Ocak Ayı Albümleri

 En azından şimdiye kadar çıkanlar arasında benim dinlediklerim. Bir de bu yazıya ek olarak dün yayınladığım B1A4 Who Am I incelemesi var ki isterseniz onu da buradan okuyabilirsiniz.

 Ne kadar sıkıcı bir başlangıç oldu bu böyle? Tabi yazının orasından başlayıp sonunu yazdıktan sonra en başa dönersem olacağı bu. Neyse... En iyisi albümlere geçelim:

 TVXQ'nun Tense'i

TVXQ'nun 10. yıllarında gelen 7. albümleri Tense 12 şarkıdan oluşuyor ve yıl için gerçekten iyi bir başlangıç.

 SM özellikle geçen seneden beri albümlerindeki şarkıları müzikal konsept olarak da aynı tema çevresinde döndürmesiyle benim gözlerimi parlatan bir şirket oldu açıkçası. Bunu daha önce de SHINee'nin Misconceptions serisini incelediğim yazılarımda belirtmiştim. Bu durum albümlerin belli bir hikayesi varmış izlenimi yaratıyor insanda. Tabi ki hala pop müzik ama şarkılar arasında gerek genre gerekse konu açısından bir bağ olunca albümü dinlerken de kopukluk hissetmiyorsunuz daha şık bir iş gibi geliyor kulağınıza. Bu yüzden geçen seneki bütün SM albümleri gerçekten çok başarılı işlerdi; SHINee'nin Misconception of Us'ından tutun f(x)'in Pink Tape'ine kadar. Benim beğendiğim bir başka albüm olsa da EXO'nun Growl'u bir derece daha karışık sinyaller gönderdiğinden onu bunların arasında saymıyorum, SNSDnin Korece albümünü ise beğenmemiştim. Tense albümünde de bu olay son bulmuyor çünkü R&B-caz arasında bir yerlerde takılıp albüm boyunca devam eden bir sound yaratıyor.

 Peki SM albümlerini eleştirilesi kılan, kalitesiz oldukları sanrısını yaratan şey ne? Albümlere bir kere kulak kabartan herkes bu sorunun cevabını biliyor olmalı: Çıkış parçaları. SM cidden iyi b-side trackler içeren hoş albümler yapıyor ama iş çıkış parçası seçmeye geldiğinde müzik için şarkı değil dans performansı için şarkı seçtiğinden işler biraz... Çirkinleşebiliyor. Tabi zavallı kulaklarımız için (Gerçi aynı zamanda kpopun en çok hatırlanılan hitlerinden bir çoğunu çıkaran şirket de SM bu sebeple sonu gelmez "SM müzik yapmıyor" eleştirilerine bir anlam da veremiyor insan. Neyse, 2010 civarından beri durum bu denebilir gene de.).

 Ama son üç albümdür SM'in kafasına bir grand piyano falan düşmüş olmalı tanıtım için dinlenebilitesi olan şarkılar seçmeye başladı. Önce Eunhyun&Donghae ikilisinin Still You'su ardından hoş bir kış balladı olan EXO'nun Miracles in December'ı (gerçi benim o albümden favorim The Star'ın Çince versiyonu) ve son olarak TVXQ'nun Something'i (Growl da iyiydi ama SHINee Everbody ile sıralamayı bozduğundan... Onu öncesi klasmanına alacağım bu seferlik.). Ve caz içerikli Something bence bu parçalar arasında en güzeli.

 Ne oluyor SM? Neler oluyor gülüm? Neler oluyor sana bu çıkış parçalarına neler oluyor? Neyse ne oluyorsa devam et, çünkü bu rüya uyanmak istemeyeceğim kadar güzel...

 Neyse bu uzuuun açılıştan sonra şarkılara giriyorum artık:

 Albüm Ten (Ten Years) isimli orta-yavaş tempodaki bir R&B şarkısıyla açılıyor. Ten grubun 10. yılı için yazılmış bir şarkı bu sebeple arka planında durmadan İngilizce olarak 10dan geriye doğru sayıyorlar. Ve bu durum fena halde sinir bozucu. Keşke vokalin o kısmını biraz daha kısıp geri plana alsalarmış dedirtiyor dinlerken insana. Çünkü fikir teoride iyi ama iş pratiğe gelince... Fena halde yatmış. Kısacası açılış olarak iyi değil bu yüzden önümüzdeki maçlara bakıyoruz.

 2. şarkı aynı zamanda çıkış ve tanıtım parçası da olan Something. Onca elektronik/robotronik zımbırtıdan sonra TVXQya karşı olan neredeyse bütün ilgisini kaybetmiş biri olarak Something bende bir "ama ben bunu severim ki" modu yarattı. Şarkı 30ların caz-swings ortamına götürüyor insanı ve bu klas, erkeksi tarz iki TVXQ erkeğine de gerek klip gerekse şarkıda çok yakışıyor. Eğlenceli, melodisi rahatsız ettiğinden değil sevdiğinden insanın kafasına saplanıp kalan bir şarkı.

 Bundan sonraki şarkı Your Man'de de Something'de de olan caz etkisi devam ediyor ama bu şarkı daha pop. Albümün öne çıkan şarkılarından değil benim için. Bir de daha Kore'den sanki. İkinci dinleyişimde köprüdeki davul/üflemeli bölüm bir parlak ceket Kore şarkısında da olabilirmiş hissi gelmişti bana. Belki de değildir ama gene de... Bir dinleyin bakalım, siz ne düşüneceksiniz?

 Moonlight Fantasy, nedendir bilmem, sevemediğim bir şarkı. Üzerinde bayağı düşündüm, sanırım davul ritmindeki dengesizliği şarkıya yakıştıramıyorum. Bundan sonra gelen ve ucundan azıcık elektro içeren ama hala cazı kenara bırakamayan Beside ise favorilerimden biri oldu.

 Double Trouble albümün en elektro şarkı, aynı zamanda Paul'un kendi yazısında da söylediği gibi fazlasıyla SHINee. Biraz rock biraz 80ler sonu hissi var, sevdim ben. SHINee albümüne koysalar çoğumuzun ruhu duymazdı ayrıca :D

 Off Road bir başka favorim. Şarkının yapısını tam olarak çözemiyorum nereye çeksen geliyor sanki; bir piyano balladı değil, bir elektro parçası değil, sıradan pop değil... Ama vokaller çok güzel. İlginç bir şarkı, o kadar komplike olmasına rağmen insanı yormuyor aksine dinledikçe daha çok sarıyor.

 Smoky Heart albümün en R&B, Love Again en "biraz romantik olsa da gizli classy sexy", Steppin' en "base ritmini/melodisini sevdiğim", Rise "tamam bu en romantik", Always With You ise en "ama eski kpop bu" şarkısı.

 Yani Tense güzel bir albüm. Şimdiye kadar TVXQ'nun ikili olarak yaptığı işler arasında "atlamadan dinlerim" dediğim tek albüm oldu benim için. Benim değerlendirmem biraz kısa, grubu çok daha yakından tanıyanı ve anlayanının yazdığını okumak isteyenler için Paul'un albüm incelemesinin linkini de buraya bırakayım.

 Zia'nın After Eleven Days'i

 Zia'nın bu ayın 13ünde çıkan üçüncü stüdyo albümü After 11 Days'i tek bir cümleyle özetlemek gerekirse: Korece balladlardan mazoşist bir zevk alanlara buyur başucuna koy diye önerilecek bir iş.

 Zia'nın berrak hüzünlü sesini severim aslında. Ama ben klasik pop balladı insanı değilim bu yüzden on adet hüzünlü şarkıyı ardarda dinleyince fena sıkılıyorum. Gene de bu tarzda müzikten zevk alan çok insan var bu sebeple Zia'nın bu albümünü taze bir iş olarak önerebilirim. Çoğu kız grubunun ballad söyleyeceğiz diye high note paraladığı şarkılar yerine... Zia'nın high note paraladığı şarkıları dinleyebilirsiniz.

 Benim albümden sevdiğim şarkılar Hurt, The Lie, bir de Seo In Guk'un eşlik ettiği, zaten daha önce de single olarak çıkan Loved You oldu.

 Royal Pirates'in Drawing The Line'ı

 Amber'ın instagramı sayesinde (bu arada Amber idoller arasında en sevdiğim instagram kullanıcılarından biri, diğerleri gibi kamerayı ayna niyetine kullanıp ortalığı selca havuzuna dönüştürmek yerine instagrama kişisel eğlence programı muamelesi yapıyor) merak edip baktığım bir grup/albüm oldu bu. Royal Pirates aslında resmi debutunu geçen sene yapmış bir pop-rock grubu, bu ay da ilk minileri olan Drawing The Line'ı çıkardılar.

 Albüm 6 şarkıdan oluşuyor bir tanesi çıkış parçası da olan Drawing The Line'ın İngilizce versiyonu. Sıra dışı bir yanı olmayan klasik bir pop-rock sounduna sahip grup; yani farklı bir şey sunmuyorlar ama dinlenirler de. Solistlerinin sesi hoş. Nedense bana Disney çıkışlı pop-rock gruplarını hatırlartan çıkış parçaları Drawing The Line'a eşlik etmesi eğlenceli, ki bence mini albümdeki en güzel şarkı da bu.

 Biraz pop-rock lazım bana diyorsanız, ilk çıktığı o Camp Rock zamanlarında Jones Brothers dinlemiş ve sevmiş biriyseniz (hadi ama hepimiz izledik şimdi :P ) Royal Pirates sizin için bakılacak bir grup, Drawing The Line dinlemeniz gereken bir şarkı. Ama grup bende sonraki işlerini merak etme isteği yaratmadı açıkçası.

Gary'nin Mr. Gae'si

 Bir kpop albümü değil, ama gene de bu aya ait.  Bu sebeple...

 Hiphop duosu Leesang'ın maknaesi (cidden maknae agsfahgsfh), Running Man Monday Couple'ının sabırla karşılık bekleyen aşığı Kang Gary bu hafta ilk solo albümü olan Mr. Gae'yi yayınladı. 

 2 enstrümentali bir kenara bırakırsak temelde 4 şarkıdan oluşan albüm genel olarak Leesang tarzından çok da uzak değil. Çıkış parçası Shower Later'ın porno standartlarındaki MVsini bir kenara bırakırsak güzel albüm de... Ama o MV... Neden Gary, neden? Siz Koreli hiphopperların içinde mi kalıyor bu Amerikan özentisi bol et göstermeli, adım attığın yerde basit seks göndermelerine takılıp yere kapaklandığın MVler de yapıyorsunuz? Tamam şarkı da çok farklı bir şey hakkında değil ama bu MVnin yanında şamdanlı, kırmızı şaraplı iki kişilik yemek masası gibi kalıyor. Neden şarkıyı ucuzlattın ki bu MV ile? Beyaz kadın kullanma mevzusuna gelince... Hiphop cephesinde olunca bunu kpopta olduğu gibi dışarı açılma çabası olarak değil de tamamen seksüel bir yaklaşım olarak görüyorum ben. Bu sebeple hoş değil. Gerçi ırkları bir kenara bırak, bir kadının bu derece sekse indirgenmesi çok da hoş değil. Ki ben sahnede seksi imajlara karşı olmayan biriyim ama bu MVdeki mesaj... Fazla direkt. Çok gözümüzün içine içine yani. Neyse bir daha olmasın :P

 Ayrıca Running Man'de Gary'nin bir nevi eve getirilip ana babayla tanıştırılacak erkek hallerine alışmış biri olarak da bu MVyi içten içe kabullenemiyorum sayın okuyucu. Bütün o çiçekler böcekler, Jihyo'ya yönelik -tabi hormanal seviyesi hala masumiyetini öldürmemiş olanından- liseli ergen hareketler... Hepsi yalan mıydı ha yalan mıydı? aghsfhgasfah 

 Neyse MVyi bir kenara bırakırsak albümü dinleyin. Uzun zamandır khiphopta bir nane çıkmıyor (Zion T. R&B/soul sayılır), bu sebeple Gary'nin albümü hoş bir değişiklik oldu. Benim favori şarkılarım MVsini de çok beğendiğim Zotto Mola ve Jung In'in eşlik ettiği  술 취한 밤의 노래 (Sarhoş Gece Şarkısı) oldu. 

Dalshabet'in B.B.B.'si

 Sadece meraktan baktım sadece meraktan... Ve bunun grubun 7. mini albümü olduğunu öğrenince hafiften şoka uğradım. Dalshabet bu sayıda albüm çıkaracak kadar uzun süredir mi piyasada?

 Daha önce de Look At My Legs isimli şarkısıyla "yüzüme değil bacaklarıma bak" diyerek amacını oldukça net bir biçimde belirten Dalshabet bu sefer de farklı bir imajla gelmiyor: Zira çıkış şarkıları B.B.B. (Big Baby Baby) huyu suyu değişmiş "koca bebek" erkek arkadaşlarına gel bana gel bana dedikleri bir şarkı. 

 Ama bu kötü bir şey mi? Tabi ki hayır, zaten çoğu zaman ne dinlediğimizi bilmiyoruz. B.B.B. "catchy" bir kpop kız grubu şarkısı, en azından 90lar tadıyla beni ağına düşürdü. O yüzden bu aralar sıkça dinliyorum ben. MVsine gelince... Beyaz ortamın hakim olduğu strandart bir kpop dans MVsi. Dansın bazı kısımları belki abartı olarak görülebilir ama hey, daha düne kadar Hyorin bacaklarını yengeç gibi açıyordu. Daha önce görmediğimiz bir şey yok bence ve dans kısmında giydikleri siyah kostümleri gerçekten çok hoş.

 Ama albümün gerisinde öyle çok sevdiğim bir şarkı çıkmadı. B.B.B.yi bir süre daha dinlerim sanırım, eğlendiriyor beni :D

 K-Much'ın Beyond The Ocean'ı

 Ya da Snakehead mi demeliydim?

 Bu senenin ortalara dökülen ilk rookiesi Crayon Pop'ın kardeş grubu K-Much oldu. Ve çıktıkları anda Crayon Pop'ınkiyle aynı melodiden üretilmiş bir şarkıyla çıkmalarıyla ilgi çektiler daha çok. Bazıları çocuklara acıdı, bazıları dalga geçti vs. Bana ise böyle bir reklam olmadan bu çocuklar kendinden bahsettiremezmiş gibi geldiğinden...

 Çıkış parçaları Bar Bar Bar'ın elektro-rockımsı versiyonu gibi, açıkçası çok da sevmedim. Albümde geriye kalan iki şarkıdan da hoşuma giden bir şey olmadı. Yani senenin ilk rookiesi biraz elimde patladı. Winner'ı beklemeye devam :D

Rumble Fish'in I Am Rumble Fish'i

 Aslında Rumble Fish bir grup...muş bir zamanlar. 2010da dağılmış. Gene de solistleri Choi Yin Ji gene aynı ismi kullanıp yoluna solo olarak devam ediyor. 

 I Am Rumble Fish bir pop-rock albümü, yani grubu dağılmış olsa da Choi Yin Ji gene o tarzda müzik yapmaya devam ediyor. Sesi alakasız olduğunun fena halde farkında olsam da, belki son heceleri çekişinden dolayıdır, ALi'yi hatırlatıyor. Bu yüzden de hoşuma gitti. Bir de bu aralar nedense kadın seslerine açlık duyduğum bir dönemimdeyim (yukarıda söylediğim gibi Dalshabet bile dinliyor oluşumdan anlayacağınız üzere XD ) bu sebeple bu albüm de açınca kapamadıklarımdan birisi oldu. 5 şarkıdan oluşuyor, albümün çıkış parçasını Virulent Song ve benim albümden kişisel favorim olan Call It In'i bırakayım, merak ediyorsanız bakarsanız.

Onun Bunun Şunun Singleları

 Ocak ayının başından beri bir sürü single çıkıp duruyor aslında. Apink, Ailee, 2Bic, Cube'dan gruplar arası karma bir oluşum, komedyen Song Eunyi'nin F.T.Island'dan Seunghyun'la subuniti... Bir de drama OSTleri var tabi: Taemin, Onew, Gummy...

 Ben bütün bunlar arasından sadece C-Clown'ın yeni albüm habercisi olan teklisi Tell Me'yi ve Onew'nun Miss Korea dizisi için seslendirdiği Moonlight'ı dinliyorum. Moonlight muhteşem bir şarkı değil ama Onew'nun sesini dinlemek beni hep mutlu ediyor o yüzden çalma listemden bir süre daha eksik olmayacak bir şarkı bu. Taemin'in sesini de seviyorum ama onun Prime Minister&I draması için söylediği OSTsi Steps fazla... kdrama OSTsi bir şarkı, o yüzden çok da favorim değil :D

______________________________

 Evet sanırım şimdilik Ocak ayı incelemesi bu kadar. Aslında JYPnin yeni rookieleri hakkında da bir şeyler yazacaktım ama albümleri ayın 20sinde çıkıyormuş, bu sebeple albüme kadar beklemeye karar verdim. Zaten MVyi iki defa izledim şarkıyı da o zaman dinledim, söyleyecek pek de bir şeyim yok henüz :D

 Bu yazı cidden sıkıcı oldu... Neden öyle oldu ki? Neyse bu neşenizi yerine getirir:

asdgsdagfsdgadsgfdasgfdasgh Jay Park'ı sevmek zorunda insan. 

Cidden.