21 Şubat 2012 Salı

BIG BANG~BLUE (Türkçe çeviri)

Kış geçip gitti, bahar geldi
Kalplerimizde solmaya yüz tutmuş çürüklerle bir şeylere özlem duyuyoruz
Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Bu mavi gözyaşlarına mavi acıya alışmaya çalışarak...
Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Aşkı yumuşacık bulutların arasına göndererek...

Aynı gökyüzünün altında başka yerlerde olan sen ile ben
Çok tehlikeli olduğumuzdan seni terk ediyorum
"Nim" tek hecelik bir fark aslında
Bu ödleklik ama yeterince iyi olmadığımdan saklanıyorum

Gaddar ayrılıklar aşk yolundaki çıkmazlardan farksız
Hiçbir sözcük beni rahatlatamaz, belki de bu hayatımın son melodramı
Son perdenin iniş zamanı artık

Doğdum ve seninle karşılaştım
Ölümüne sevdim seni
Artık maviye bulandı bu soğuk kalbim
Gözlerimi kapasam da seni hissedemiyorum

Kış geçip gitti, bahar geldi
Kalplerimizde solmaya yüz tutmuş çürüklerle bir şeylere özlem duyuyoruz
Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Bu mavi gözyaşlarına mavi acıya alışmaya çalışarak...
Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Aşkı yumuşacık bulutların arasına göndererek...

Sanki kalbim atmayı unutmuş gibi
Bir savaşın ardından burada donup kalmışız, sen ve ben
Beynime saplanıp kalmış bir travma
Bu gözyaşları kurumaya başladığında
Nemli gözlerle hatırlayacağım aşkımızı

Acı içinde değilim yalnız da değilim
Zaten mutluluk tamamen kendini kandırmaktır
Daha karışık bir şeyi de kaldıramam ben
Çok da dert değil, artık umurumda değil
Sonu olmayan bir göç bu, insanlar gelir ve insanlar gider

Doğdum ve seninle karşılaştım
Ölümüne sevdim seni
Artık maviye bulandı bu soğuk kalbim
Sen çekip gitmiş olsan bile ben hala buradayım

Kış geçip gitti, bahar geldi
Kalplerimizde solmaya yüz tutmuş çürüklerle bir şeylere özlem duyuyoruz
Mavi ay ışığının altında bugün gene
Büyük ihtimalle tek başıma uykuya yenileceğim
Rüyalarımda bile seni arayacak
Ve ortalıkta bu şarkıyı mırıldanarak dolanacağım

Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Bu mavi gözyaşlarına mavi acıya alışmaya çalışarak...
Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Aşkı yumuşacık bulutların arasına göndererek...

Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Bu mavi gözyaşlarına mavi acıya alışmaya çalışarak...
Hüzünlerimi şarkıya döküyorum
Aşkı yumuşacık bulutların arasına göndererek...
________________________________________________________
İngilizce'de hem hüzün hem de mavi anlamına gelir. Şarkıda da mavi geçen her yere hüzün kelimesi konabiliyor zaten. :F Ayrıca blues hepimizin bildiği gibi bir müzik tarzı ki eski BB şarkılarını düşünürsek bu müzik genresinden de etkilendiklerini söyleyebiliriz (Şarkıdaki gitar rifi kesinlikle blues esintili). Gene GD, gene üçlü kelime oyunu. :D:

Chaos... Yeni bir grup yeni heyecanlar...

 Kpopseverler bilir yeni yılda piyasa beklentilerle dolup taşıyor: Başta Big Bang'in dönüşü (ki ben bu yazıyı yazarken Blue şarkısı çoktan YG tarafından nete postalanmış olabilir), SM'in bir türlü patlatamadığı bombası EXO (bir treaser daha görürsem... En azından bir tane daha Kai treaserı görürsem... Grup benim için başlamadan bitecek), bu sene çıkan ve sevdiğim nadir kız grupları arasına katılacakmış gibi görünen SPICA, yurt dışında çekilen Music Bank'lar... Hallyu dalgası bütün dünyayı sardı gerçekten ama bundan sonra bahsederiz.  Şu anda size yeni bir grup tanıtmak istiyorum: Chaos.



 5 Ocak 2012'de "She is Coming" parçalarıyla piyasaya merhaba demiş Whining Insight Entertainment'a bağlı bir boy band grubu Chaos. Dün gece nette amaçsızca dolanırken youtube'da karşıma çıkan videolarına tıklamamla gruba birazcık aşık oldum bile. Üyelerden kim kim hiçbir fikrim yok (ama bekleyin ve görün mutlaka öğreneceğim XD ) ama gerçekten çok güçlü vokallere sahipler, şarkı ise biraz rock biraz funk ama kesinlikle çok eğlenceli, dinlenesi ve bir süre sonra dilinize dolanıp, kafanızda çalmaya başlayabilir. En azından bendeki etkisi bu oldu~haha Bu kadar bahsettikten sonra şarkıya bir göz atalım mı?


  Ne diyorsunuz? Hiç de fena değil, ha? Ama bu kadarla sınırlı kaldıklarını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Lipsinging krallarının hükümdarlığı (ki benim favori gruplarım da yapıp her seferinde kalbimin acımasına neden oluyorlar) gibi olan kpop dünyasında gerçekten hiç backtrack kullanmayan bir grup dinlemeyeli uzun zaman olmuştur eminim. İşte size bir tane o zaman. Klibi izledikten sonra debut performanslarını açarken kesinlikle böyle bir umudum yoktu ama çocuklar nakarat da dahil olmak üzere bütün şarkıyı canlı söyleyerek beni şaşırttılar. Üstelik bunun ilk çıkışları olduğunu düşünürsek, böyle bir riski almak ve bunun altından başarılı bir şekilde kalkmak (en azından benim gözümde öyle) takdir edilesi değil mi? Buyurun bir de siz dinleyin...





 Şimdi çıkış şarkılarını arka planda açık bırakın ve henüz benim de öğrenemediğim üyeleri tanıtayım size... 

Adı: Park HeeJae (박희재)
Doğum Tarihi: 15 Temmuz 1990
Pozisyon: Lider
Boy: 178 cm
Ağırlık: 57 kg
Hobiler: Futbol

Adı: Kim DongMin (김동민) 
Doğum Tarihi: 28 Şubat 1992 
Pozisyon: Alt Vokalist 
Boy: 176 cm 
Ağırlık: 58 kg
Hobileri: Balık tutma, okumak

Adı: Jang HyunSun (장현선) 
Doğum Tarihi: 22 Haziran 1988
Pozisyon: Rapçi 
Boy: 178 cm
Ağırlık: 60 kg

Adı: Lee Duhwan (이두환) 
Doğum Tarihi: 13 Ocak 1993
Pozisyon: Ana Vokalist, Maknae
Boy: 180 cm
Ağırlık 58 kg
Hobileri: Müzik dinlemek, Film izlemek

Adı: Park Taeyang 
Doğum Tarihi: 31 Mart 1988 
Boy: 183 cm
Ağırlık: 68 kg
Kan Grubu: A 
Eğitimi: Anyan Sanat Yüksek Okulu, Onkuk Üniversitesi

 İşte böyle... Bence bağlı oldukları şirket Whinging Insight Entertainment çocuklar için doğru bir pazarlama ve sunum politikası uygularsa birkaç yıl sonrasının lider kpop gruplarından biri olabilirler. Çünkü Chaos güçlü vokalleri, sunbaelerinin bile gözünü korkutan tamamen canlı performans yapacak cesareti ve tabi ki hiç de fena sayılmayacak dış görünüşleri (Her zaman dediğim gibi kpop sadece bir müzik piyasası değil)  ile bu potansiyele sahip bir grup. Tabi ki bu benim görüşüm. Peki ya siz ne düşünüyorsunuz?


19 Şubat 2012 Pazar

Blog açtım!!! Yay!!!!

 Bir şeylere başlamak ne kadar zordur hepiniz bilirsiniz sanırım... Bir resim çizecekseniz kaleminizi hangi noktaya koyacağınızı ilk çizgiyi nereden başlatacağınızı bilemezsiniz, bir hikaye yazmaya karar verdiyseniz ilk kelime aklınıza gelene kadar volta atıp odanızın zeminini aşındırırsınız, ilk defa denediğiniz bir yemeği yapmadan önce tarifi onlarca defa okur üstelik malzemeleri yerlerinden çıkarırken de göz atıp durursunuz. İşte şu anda aynı o durumdayım ben de. Ne yazacağım nasıl yazacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Bu nedenle ilk çizgim, ilk kelimem ya da yumurtayı ilk kırışım (siz artık hangisini tercih ederseniz) bu kadar titrek olduğu için kusura bakmayacağınızı umuyorum.
 Bu bloğu açmaya karar verme sebebim, Kore müzik dünyasına duyduğum sevgi. Şimdiye kadar başka siteler için şarkı çevirileri yaptım, benim gibi bu müzik tarzından hoşlanan insanlarla bolca muhabbet ettim. Ve sonradan "Neden bu ve başka konular hakkındaki düşüncelerimi kendime ait bir alanda paylaşmayayım ki?" dedim kendi kendime. İşte bu sebeple bir kişi bile olsa birinin okuyacağını umduğum bu tuhaf yazıyı yazıyorum.
 Her neyse blog kullanımını tam anlamıyla çözmek için aslında bir deneme olarak yazdığım bu yazı saçmalamanın bütün sınırlarını zorlamaya başladı zannımca. Gidip biraz dizi izleyeyim de bu utancı unutmaya çalışayım...