski çıkış parçalarını düşününce pek de 2PM olmayarak.

 Aslında albümün ilk şarkısı henüz yayınlanmadı ki bu da kendisinin ana çıkış parçası olacağı anlamına geliyor. Bu yüzden belki de albümün hiç 2PM olmadığını söylemek için erken olabilir, çünkü çıkış parçası pekala yeni bir Again&Again, Heartbeat ya da Hands Up olabilir. Bunun dışında albümün genel çizgisi pamuklu kumaşlara alerjisi varmış gibi bol bol gömlek parçalayan, lolipop kıvamındaki diğer kpop gruplarına asıl "sekshi" nasıl olunurmuş gösteren 2PM için fazla... klas. Bu kötü bir şey değil tabi ki, sadece bomba gibi dönmelerini beklerken 2PM 60ları hatırlatan bir takım elbisesini tamamlayan şık fötr şapkasıyla döşemesi kırmızı ahşap bir koltukta bacak bacak üstüne atmış, ince sigarasının dumanı ve başucundaki lambanın loş ışığında kaybolmaya karar vermiş gibi. Hoşuma gitti XD

 Albüm biraz caz, biraz R&B, çok azıcık da upbeat derken gerçekten de ismi gibi "büyümüş" bir hava ortaya çıkarıyor. Öyle aşırı gürültülü, "kpop-neden-bu-kadar-baş-ağrıtıcı" bir şarkı yok. Belki güçlü kabul edilebilecek Game Over ama ya da elektro beat kullanan Go Back; gene de onlar da o kadar değil gerçekten. Ama bana diğerlerinin önüne çıkıp "işte bu!" dedirten bir şarkı da yok. Hepsi aynı seviyede gibi sanki... Gerçi I'm Sorry'ye karşı kayıp gidiyorum; şarkıda da dediği gibi "Onu aklımdan atamıyorum... Gene çalıyor... Gene çalıyor" ama XD Eğer bir şarkı seçecek olsam kesinlikle I'm Sorry'yi seçerdim bu albümden. Ayrıca bu albümde kötü bir rap performansı sergileyen, genel olarak kötü rap performansları sergileyen Taecyeon bu şarkıda gayet dinlenesi, onu da söylemeden geçmeyeyim~kkkkk

ara not: Bu arada ben Taecyeon'u çok severim, biliyor musunuz? XD Rapini sevmiyorum o kadar~yıh yıh

 2PM bu albümle gerçekten ne yapacak çok merak ediyorum açıkçası. İnsanlar albüme bir şans verirlerse, 2PM kendisine gömleklerini yırtmalarını çığlıklarla izlemeyi bekleyen fangörllerinden başka bir fan kitlesi kazanabilir, çünkü albümdeki şarkılar genel kesime de hitap edecek tarzdalar. 2PM 2009 civarı cidden popüler bir gruptu, o günlerine geri dönebilir pekala. Aynı zamanda albümde eski hallerinden pek eser olmadığı için fena halde çuvallayabilirler de... Tek yapabileceğimiz 11inde yayınlanacak ana parçayı beklemek ve çoğu insanın dinleyeceği sadece o olacağı için nasıl bir tepki alacaklarını görmek.

 Son olarak kendi adıma konuşmam gerekirse ben hem albümü hem de geri dönmüş olmalarını sevdim. Grown şık olarak tanımlanacak bir albüm. Ayrıca eski grupların gerçekten farklı bir tadı var ya... Benim 2PM'de yeteneğine hayran olduğum tek bir üye bile yok ama bir araya geldiklerinde çıkardıkları işi seviyor ve dinliyorum işte.

[6 Mayıs] B1A4 - What's Going On

 Dün büyük bir hata yaptım: Aynı anda çıkan albümleri dinleyeyim diye 2PM albümünün arkasında B1A4'un yeni albümünü koydum... Yavaş bir ballad ile biten (şarkının ismi Suddenly bu arada) 2PM albümünden sonra yüksekten uçan B1A4 albümünün başlaması kültürel şok gibiydi cidden. 

 In The Wind albümü ile benden pekiyisini alıp sırasına geçmiş olan B1A4 (hala o albümün introsuna bayılıyorum), yazın kapıyı çalmasıyla gene o eski zıpır konseptine geri dönmüş gibi görünüyor. Şarkıları her zamanki gibi bol upbeatli yani iyi açıdan bakınca kıpır kıpır kötü açıdan bakınca tam anlamıyla bir baş ağrısı XD 

 Gitar ve upbeatin bir araya geldiği Starlight's Song ile açılan albüm promosyon parçası olan ve sözlerindeki tuhaf İngilizce cümlelerden de anlayacağınız üzere lider Jinyoung'un elinden çıkmış olan (Aslında ben Jinyoung'u da çok severim biliyor musunuz?~kkkk) What's Going On ile devam ediyor. Oldukça eğlenceli bir MVye sahip olan What's Going On aynı ilk parça gibi elektro gitar ve upbeat içeren ama ona oranla daha yüksek tempoda olan bir şarkı. Ve bence en güzel kısımları Baro'nun rap bölümleri, ayrıca başında ve sonunda Jinyoung'un söylediği cümleler de sempatik bir hava katmış şarkıya. Üçüncü ve beşinci trackler olan Yesterday ile How Many Times diğerlerinin aksine piyano şarkıları, bu da daha romantik bir havaya sahip olmalarına neden oluyor. Gerçi How Many Times'ın nakarat kısmı çok yükseliyor bu da romantizmin biraz solmasına neden oluyor ama... Gene Jinyoung'un yazdığı Baro ile CNU'nun ise yardımcı olduğu Good Love ise albümdeki en hafif şarkı. Kullanılan üflemeliler cazımsı bir hava vermiş şarkıya, Sandeul'un falsettosu ise başarılı. 

 İşte böyle... Albümü sevdim mi sevmedim mi emin değilim ama sanırım kalbim hala In The Wind için atıyor :D Gene de What's Going On MVsine bir bakın, tıpkı Beautiful Target gibi eğlenceli bir MV olmuş.

[6 Mayıs] Lee Hyori - "Miss Korea"

 Tek bir single ama bahsetmezsem içimde kalır gerçekten...

 Öncelikle itiraflar dizisi: Hayır, Lee Hyori'nin  muhteşem bir sesi olduğunu düşünmüyorum. Hayır, çok iyi bir dansçı olduğunu da düşünmüyorum. Açıkçası çok ama çok güzel olduğunu da düşünmüyorum. Ama kadının bir havası var işte! Onu diğerlerinin üstüne koymaya yeten bir aurası bir farklılığı var... O yüzden geri dönüşü beklediğim bir olaydı.

ara not: Gerçi benim için hala favori kpop kızı/kadını değil... O yeri kopkoyu göz makyajı ile Gain dolduruyor XD

Salon müziği tadındaki Miss Korea siyah-beyaz müzik videosu ve yukarıda da bahsettiğim Hyori aurası sebebiyle gayet tatmin edici oldu benim için. Son olarak izlemeyenler için çeviri içerikli videosunu da paylaşayım:

*Çeviri için sevgili GDrug'a (keypapshow.wordpress.com, ItsTRify da olur herhalde XD ) teşekkürlerimizi sunmayı da unutmayalım. Hiç çekinmeden kanalından videosunu aşırdım, bari kredimi vereyim~kkkkkk

______________________________________

Böylece 8 albümü aradan çıkardım. Bundan sonra hep mi böyle yapsam ki?~kkkkk

not: Bu arada fark edeceğiniz üzere blogun biraz tozunu alıp ortalığı düzenledim. Bir kaç kişi aradıklarını bulamadıklarıyla ilgili yakınıp başımı ağrıttı da :P Umarım herkesin hoşuna gitmiştir çünkü artık beni tanıdığınızı varsayarak konuşuyorum; uzunca bir süre daha değişmez bu~haha