16 Ocak 2014 Perşembe

B1A4 İkinci Stüdyo Albümüyle Geri Döndü: "Who Am I"


 B1A4!!!! Hadi ama çocuklar bunca senelik kpop macerasından sonra en azından kim olduğunuzu biliyor olmanız lazım. Tabi gece yatarken aşırı felsefe üzerine düşüncelere dalıp bunalımdan bunalıma sürüklenmiyorsanız...

 Kpopun cici çocukları olarak tanınan B1A4 (gittikçe daha fazla insan durmadan ne kadar uslu, kibar ve yetenekli olduklarından bahsediyor) ayın 12sinde ikinci stüdyo albümleri Who Am I ile kpop piyasasına geri döndü. İyi de yaptı; hazır Baro Binggeure karakteriyle gruptan haberi bile olmayan insanların ilgisini çekmişken Sandeul hala Immortal Song'daki performanslarından bahsettirebilirken olayı uzatıp kendilerine duyulmaya başlanılan ilgiyi söndürmenin bir anlamı yoktu :D


 12 şarkıdan oluşan Who Am I albümünün en çok öne çıkan yanı şarkılardan sekiz tanesinin tamamen grup üyelerinin (çoğunlukla liderleri Jinyoung'un) işi olması sanırım. B1A4 neredeyse yolun başından beri kendi işlerine mutlaka parmağını sokan bir gruptu, Jinyoung neredeyse bütün çıkış şarkılarının sözlerini yazdı/besteledi ama bu albüm en fazla parçası oldukları işleri. B1A4'un adım adım ilerleyip yerini sağlamlaştıran bir grup düşünürsek belki bir sonraki albümü tamamen kendileri prodükte ederler, kim bilir?

 Genel olarak Who Am I albümü... Sakin. Neden bu ismi seçtiklerini hala anlamadım açıkçası. Who Am I cümlesi  Mino ve Zico sağolsun kpop içinde geçtiğinde bana bir meydan okuma gibi gelir hep, şarkılardan birinin ismi olsa da içten içe albüm için fazla dinamik olduğunu düşünüyorum bu sebeple. Oysa albümdeki şarkılar aşka dair anılar, platonik hisler çevresinde dolanıyor. Ama isimle yaşadığım kişisel çarpışmayı bir kenara bırakırsak albümün genel sakinliği/yumuşak hüznü ile tema uyumlu. Hoş bu durum, kpopta genelde rastlanmayan bir denge sağlıyor. Malum, pop müziğin her şeyin içini boşaltmasının bir etkisi olarak idoller "kalbim acıyor" derken kalçalarını kıvırıp izleyiciye öpücük atıyorlar normalde.

 Albüm Prolugue isimli intro ile açılıyor ve B1A4'un intro seçmek konusundaki başarısını bir kez daha kanıtlıyor. Onunla ilgili yazımda yazdığım gibi In The Wind albümündeki enstrümantal girişe de bayılan ben, bu sefer de başka bir intro olanPrologue'un güzelliğine kapılıyorum. Albümdeki enstrümanların bir harmonisi olan intro çok güzel bir giriş olmuş gerçekten.

 İkinci track Lonely aynı zamanda tanıtım için seçilen bir parça. Şarkı Jinyoung tarafından bestelenmiş ama grubu zaten takip eden biriyseniz bunu bilmeden de anlayabilirsiniz, çünkü şarkıda B1A4'a özgü bir şeyler var. Eski işlerine göre müziğin baskınlığı biraz geri plana çekilmiş tabi ama genelde B1A4 şarkıları bir davul ritmine dayanır, daima öne çıkan bir gitar vardır gene de enstrüman sayısı açısından çok da zengin değildir ve şarkı boyunca devam eden bir süre sonra o şarkının simgesi olarak kabul edeceğiniz bir vuruş vardır (bunda Baro'nun ilk solosundan sonra nakarata geçmeden önceki kreşendo bence); Lonely de bunların hepsine sahip. Aynı zamanda üyelerin solo kısımlarının arkasında bile diğer üyelerin seslerini duyabiliyorsunuz, bu durum da şarkının özlem temasına giden hoş bir armoni sağlamış. Bunun yerine kpopta çok fazla rastlanan ad-lib olsa şarkı taşıdığı bu melankolik, tatlı-acı kabullenme çabası tadını, yumuşaklığını kaybedebilirdi. 

 Bence şarkının tek sorunu bazen arkada kalan, bazen öne geçen "lonely lonely" kısmını "lolli lolli" gibi söylemeleri, çünkü ben onu "lolli lolli lolli lollipop" diye tamamlama isteğime engel olamıyorum. Ama üzerinde çalışıyorum, bir sonraki dinleyişlerimden birinde mutlaka "pop" yerine "boy" diyeceğim ahgfahfsh Bunun dışında Lonely güzel bir şarkı.

 Bundan sonraki Love Then bir tür aşma şarkısı. Eski güzel günler buruk bir gülümsemeyle anılıyor, artık eskisi kadar canım yanmıyor deniyor vs. vs. Bu bağlamda aslında "hala özlüyorum" diyen Lonely'yi tamamlıyor şarkı. Gene sakin, ama Lonely'den daha kalabalık, daha hareketli ve duygu olarak birazcık daha hafif. Müzikal anlamda da introyla da benzerlik gösteriyor bu da albüm içindeki şarkılar arasında bir bağ olduğunu, öylesine ortalığa salınmadıklarını gösteriyor.

 3. track Amazing bizi tekrar aşkın olduğu diyarlara götürüyor: Bir öpücük üzerine kurulmuş sözleri ile cici bir aşk şarkısı. Tamam belki de o kadar cici değil çünkü nakaratta "dilimi saran dudakların" deyip Fransız öpücüğüne doğru açılan yolda olduklarını ima ediyorlar ama gene de... Hala sevimli bir şarkı. Bu şarkıda diğer ikisinde olmayan upbeat var ama hala o artık hepimizin alıştığı kpop gürültüsünden uzak. Albümün hafifliği Amazing ile de devam ediyor yani.

Bundan sonraki üç şarkı ayrılık şarkıları. Belki de öpücükler o kadar da amazing değildi, kim bilir? Baby gene Jinyoung tarafından bestelenen R&B hissine, ufak bir synthesizer girişine sahip bir şarkıyken arkasından gelen Oh My God gitar temeli ve daha fazla olan band havasıyla ön plana çıkıyor.

 Üçüncü ayrılık şarkısı ise Sandeul ve Gongchan'ın düeti olan Overwhelmed ya da Too Much. Gongchan'ın daha önce bazı şarkılarda neredeyse hiç bir kısma sahip olmamasının geri ödemesini mi yapıyorlar nedir? Too Much tam anlamıyla bir piyano balladı, bu tarzda şarkılara karşı doymak bilmeyen bir açlık duyanları ya da sadece ikilinin sesinden hoşlananları mutlu edecektir diye düşünüyorum. Sesleri birbirine yakıştığından, Sandeul şarkıya güç getirirken Gongchan'ın sesi hafif bir yumuşaklık kattığından ben de sevdim sanırım.

 Sekizinci track Pretty ile albüm biraz hareketleniyor. Piyano girişindeki melodiyle ve arada ortaya çıkan trompetlerle biraz cazımsı bir tat kazanan bir şarkı bu. Ve büyük ihtimalle CNU'nun şimdiye kadar sahip olduğu en uzun rap solosuyla açılıyor. Tam olarak emin değilim, çünkü CNU yardımcı-rapper olsa da genelde B1A4 şarkılarından aklımda hep Baro'nun çok daha güçlü olan rap kısımları kalıyor, gene de öyle olduğunu düşünüyorum. Pretty başka bir şekerlemeden daha tatlı şarkısı albümün.

 Sonraki şarkı albümüne de ismini veren Who Am I ve kendisi albümün en hareketli, en konsept dışı şarkısı. Elektro temelli olan biraz da oraya buraya serpiştirilmiş rock içeren şarkı diğerlerinde olduğu gibi aşktan, ayrılıktan bahsetmiyor; daha çok kendini bulmak üzerine. Albümde zıplanarak tepinilebilme kapasitesine sahip tek şarkı da bu.

 10. track bir solo: CNU'nun Drunk With Music'i aslında sadece solo olması açısından ona ait değil aynı zamanda kendisi tarafından bestelenip yazılmış bir şarkı. Biraz R&B, biraz funk bir parça ve albümün seksi kategorisini dolduruyor. CNU belki de grubun yüzü olarak anıldığından genelde müzikal yetenek açısından biraz geri planda kalan bir üyedir; şarkılardaki kısımları azdır, sesi diğer üyelerle karıştırıldığında arada daha kolay kaynar vs. Bu solosuyla yeteneklerini gösterme fırsatı bulmuş, iyi iş de yapmış. Çünkü CNU'nun ilk solo işi ve bestesi olarak Drunk With Music çoğu idol için sınırın oldukça üstünde. Sevdim.

 Sonraki şarkı Road gene piyanoya geri dönüyor ama bir önceki piyano işi olan Too Much'a göre çok daha zengin ve hareketli bir şarkı. Sözleri arkadaşlık üzerine, piyano melodisi sıcak tıpkı grup üyelerinin şarkıdaki vokali gibi.

 Son şarkı ise Seoul. Gene seksi funk hissine geri dönen şarkıda tuhaf bir şekilde armonik bir ritmsizlik var. Falsettolardan sonra Sandeul'un berrak vokali falan yükseliyor, şarkı bu şekilde bir çok iniş-çıkışa sahip aslında. Albüm için yumuşak olmaktan ziyade akılda kalıcı, bir sonraki B1A4 işinin nasıl olacağını merak ettirici bir şarkı.

 Genel olarak Who Am I hoş bir albüm. Hafif, kendi içinde bir dengesi var. Trendleri ıskalamıyor (kpop sonunda dubstepten bıktı ama caza/yumuşak soundlara o da olmadı 80lere sarmak üzere, siz de fark ettiniz mi?) ama B1A4'un artık neredeyse yerine oturmuş tarzından da ödün vermiyor. Üyelerin hepsinin parlamasına izin vermesi de başka bir artısı. En önemlisi genel olarak grubun kendi işi olduğundan bundan sonraki yörüngelerinin nereye gideceğini artık tamamen ortaya koyuyor. Benim içi n Who Am I zaten In The Wind'dan sonra olduğunu düşündüğüm B1A4 tarzının/imzasının gerçekten de var olduğunun kanıtı. Bir kulak kabartın bence pişman olmazsınız.

______________________________________

Alakasız olmasa da belki de birazcık alakasız olan yazarın da nasıl fişleyeceğini bilemediği bu yüzden derdini anlatmak için biraz daha sıksa kendisinden uzun başlık yazacağı not:
Aslında uzun zamandır kpop albümü yazısı yazmadığımdan Ocak ayında çıkan bir çok albümü bir arada incelediğim bir yazı yazıyordum ama son olarak B1A4'un yeni albümü Who Am I'a gelince işlerin tatsız bir biçimde uzadığını -ayrıca uzun bir aradan sonra stüdyo albümüyle dönmüş B1A4'un sadece kendilerine bir yazıyı hak ettiğini- fark ettim. Yani onca zırvalığı tek seferde kim sıkılmadan okuyacak, değil mi? Bu sebeple yazımı böldüm; TVXQ, Zia, Royal Pirates  vs. içerikli diğer kısmı da sonra yayınlayacağım. Yani bir sonraki yazıda buluşmak üzere mi desem artık ne deseashgfahgsfahsh

 Bir aferin bana gifi bırakıp toz olayım artık. Hayır kendimi takdir ettiğim yok sadece Kris'in ne kadar zırva bir insan olduğunu göstermekten sadistçe zevk alıyorum :P

5 yorum:

  1. Gerçekten de fazla uslular ama... :D Ne zaman internet bulsa Netizenbuzz'a göze atan biri olmama rağmen bu çocuklar hakkında herhangi bir skandalı, olumsuz hareketi duymadım. Evden hiç çıkmıyorlar sanırım. :D
    Genel olarak konuşmam gerekirse B1A4'ün şarkılarının farklı bir albenisi var. Önemli bir özelliği yok ama kendini dinlettiriyor. Çoğu şarkıları için bunu diyorum. Bu albümleri için de geçerli, ben yine sevdim, büyük ihtimalle dinlemek için bilinçsiz bir şekilde bu şarkıları seçip duracağım. ^^
    Royal Pirates mi?! Şuan tam da onların hakkında yazıyordum. :D Sabırsızlıkla bekliyorum. Ha bu arada, Kris'in ne kadar zırva bir insan olduğunu görmekten zevk aldığım kesin :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Skandal ya da olumsuz hareketi bırak anlatılanlara göre şu anda bulunan gruplar arasında Mubanktir İngikayodur bu tarzda programların çalışanları tarafından davranış açısından en beğenilen gruplardan biri olarak geçiyor B1A4. Kimseyle sorunları yokmuş, ne denirse yaparlarmış, herkese karşı gayet kibar ve güler yüzlülermiş falan. Yani mesele sadece özel hayatlarını iyi korumaları falan da değil, davranış açısından da ciciler :D
      Aslında daha ilk çıktıkları zaman üyelerden birisi düzenli bir ilişkideydi, hala devam ediyor mu bilmiyorum da... Yani öyle özel hayatlarını itinayla sakladıkları, fanlarına hiçbir ilişkimiz yok martavalı sıktıkları da yok gibi.
      Benim hiçbir zaman ölümüne sevdiğim bir grup olmadı B1A4 ama aynı zamanda daima ne yapıyorlar diye bir baktıklarımdan oldu. Her comebacklerini dinledim falanç Katılıyorum, şarkıları hiç damgasını vuracak şeyler olmuyor ama dönüp dönüp dinliyorsun bir şekilde. Ben de bir süre bu albüme döner döner dururum herhal :D
      Son çıkmış albümleri tek bir yazıda toplayayım dedim de uzadıkça uzadı. O yüzden ben de B1A4u ayırıp kalanları toptan yayınlamaya karar verdim, Royal Pirates de bunlardan biri. Yarın koyacağım onu da :D

      Sil
  2. B1a4 farkı işte ya :) Henüz albümü dinlemeden yazını okudum. Bir kaç kez daha dinleyip öyle bi şeyler karalamak istiyorum albüm hakkında :) Gerçi klip hakkında bir şeyler yazıp, albüm hakkında uzman görüşü olarak sana yönlendirdim okuyucuları. Sanırım Güney Kore hakkında vazgeçebileceğim en son şey B1A4 :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedense albüm değerlendirirken MVleri hep unutuyorum ben. Şarkıları arka plana açıp sırayla gittiğimden sanırım :D
      B1A4 iyi bir grup. Ben başında bir ara takmıştım -senin de bildiğin üzere :D-, artık eskisi gibi ilgilenmiyorum ama her comebacklerini mutlaka dinliyorum. Sağlam adımlarla ilerliyorlar bence.

      Sil
  3. albüm türkiyede satılıyormu acaba

    YanıtlaSil