19 Aralık 2012 Çarşamba

2012'de Neler Oldu? Kısa (!) Bir Kpop Değerlendirmesi...

Ahhhhhh... Hediye olarak bunları istiyorum bazen. Sadece bana şarkı söylemeleri için yanlış anlamayın XD

 2012'nin bitmesine sayılı günler kalmışken kısa bir kpop yılı değerlendirmesi yapma isteğiyle dolup taştığımı fark ettim (bilirsiniz pek sık olmuyor bu istekle dolup taşma meselesi XD ). Aslında bu yazıyı 28inden önce yazmazdım ama kim bilir, belki 21inde bilgisayar başında pinekleyemeyecek kadar meşgul oluruz hepimiz :P

 Öncelikle bilmelisiniz ki bu post "bu sene hangi gruplar geldi geçti"den ziyade "bu sene hangi akımlar moda oldu, kpop gerek müzikal gerekse sosyal açıdan hangi yöne doğru ilerledi" şeklinde olacak. Tabi ben becerebilirsem...

Dub-dub-dub-dubstep!!!...ve "Dance Break"ler

 İlk olarak bahsetmek istediğim konu bence bu senenin kpop müziğine damgasını vuran dubstep. 

 Dubstep aslında 2000lerin ilk yarısının son ayağında İngiltere'de başlamış bir elektro müzik akımı. Temelinde bpm'inin sürekli değiştiği aksak ritmler var ve bazılarına göre müziği anlamsızlaştırmak, duygudan arındırmak gibi bir modern sanat felsefesine dayanıyor. Seveni de var nefret edip müzik mi bu diyeni de.... Ama popüleri daha da popülerleştirmek şeklinde bir mottosu olan kpop için önemli olan bu değil. Dubstep özellikle 2011'lerin sonunda  dünyayı saran bir akım haline geldi ve kpop da 2012'yi bu tarzı kendi idollerinin müziğine empoze etmek için kullandı. 

 Örnek vermek gerekirse... Son dönemlerde çıkan şarkılardan en baskın olarak dubstep kullanan SM'in dans uniti şeklinde piyasaya sürdüğü  Younique Unit'in Maxstep'i mesela. Şarkının tamamı dubstep üzerine kurulu, normalde bu tarzda akımları kendi tarzı içinde eritmeyi seçen kpop bu parçada sadece bu akım üzerine yoğunlaşmış. Aynı şekilde TVXQ'nun çıkış parçaları Catch Me ve Humanoids de Maxstep kadar olmasa da dubstepi temel alan şarkılar. Gene SM'den devam etmek gerekirse Super Junior'ın Sexy&Free and Single'ı, hatta aşırı derecede moda olan (ki ben neden olduğunu anlamıyorum albümde kalan çok daha iyi şarkılar var mesela ben Beautiful Stranger'ı tavsiye ederim) f(x)'in Electric Shock'unda da diğerlerine göre daha az olsa da dubstep melodilere rastlamak mümkün. Vay, sanırım SM bu sene bol miktarda dubstep ekipmanı alıp eskimeden kullanmaya karar vermiş~kkkkk Başka şirketlerden de örnek verelim: GD'nin solo albümünün çıkış parçalarından biri olan One of A Kind'da da dubstep var. Ama Big Bang'in Fantastic Baby'si daha çok elektro ve upbeate yükleniyor bence o yüzden bazıları var dese de ben onu bu listeye almayacağım. 2ne1'nın singleı I Love You ise azıcık ucundan dokunuyor dubstep işine ama o da urban elektroya yakın benim fikrimce (Bu arada küçük bir itirafçık: Bu şarkıyı önceden hiç sevmezdim ama bu aralar dinlemeden duramıyorum... Herhalde çıktığı anda içinde bulunduğum ruh haline pek uygun değildi o yüzden tarafımdan bir kenara atıldı XD ). 

 Peki kpop neden bu kadar çok dubstep kullandı? İlk sebebi başta söyledik zaten, modaydı (şükürler olsun ki yavaş yavaş sönüyor, çünkü deneysel müziği ilgi çekici bulan bir insan olsam da dubstep bazen gerçek bir başağrısı olabiliyor özellikle remixleri tam bir rezalet). İkinci sebebe gelince: Dubstep dancebreaklerde kullanmak için ciddi anlamda kuul bir şey XD Aslında bu 2011'den bir örnek ama ilk defa rastladığım yer olduğu için bahsetmezsem olmaz: HyunA'nın Bubble Pop'ındaki dancebreakte (MVde 2:22 gibi başlıyor) dubstep kullanılmıştı. Bu sene ise ilk örneğini baştan parlayıp sonra birazcık geri plana düşen rookie NU'EST'in debut parçası Face'in koreografisindeki dancebreakte gördük sonradan neredeyse bütün çaylaklar da ( mesela Busker Busker hariç~kkkkk ) aynı tekniği kullandı sayılır zaten. 

 Son olarak: Dancebreakler performanslarda ya da MVlerde izlemesi güzel şeyler açıkçası pekala havalı görünüyor, ama şarkıyı tek başına dinlediğinizde fena halde sıkıcı olabiliyor, mesela B.A.P'nin No Mercy'sindeki gibi.

Romantizm Rüzgarları... Akustik Gitarlar ve Indie

 Bir yandan dubsteple bizi coşturmaya çalışan kpop bir yandan da akustik enstrümanlara ufak bir dalış yapıp kalbimize de dokunmayı ihmal etmedi 2012 senesi boyunca.

 İlk olarak Big Bang'in Blue'su (hala senenin en muhteşem şarkılarından biri olduğunu düşünüyorum) ile başlayan bu "Hadi kpop indieleşelim" akımı başta Big Bang olmak üzere birçok grubu etkisi altına aldı (ya da Big Bang başka grupları etkisi altına aldı mı demeliydim? XD Tamam tamam, favori gruba pay çıkarmak yok, sonra söylediğim ne kadar doğru olursa olsun herkes yanlış anlıyor... ) ve bence bu seneyi daha bir dinlenir kıldı. Kpoptan gidersek gene Big Bang ve BEAST'in en güzel örneklerini verdiğini söyleyebiliriz pekala. B2ST'in mini albümü Midnight Sun bu senenin en güzel kpop albümlerinden biri olmasının yanısıra başta Midnight şarkısı olmak üzere akustik melodileri çok iyi bir biçimde kullanarak  bize dinleyecek harika şarkılar vermiş oldu. Aynı etki Yoseob'un solosu First Collage'de de devam etti. First Collage demişken...

Sololar... Herkese Sololar!!

 Bu seneye damgasını vuran olaylardan biri de buydu bence... Bir solo furyası aldı başını gitti! Gruplardan solo olarak çıkış yapan elemanlar mı istersiniz (son olarak Infinite'in Kim Sunggyu'su ve yukarıda da söylediğimiz gibi BEAST'in Yang Yoseob'u) yoksa direkt Lee Hi gibi solo olarak çıkış yapan soloistler mi? Normalde grup temelli olan ve soloistlere pek şans vermeyen kpop bu sene önceki senelerle karşılaştırıldığında hiç olmadığı kadar çok soloiste kucak açtı. Gerçi kpop bu sene herkese kucak açmış olabilir, ki bu da bizi şuna götürüyor:

Kaç Debut Oldu Bu Sene Yahu?!

Siz deyin sekseeeen ben diyeyim yüz sekseeeen... Son sayı sadece kafiye uğruna kafadan sıyrılmış olsa da gerçek olan birşey var: Bu sene 100ün üzerinde grup/soloist/artist/müzisyen vs. kpop sahnesine adım attı. Temmuz ayındayken gördüğüm bir listede tamı tamına 84 (yazıyla seksen dört) isim vardı ondan sonra bu tarzda listelere bakmaya korkar oldum (Bu arada Temmuz ayı neredeyse senenin ortası olduğuna ve kpop da  o zamandan beri hızına hız kattığına göre 180 hiç de sallama bir sayı olmayabilir). Sanırım Kore'nin bir yarısı ünlü diğer yarısı da onların fanı. Yurt dışına açılmaya çalışmalarına şaşmamalı, herkes ünlü olduğu için adamlar fan sıkıntısı çekiyor!! Bir de yurtdışına açılmak için yaptıkları küçük hileler var tabi:

Sexy Sexy Sexy....

 Sevgili Super Junior'ın şarkısından alıntı yapmamın sebebi bu seneki kpop koreografilerine değinmek. Kpop bu sene pek bir olgunlaştı pek bir büyüdü azizim... Nerede o eski agyeo çocukları, nerede şimdiki "I'm haaawwwt" insanları? :P Tabi ki agyeo hala devam ediyor, bu kpopun asla paçayı sıyıramayacağı birşey ama bu sene biraz daha geri plana atıldığını da söylemek lazım, en azından  koreografilerde. Özellikle rookieler yılların kpop formülü olan "önce agyeo sonra nappun namja/sekshi yoja imajı" kuralının üzerinde tepindi ve debutları esnasında direkt ikinci aşamaya atladı. Comeback yapan eski grupların en agyeo doluları bile (mesela karşılaştırınız: Secret-Shy Boy ve  Secret-Poison) gayet dişil ya da erkeksi imajlar ve koreografilerle dönüş yaptı. Ki ben bunu yurtdışına açılma çabasının ayaklarından biri olarak görüyorum. Agyeo Uzakdoğu kültürünün vazgeçilmez bir parçası olabilir, ama kpopun fethetmeyi planladığı dünyada, özellikle Amerika'da kolayca kabul edilecek, daha da önemlisi sevilecek bir şey değil. Oysa Amerikan halkı çıplak bir Britney Spears göreli çok oldu. Kpopun ülkesinde yuhalanmamak için o kadar açılacağını hiç zannetmiyorum ama gene de gerek dış görünüş gerekse sosyal bakış açısı bakımından bu sene kalınca çizilmiş sınırlarının birazcık daha dışına çıktığı da bir gerçek. Öyle ki düğün haberleri bile almaya başladık:

2012: Kpop İçin Aşk Mevsimi...Ya Da Skandal mı Demeliydim?

 Ahhh aşk... Hayatı hem yaşamaya hem de ölmeye değer kılan sıradışı olgu... İçinde insan oğluğunun nefes aldığı sürece hissedebileceği bütün duyguları içinde barındıran tek duygu... Ama bizi ilgilendiren işin Shakespeareyen yanı değil millet, burada kpoptan bahsediyoruz sonuçta! KPOP HURRA KPOP HURRA!!!

 Her neyse, benim kpop "aşkımı" bir kenara bırakalım ve esas konuya gelelim: Bildiğiniz üzere bütün gün aşk şarkıları söyleyip yanık yanık kameralara göz süzen kpop idollerinin bir ilişki içinde olması pek hoş karşılanmıyor kpop fandomları tarafından. Aslında bu açıdan bakıldığında bu ironik bir durum: Çocuklar bütün gün aşk şarkıları söylüyorlar, eh gayet hoş varlıklar da... Üstelik eğer onların mutluluğunu isteyen fanlarsanız "oppa/unnielerinizin" düğününe çelenk göndermeniz gerekmez mi? Hayır, gerekmez. Çünkü kpop pazarı idolleri "oppa/unnie/dongsaeng sadece size ait" mantığıyla gümüş bir tepside sunuyor fanlara. Onları hoşlandıkları bu mükemmelimsi varlıkla ilgili hayaller kurmaya itiyor, sanki fanlar ona sahip olabilirmiş gibi (hem 45 kiloluk idolleri fanlar arasında pay etseniz kişi başı ne kadar düşer ki? 1 mikrogram falan mı? Ahh mühendislik fakültesinde okumayacak daha da önemlisi bölümlerindeki kız mevcudu ile erkek mevcudunu karşılaştırıp erkek başına kaç kilo kız düştüğünü hesaplamaya zaman harcayacak kadar ahgdhjsghjsgh olan inşaat mühendisliği bölümünden arkadaş edinmeyecektim). Bu da idollerin ilişkilerini gizli tutmaya çalışmasına, hatta şirketlerinden anlaşmalarında bile yer alan bir "çıkma yasağı" almalarına neden oluyor.

Oysa bu sene idoller ilişkilerini ortaya dökmeye pek bir meraklı oldu: IU yanlışlıkla (!) Eunhyuk onu hasta ziyaretine gitmiş ve üzerine dökülen Nuri Alço gazozu sebebiyle tshirtünü çıkarmışken bir anda gene yanlışlıkla ellerinin telefonlarının "fotograf çek" bölümüne gitmesiyle çekilmiş bir resmi twittera postalayıp sonra da kaldırdı. Ne büyük bir hatalar dizisi değil mi?~kkkkk Bunun yanında Wonder Girls'ün Sunye'si (başlığın altında resmi olan bayan) ciddi olarak evleneceğini açıkladı ve beklenenin aksine desteklendi de. Birkaç fanboy hala odalarının karanlık bir köşesinde dizlerine sarılmış ağlıyor olabilir tabi XD Ayrıca son olarak Block B'nin U-Kwon'u ilişkisi olduğunu açıkladı, ama zaten "hephop boy"larının pek uslu durmadığını bilen BBCler bu durumu gayet kuul karşıladı (Tabi ki Zico-Hwayoung olayının sadece bir allkpop uydurması olarak kalması beni hepimizi rahatlattı değil mi janlarım? :P ).

 Zaten piyasa da Romantic&Idol gibi programlarla (bu arada izlemeyin, çok tutmuş olmasına rağmen aşırı yapmacık; tıpkı MTVnin o ünlü süper kötü oyuncululu bol mini etekli serileri gibi ) fanlara idollerinin yanında bir kız ya da erkek görmelerinin tamamen normal, o zavallıcıkların da insan olduğu görüşünü empoze etmeye başladı. İdoller bu sene programlarda ilişkiler hakkında daha rahat konuşmaya başladılar, "Hiç kimseyle çıkmadım, ben masum küçük bir çocuğum hala" tiradlarının yerini geçmişteki aşkların anlatıldığı mini hikayeler aldı, "Benim kız arkadaşlarım fanlarım"ın yerini de "Ben aşık olmak istiyorum" ve türevi cümleler (Infiinite'in Wooyoung'u hala ısrarla ilk cümleyi kullanıyor ama~yıh yıh ). Tabi ki bu da bir pazarlama taktiği ama bence gene de harika bir şey, çünkü benim için olay şöyle: İdoller bu tarz şeyler yaşarlarsa hissetmeye başlarlar. Bu da şarkı sözü yazıp beste yapanlardan daha iyi şarkılar (bknz. GD hep başımda kavak yelleri modunda olsun isteyen Nymphe), vokallerden daha iyi performanslar (bknz. Taeyang'a kendi elleriyle kız bulmayı düşünen Nymphe) duymak demektir. Win-win durumu yani~kkkkkk İki insanın bir arada olup birbirini mutlu etmesinin nasıl bir skandal olduğunu anlayamıyorum ben zaten.
Benim zavallı YoungBae'm... Yıllar önce "I need a girl" dedin ama hala yalnızsın. Çok üzülüyorum çoook... Ama merak etme Nym sana birini bulacak, çünkü ne kadar harika olursa olsun artık vokal tarzını biraz değiştirmen gerektiğini ayyy yani mutlu olman gerektiğini düşünüyor. Biliyorsun seni severim, Tae beybi... Muuccck!!
 ___________________________________________________
 Pekala... Bu sene benim gözümde kpop kısaca böyle birşeydi işte. Kpop ile 2012de harika zaman geçirdim, güldüm, eğlendim ve bazıları tarafından basit bir tarz olarak görülse de kpop sayesinde çok sevdiğim, erken gençliğimden beri onsuz yaşayamadığım müziği daha iyi anladığımı hissettim. Neredeyse 4 seneden fazladır kpop dinliyorum ama bu yıllardan hiç biri bu seneki kadar güzel geçmemişti. Ki bunda blogumun ve okuyucularımın; bu sene tanıştığım ve önceden tanıyor olsam da bu sene kpop sayesinde daha da yakınlaştığım insanların da büyük katkısı var. Her şey için teşekkürler... Ahhhh, duygusallaştım... Yazıyı bitirdikten sonra kendime bir Nell ziyafeti çekmeyi düşünüyordum ama şimdi onun hüznünü kaldıramayacağım sanırım. T.T

 not: Son olarak... Bu sene en sevdiğim kpop albümlerini falan da yazıp anlatacaktım ama yazı zaten birazcık uzun olduğundan onun için başka bir post hazırlamayı düşünüyorum. Ama yapmak istediğim birkaç tanıtım olduğundan belki de hazırlamam, bilmiyorum. O yüzden buraya not düşünüyorum ki isteyen varsa (sen değil guzzi :P ) aşağıya yorum yazıp belirtsin. Ona göre ne yapacağıma karar vereceğim ^.^ Şimdiden fikrinizi belirttiğiniz için teşekkürler!

17 yorum:

  1. :)

    2012 yılından kalan kpop hatıraları koydum ben de :)

    YanıtlaSil
  2. hediye olarak gördüm ben bunlarıııı ( bigbang )ingilteredeki konserdeeee :) resimlerinden daha hoşlar .. ayrıca çok sıcaklar.. çok çalıştılar çok yoruldular konserde.. :) Seungri tam bir sevimlilik abidesi, konserde yarım yamalak ingilizcesi ile çok konusup GD 'yi utandırdı. :) keşke buraya da gelseler gitsek, tadı başka olur.. :) Elif..

    YanıtlaSil
  3. Ah skandallar...

    Hwayoung olayı hiç umurumda değil.

    Zico olayında sırf Thai fanları kaybetmemek için kurban ettiler çocuğu. Korelilerin olaya "Yakışıklı adam saçlarını kestirse bile yakışıklı oluyor." şeklinde yaklaştığını söylersem sanırım ne kadar "Çok da fifi" havasında olduklarını anlatabilmiş olurum layığıyla... Ayrıca Nickhun'a da maydanozluğundan ötürü vurmak istiyorum bir tane.

    not: Sahi 2pm neden kayıplarda?

    IU içinse söyleyecek tek bir sözüm var: ya bi git ya XD

    Adını bilmediğim o WG kızının evliliğinin tepki çekmemesi gayet sıradan bir görünüşe sahip olması falan olabilir. Ayrıca ben WG'nin piyasanın boşluğundan faydalanıp ülkenin Elvis'i diye anılan Erol Büyükburç olayının bir benzerini yaşadığını düşünüyorum. Yoksa ikon mikon değiller. Yok Amerika'ya gittik (Ki o da ayrı bir saçmalık. Boa olayından sonra ikinci defa neden denerler ki?) Kore'ye odaklanamadık ondan falan demesinler hiç. Normalde bir grup comeback yaptığında -ki Big Bang comeback yapmadan önce de bu durum geçerliydi- her yer onların oynadığı reklamların afişleriyle donatılıyor. WG sözümona muhteşem bir Be My Baby dönüşü yaptı ancak hiçbir yerde izlerine rastlayamadık :D Bırak onu mağazalarda bile çalmıyorlardı ayol!

    Seksileşme çabalarını ben de batıya yönelme çabası olarak görüyorum. Batıya yönelme sadece kıyafetleri cesurlaştırmakla, gözleri kısıp dudakları hafif arayarak dil göstermekle olmuyor işte.

    İmza: son 100 senesini batıya yönelmekle geçiren bir milletin gururlu bir üyesi.

    Tekrar ediyorum Koreli kızlar cidden hiçbir şekilde seksi gelmiyor bana. Erkeklerin görüşleri bu konuda hiç umurumda değil, soyunmak yeterli onların nazarında seksi olmak için. Seksi olmaya çalıştıklarında aşırı itici geliyor bana, cidden komik geliyor hatta. O yüzden Hyuna'yı ve ellerini sürekli bacaklarının arasına sokarak dans etmesini hiç beğenmiyorum mesela. Seksi olmayı ufaktan da olsa becerebilen tek bir grup var Sistar! Ki sen de onların resimlerini kullanmışsın. Hyorin daha edepli ve nispeten classy bir seksilik yakalamaya çalıştığı için Soju reklamında abazan erkekler tarafından sol kolu geliştirme videosu olarak kullanılan Hyuna versiyonunun gerisinde olabilir ama benim için Kore'deki en seksi hatta tek seksi idol.

    YB için kendimi seve seve feda ederim bilirsin. Müzik ruhun gıdasıdır neticede. Bundan sonraki albümde değişiklik bekliyorum ben. Özellikle Tablo dokunuşlarıyla... Ki bu senenin en iyi şarkılarından biri bence Tomorrow'du, Taeyang orada cidden çok iyi söylemişti.

    Not: Ben sessiz çoğunluğun sesi olayım diye şeyettiydim ama...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senenin başında olmasına rağmen o yüzden değinmedim o zırvalığa çünkü tamamen saçmalıktı. Ziahco şimdi övgü üstüne övgü alıyor, program program geziyor, bir tanesinde grup arkadaşlarından biriyle MClik yapıyor, nasıl iş anlamadım ben. Nickhun olayına hiç girme seninle bu konuyu daha önce konuştuğumuz günde gıcık oluyordu şimdi de gıcık oluyorum o tavrına.

      2PM Nickhun'un skandalı (alkollü araç kullanıp kaza yaptı) yüzünden geri plana düştü. Ocak ayında comeback yapacaklar söylentileri var, bakalım ne olacak?

      JYP Wonder Girls'te büyük bir hata yaptı. Zamanında Kore'de gayet popüler olan bir grubu (bahsettiğim BB ile de collac yaptıkları zamanlar hani şu meşhur WonderBang olayı) gitti Amerika yollarında harcadı. Safları doldurun mantığındaki kpop piyasası da Wonder Girls'ün bir hiç uğruna Amerika'ya giderek boşalttığı alanı büyük bir zevkle doldurdu tabi. Ama Sunye gayet meşhurdur diye biliyorum ben.

      Koreli kızların seksi olmadığı konusuna ben de katılıyorum. Olmuyor olamıyorlar. Güzel olabilirler, sevimli olabilirler ama seksi. No no no. Hyorin gerçekten klas bir görünüşe sahip, sesi de iyi ayrıca o yüzden severim kendisini. Ayrıca ben After School eski lideri Kai'yi çok hoş bulurum, o da seksi olmayı kıvırabilir bence. Bir de Gain'i seviyorum yahu, Abrakadabra klibinde gayet de seksiydi.

      Taeyang kötü şarkı söylemiyor zaten, bunu diyen herkesin ağzına iki tane vururum eldivenimle~kkkk Ama itiraf etmek zorundayız ki, Taeyang hep aynı söylüyor. 2006da çıktıklarından bu yana GD ve TOP'ın rapi ilerledi, Daesung'un söyleyişi daha da güçlendi ve duygusallaştı, Seungri son albümle beraber hepimize en fazla gelişme gösteren eleman olduğunu kanıtladı... Ama Taeyang bir şekilde diğerlerine oranla daha fazla aynı kaldı. Ben bunun aşksızlıktan olduğunu düşünüyor ve kendisine münasip bir talip bulmayı düşünüyorum bu yüzden~kkkkkk

      karşınot: Oyyy ben de şaka yapmıştım zaten XD Sessiz çoğunluk konuşsa daha iyi olur ama madem öyle diyorsun :D

      Sil
    2. BB'nin debuttan önceki hallerini anlatan bir belgesel vardı ya fi tarihinden kalma... Orada YG Papa da YB'ye çok yükleniyordu. Resmen ağlayacak kıvama geliyordu çocuk kalaylamalar karşısında. Sonra da YB'yi dans stüdyosuna postalayıp kameramanlara "Onun potansiyelinin daha yüksek olduğunu bildiğimden mahsus böyle yapıyorum" diyordu XD

      Ah bak o programdan bahsedince ölüm döşeğindeki dedesi ile buluşması geldi aklıma T.T

      Bu adamların Amerika'ya gitmesi kadar saçma bir şey yok. Tamam Amerika'da 3milyon Koreli yaşıyor ama değer mi yani. Bu Tarkan'ın (Ki onun Amerika'da albüm yapması da saçmaydı ama konuya o açıdan bakmayacağım) Almancılar için Türkiye'deki bütün çalışmalarını bırakıp Almanya'ya yönelmesi gibi bir şey.

      Amerikalıların zaten her telden mükemmel şarkıcıları var. Orada meşhur olabilmek için olmayan bir şey yapıyor olmaları lazım, ki Kpop'ta olmayanı yapalım diye bir anlayış asla yok maalesef XD Belki olmayanı giyelim olabilir... E olanı yaparak da (ki zaman zaman taklite kadar varıyor bu) Amerika'da bir Koreli'nin ünlü olması mümkün değil. PSY'dan örnek verenler oluyor ama adamlar Amerika'da da burada olduğu gibi Kangnam Style'ı saçma-eğlenceli-basit-heeey sexy leydeee kısmına eşlik edebilme sebebiyle dinliyorlardı. Her sene böyle bir iki şarkı çıkıp bütün dünyayı kasıp kavuruyor sonra yok olup gidiyorlar. Latin Amerika'dan mesela onlarca çıkmıştır bu zamana kadar. Ama onlar Koreliler gibi globalleşme uğruna yırtınmazlar...

      Ayrıca bu kadar bahsettikten sonra fark ettim ki PSY'a dair tek kelime etmemişsin XD Bu da ne kadar baydığının göstergesi. Cidden cılkı çıktı. Yukarıda bahsettiğim gibi... Bu tarz şarkıların ömrü bir yazdır. PSY uzattıkça uzatıyor, aynı ceketle aynı şarkıyı, aynı formda söylemeye devam ediyor. Kendinden tiksindirmek midir asıl amacı bilemedim. Ayrıca Youtube için yaptıkları video aşırı derecede sıkıcı olmuş. Olayı nedir yani? Gereksiz bir adım

      Sil
    3. Big Bang Documentary :D O da kötüydü de ben hep Hyunseung'un elenişini hatırlayıp hüzünleniyorum o programı düşününce o yüzden girmeyelim oralara hiç...

      Yazımda PSY yok. Bunun sebebi şu:
      Ben bu şarkıyı ilk çıktığında gerçekten sevmiştim. Bir mesajı bir anlamı vardı, sarkastik Fransız komedileri gibiydi; dışarıdan bir saçma salak komedi gibi görünse de aslında içinde sistemi eleştiyor birilerine laf sokuyordu. Oysa şimdi: Koca bir hiç! Bu derece yükselirken değerini yanına alamadı normal olarak, sonuçta kültürel bir şeydi o. Bu yüzden butün anlamını yitirdi, kuru gürültüye dönüştü benim için. Hakkında yazmıyorum, yazmayı da reddediyorum. Kpop değil bu, Kore müziği hiç değil.

      PSY'ın daha doğrusu Gangnam Style'ın bu kadar popüler olmasının nedeni Avrupa özellikle Amerikalıların Uzakdoğuya olan sığ bakış açısını temel alıyor bence. PSY'ın görünüşü şarkısının koreografisi onların kafasındaki "Asyalı küçük komik adam" tiplemesine tam olarak oturuyordu bu yüzden benimseyip kabullenebildiler. Amerikan filmlerine bir bak; Uzakdoğulu insanlar çoğunda komedi ögesi olarak kullanılıyor mesela Hangover'daki Asyalı mafya babası gibi. PSY ülkesine de kendisine de büyük bir kötülük yaptı ama farkında değil gibi hissediyorum açıkçası.

      Youtube videosu bence de kötüydü, sonuna kadar izlemedim bile.

      Sil
    4. Eleştirdiği doğru ben de o yüzden sevmiştim. Çünkü anlattığı şeyler cidden... Ya neyse girmeyelim Kangnam'ın da havası değişmiştir eminim.

      Hayal kırıklığına uğramıyorum baştaki tavrından ötürü. Amerika'yı zamanın bir vaktinde protesto ettiği için özür dilemesini hoş görmüyorum. Bazı şeyler için kişiliğinden ödün vermek kpop endüstrisinin bir parçası gerçi. Aslında ufaktan Kore kültürünün de parçası sayılabilir belki. Bana göre yanlış.

      Sil
    5. Ben de naçizane , geri adım atıp , noel partisi için özür dilemesinden dolayı şaşkınım. Eleştirdği şeyin parçası oldu , şöhret cezaymış hakikaten... :) Sevgiler.. Elif

      Sil
  4. Mimlendin unnii!

    http://ifeelgoodman.blogspot.com/2012/12/mim-canm-sen-kpop-demissin-ama-bu.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim ama geri çevirmek zorundayım mim yazmıyorum ben :( Özür dilerim başkasını mimle istersen...

      Sil
  5. Ben istiyorum k-pop albümlerini alsında bütün yazılarını okuduğum için[evet bende kızıyorum kendime:)] tanıttıysan gerek kalmaz ama bilmediklerimi öğrenmiş olurum:) Ayrıca yazın çok güzel olmuş geçişlerini sevdim.K-pop'la 2012 gibi tanıştığım için diğer yıllarla mukayese yapamayacağım ama söylediklerine göre daha bir iyileşmişler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsini tanıtmadıysam bile aşağıya attığım notlarda falan mutlaka isimleri geçmiştir :) Senin için ilk 5 erkek kpop albümümü yazayım madem XD Çıkış sıralarına göre:

      1. Big Bang - Alive
      2. BEAST - Midnight Sun
      3. GDragon - One of A Kind
      4. Block B - Blockbuster
      5. Kim Sunggyu - Another Me

      Sil
    2. Evet 3 tanesini biliyorum diğerlerine de bakayım ^^ Özellikle another me benim de favorim:)

      Sil

  6. Hemen giriş yapıyorum, bence dubstep yerinde kullanıldığında gayet de müzik denilecek bir tarz. Bununla birlikte çok yersiz ve haddinden fazla da kullanılabiliyor. Böyle zamanlarda da insan “Müzik mi bu?” diyebiliyor haliyle.
    Maxstep benim dinleyebileceğimden fazla dubstep içeriyor mesela. Zaten diğer insanlara göre oldukça kısık sesli müzik dinliyorum. –yani onlar öyle iddia ediyor- Ama bu şarkıyı dinlerken gerçekten sesini kısıyorum. Fazla gürültülü, başımı şişiriyor. Kötü bir şarkı mı? Hayır. Ama fazla dubstep…
    Belki Cassie damarım yüzünden belki de başka nedenlerden Humanoids ve Catch Me’dekiler beni pek rahatsız etmedi. -Tamam Catch Me’deki bazı kısımlar ediyor, kabul.-
    One of a kind’deki de şarkıyla kaynaşmıştı. “Neden var?” dedirtmedi.
    Ve henüz hiç dinlememiş olsam da remixli bir dubstep şarkı mı? –Nereye koydunuz ilaçlarımıııı?

    Akustik gitar ve indie rüzgârlarıysa benim için en harika olan bölümdü şüphesiz.
    Bir de şu solo meselesi var ki gerçekten bu sene oldukça kabul gördü. Bununla ilgili birçok hipotez ortaya yapıldı. Örneğin artık grupların bir popülaritesi kalmadığını, fan kitlesi tarafından istenenin solo çalışmalar olduğu konusunda… Kesin olarak bir şey söylemek çok zor ama eğer gruplardan sıkıldılarsa kimse onları suçlayamaz. Çünkü gerçekten çok –çok, çok, yan sekiz- fazla debut oldu. Biz bile kilometrelerce öteden “Yeter!” nidalarıyla yeri göğü inletmişken onların “Aman ne hoş.” Demesi elbette düşünülemezdi.

    K-pop için aşk mevsimi demişsin ki gerçekten öyle oldu. Ama bunun beni çıldırtan bir yönü var ki kazık kadar insanların hala “Olamaz, nasıl olur?” vb. şeklinde isyanlara sürüklenmesi… Yani yuh! Bizi neden ilgilendirsin adamların ne yaptıkları? Aksine, ne kadar duygusallık o kadar fazla verimli çalışma ve ürün demek. -Bu yüzden Taeyang’a birini bulma konusunda sana yardımcı olabilirim.-
    Bknz. Junhyung, bu sene her ne kadar beli başlı sivrildiği bir çalışması olmamış olsa da adam bildiğiniz prodüktör oldu Ladies&Gentlemen. (Tabi bunun nedeni Hara mıdır bilemem ama –O kızın böyle bir ilham verdiğine inanması güç- gayet iyi ilerlediği kesin.) U-Kwon ise gayet iyi iş çıkarıyor. –Kız çok şekerdi yahu, haremime almak istedim, o derece şirin bir şeydi-
    Bir de çok sayın fandomlar, açıklanmıyor diye olmuyor değil ki! Örneğin Changmin Catch Me’den sonraki bir röportajında kendisi itiraf ediyor bunu:
    -“ Bizim, hoobaelerimize söylediğimiz bir şey var. Geçmişimizle ilgili pişman olduğumuz tek şey; eğer çıkış yaptığımız günlerde daha tutkulu olsaydık, şu an daha fazla eğleniyor olabilirdik. (gülüyor) Çıkışımı çok gençken yaptım. Çalışmalardan sonra, çok yorgun olduğum için hemen uyurdum. Sonraları anladım ki, zamanında flört etmiş biri ile etmemiş biri arasında gerçekten fark var. Şu an ~bu genç yaşımda~ bu tarz duyguları hissedebilir ve ifade edebilirim. Bu yüzden kimsenin haberi olmadan flört ettiğimi söylemek istiyorum. (gülüyor) Şirketimiz çöpçatan olmadığını söyleyip bizi ~kimsenin bilmesine müsaade etmeden~ flört etmemiz için teşvik etti. Çıkışımdan sonra ilk 3-4 yıl kimseyle flört etmedim. Sanırım o zamanlar deliymişim. Biz ilişkilerimizi saklı tutuyoruz!”

    Yani neymiş? Happy ending falan yok size sevgili fanlar. O ancak Primary’de olur. Anladığınız üzere çok mağdurum bu konuda çok…
    ***

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatımdaki en büyük keşkelerden biri olacaktır belki de. “Keşke daha önce tanısaydım K-pop’ı…” Ama geçen zamanı geri döndürmek mümkün değil elbette. İleriye bakmayı tercih ediyoruz her zamanki gibi.
      2012 ile diğer yıllar için yeteri kadar objektif bir karşılaştırma yapmam söz konusu değil. Çünkü Kore fanı olmamın birinci yıldönümünü 3 ay sonra kutlayacağım. Hala bilmediğim çok fazla ama çok fazla şey var. Pek umurumda olduğu söylenemez gerçi. –Özellikle Nell’i keşfettikten sonra bir önemi kalmadı- Ama yine de önceki yıllara göz attığımda gerçekten 2012 için başlı başına “Wow! Fantastiv baby!” diyebiliyorum. –Ve bunu benim gelişime bağlıyorum^^hahah- Her zamankinden fazla comeback ve debut olmuş. Ve ürünler de her zamankinden kaliteli olmuş. –En azından çoğunluk için öyle-

      Not: O kadar uzun yorumlar yazıyorum ki hepsini toplasan yeni bir blog açarsın^^hahah :D Nitekim kabul etmediği için ikiye ayırmak zorunda kaldım.

      Sil
    2. Maxstep'i sevmiyorum. Daha doğrusu izlemeyi seviyorum (muhteşem dans ediyorlar) ama şarkıya gerçekten katlanamıyorum, berbat bence.

      Solo meselesinin kabul görmesi harika bence. Aslında ben boyband-girlband olayını seven bir insanım ama soloları özlemişim resmen. Sunggyu'nun albümü der ve susarım. Bu senenin en iyi kpop işlerinden biriydi benim için.

      Ohlala, Changmin süpersin XD Bu bağlamda SM'de odun imajı çizen kesimin kimseyle çıkmadıkları için değil karakterleri öyle olduğu için odun olduklarını söyleyebilir miyiz? :P

      2012 gerçekten iyi bir seneydi. Geçen sene daha boştu mesela. Kpopun altın senesi 2008 olarak anılır (SHINee debut yapmıştı o sene *-* ), ki bence de harika bir senedir ama 2012 onun pabucunu dama atabilecek gibi duruyor.

      karşı not: Uzun yorumları seviyorum!!İnsanlarla muhabbet etme olanağı sağlıyor bana. Sadece "güzel olmuş" dendiğinde ne söylesem diye sana cevap yazarken olduğundan daha fazla düşünüyorum bazen XD Oysa uzun yorumlara cevap yazmak muhabbet etmek gibi ^^

      Sil
  7. Maxstep'i MV'sini izlerken dinlediğim zamanlar dışında bir kere bile dinlemedim ama dediğim gibi MV'yi izlerken de sesini kısıyorum.
    2008'in altın sene olduğunu gayet de kabul ederim. Zira o sene Mirotic efsanesi doğdu. :D Aslında en başlarda "Her sene bu kadar yoğun geçiyorsa ben neler kaçırmışım böyle?" diye düşünüyordum ama sonra 2012'in en yoğun senelerden biri olduğunu fark edince rahatladım. Umarım 2013 biraz daha yavaş ve kaliteli geçer. Debutların hızına yetişemiyorum çünkü^^hahah

    YanıtlaSil