28 Ekim 2017 Cumartesi

Epik High - "We've Done Something Wonderful" Albümü Şarkı Çevirileri

Eh... Geri döndüm.
Epik High çevirileriyle.
Umarım batırmamışımdır.
(Bence birazcık batırdım da...)





PEOPLE SCARE ME


(Tablo)
1980'de Lennon öldü, ben doğdum
Bu yüzden daima sadece en kötüyü "hayal ediyorum"
("Imagine" John Lennon'ın tartışmasız en ünlü şarkılarından biri.)
Yani korkuyorum
Ben en çok insanlardan korkuyorum

(Mithra Jin)
Taze olana çürükmüş gibi davranılan bu zamanlardan ne bekleyebilirsin?
Buğdaylar eğilince başları kesilirken
Nefes alamıyorum
Ben en çok insanlardan korkuyorum

(Tablo)
Huzur ve sessizliği elimizden almış olanlardan "huzur içinde uyu"yu duymak istemiyorum
Daha alkışlanırken sahneden ayrılmanı söylerler
Gerçekte ayrılışını alkışlamak isterler
Bunu komik buluyorum
Ben en çok insanlardan korkuyorum

(Mithra Jin)
Rahat edemiyorum
Önümüzde ne uzandığını bilmediğimizi fark ediyorum
Hem de herkes yargıçmış gibi davranırken...

(Tablo)
Kimi zaman Tanrı'ya ulaşabilmek için
Önce Şeytanla tanışmalısın
(Ben en çok insanlardan korkuyorum)
Kimi zaman Tanrı'ya ulaşabilmek için
Önce Şeytanla tanışmalısın

Dünyanın nasıl döndüğünü anlamadığımı söylüyorlar
Beni azarlayan yetişkinler sağ olsun, farkındayım oysa
Dünya nasıl mı dönüyor? Delicesine...
(Aslında burada sadece Korece'de mantıklı olan bir kelime oyunu var. İlk dizede benim "döndüğü" diye çevirdiğim kelime hem "çalıştığı" hem de "delirdiği" anlamlarına geliyormuş. Yani yetişkinler çalıştığı anlamında kullanırken Tablo sadece dönüşünü kastediyor/anlıyor ve bunun tam deli işi olduğunu söylüyor. Türkçe'de böyle bir kelime oyununu beceremediğimden kastedilen anlama uygun olarak çevirmeye çalıştım.)
Bu yüzden ben en çok insanlardan korkuyorum

(Mithra Jin)
Artık güçlü insanların zamanı
Ama o kişi çok güçsüz olmalı ki herkesi aynı anda kaldırmalı
Adaletin duyulmasına izin vermeyecek kadar da sessiz olmalı
(Burada da kelime oyunu var, ben kastettiği anlamıyla çevirdim. Kelimesi kelimesine çevirisi "Ağzı çok ağır olmalı ki adaleti duymak zor olmalı" gibi. Ağzı çok ağır olmak bir deyim gibi olduğundan ve bizde bir şey ifade etmediğinden...)
Savaştayız
Ben en çok insanlardan korkuyorum

Bilme hakkına dair sayısız kutsamanın içinde
Medya asıl yaşama hakkınızı unutturuyor sizlere
İnanma o yağcıların tatlı diline
(Bu söz daha önce Lesson 2 şarkısında da geçmiş. Aynı zamanda ona gönderme yapıyorlar.)
Hepsi yalan!
Ben en çok insanlardan korkuyorum

(Tablo)
Babamın cenazesinde ölümün bir tedavi olduğunu söyleyip gülen rahip
Sikt*r git! Tanrın çoktan hasta izninde
Gökyüzünden başka bir şey yok gökyüzünde
En çok insanlardan korkuyorum ben de

(Tablo/Mithra Jin)
Kimseye güven olmaz
Her şey iyi olacak zannediyorsan kafayı yemişsin
Hayal etmek serbestmiş ama özgürlüğü hayal edebilir misin?
Ben bu dünyadan korkuyorum
(Ben en çok insanlardan korkuyorum)
Şeytanla yüz yüze geliyorum

(Tablo)
Huzur dolu tek bir günüm yok
Günlüğüm tükeniyor her sene
37. baskımdayım şimdilerde
Hiçbir şey net değil gene de

(Tablo/Mithra Jin)
Bu şarkıları seslerle değil yaralarla yarattık
Kan izleri kalsa da, harika bir şey yaptık
Artık huzur içinde dinlenebilirim
Artık huzur içinde dinlenebilirim

(Tablo)
Benimle kal, Tanrım.



LOVE STORY (FEAT. IU)


(Tablo)
Bir zamanlar mıknatıslar gibi olduğumuzu söylediğimizde
Birimiz arkasını döndüğünde
Ayrı düşeceğimizi kast etmişiz demek...

(IU)
Hiçbir şeyi olmayan bende
Bıraktığın yaralar sayesinde
Ben de şimdi ana karakter olabilirim
Hüzünlü bir aşk hikayesinde.
Çok da ilginç olmayan bana
Verdiğin bu ayrılık sayesinde
Ben de şimdi ana karakter olabilirim
Hüzünlü bir aşk hikayesinde
Bu hüzünlü aşk hikayesinde...

(Tablo)
Artık unutma zamanı
Ama anılar gittikçe kabarıyor, yanına büyüyen pişmanlıkları da katıyor
Arkama her bakışımda kalbim kırılıyor
Gene de bütün anılarım içinde en güzel sahneler aklıma geliyor

Hatırlıyor musun?
O karanlık sinema salonunda
Ellerimizi ilk defa birbirine dokundurduğumuzda
Minnettardım ben
Hayatı boyunca birçok şey yıkıp birçoğunu da inşa etmiş elin
Benimki üzerinde dinlenmeye karar verdiği için
Hatırlıyor musun?
Bana ailen hakkında hikayeler anlattığın o geceyi
Bir tek ben bilirim o gece sana vermek istediğim kalbimden geçenleri
Yağmur yağmıştı, o battaniyenin altında
Sense benim bedenimin çatısı altına saklanmıştın, bütün dünyanın yağmurundan kaçarcasına.

Ben her şeyi hatırlıyorum
Sensiz geçen ilk sabahımı
Uzun süre kendimi tuttuktan sonra yıkılışımı
Saatlerce duşun altında ağlamıştım
Sabundan çekip alırken saçlarını

(IU)
Hiçbir şeyi olmayan bende
Bıraktığın yaralar sayesinde
Ben de şimdi ana karakter olabilirim
Hüzünlü bir aşk hikayesinde.
Çok da ilginç olmayan bana
Verdiğin bu ayrılık sayesinde
Ben de şimdi ana karakter olabilirim
Hüzünlü bir aşk hikayesinde
Bu hüzünlü aşk hikayesinde...

(Mithra Jin)
Kendime o zamanlarki acımın sadece bir ahmak ıslatan olduğunu söylesem de
Hala her sabah uyandığımda yaşlar var yüzümde
Mevsimler değişmeye devam etti
Ama ben ancak ileri geri dolandım olduğum yerde
Senin anılarınla karşılaştırınca geride kaldı zaman bile
Beraber ilk gecemizi unutamıyorum, çakır keyifliğin gölgesinde
Ki ilk içkimizi yudumlamadan sarhoştuk gerçekte
İçmek belki de bizim kaderimizde.
Çok çabuk ayıldık gene de
O deli gibi aşık olduğumuz zamanlar
Dönüştü günlük muharebelere
Birbirimize ölümcül bakışlar attık gözyaşlarımızı tüketince
Kader olduğuna inandığım ilk karşılaşmamızdan
Birbirimize uygun olmadığımızı söylediğimiz son ana kadar
Biz birbirimize karşı döndürülmüş iki aynaydık
Ta ki karşımızdakinin bakışları altında parçalanana kadar...

(IU)
Hiçbir şeyi olmayan bende
Bıraktığın yaralar sayesinde
Ben de şimdi ana karakter olabilirim
Hüzünlü bir aşk hikayesinde.
Çok da ilginç olmayan bana
Verdiğin bu ayrılık sayesinde
Ben de şimdi ana karakter olabilirim
Hüzünlü bir aşk hikayesinde
Bu hüzünlü aşk hikayesinde...

Sadece bana özelmiş gibi gelen bu hikaye
Ne kadar da tipik, değil mi?
Bunları hissetmiş tek kişi olmadığımı bilsem de
Böyle hissediyorum işte...

Verecek hiçbir şeyi olmayan bende
Bıraktığın yaralar sayesinde
Şimdi ben de bir başkasına verebilirim
Böyle hüzünlü bir hikaye
Her şeyi ilk defa yaşayan bende
Bıraktığın korku sayesinde
Sonsuza dek sıkıştım kaldım
Bir hüzünlü aşk hikayesinde
Bu hüzünlü aşk hikayesinde

(Tablo)
Bir zamanlar mıknatıslar gibi olduğumuzu söylediğimizde
Birimiz arkasını döndüğünde
Ayrı düşeceğimizi kast etmişiz demek...

Bir zamanlar mıknatıslar gibi olduğumuzu söylediğimizde
Birimiz arkasını döndüğünde
Ayrı düşeceğimizi kast etmişiz demek...

Bu gece hiç yıldız yok Seul'ün göklerinde...



NO THANXXX (FEAT. MINO, SIMON DOMINIC, THE QUIETT)




(Tablo)
Ta-Takma, beni kafana takma
İşime burnunu sokup durma, bak kendi dalgana
Bütün dünya bana sırtını dönmeye kalksa da
S*kimde değil
Tanrı bana göz kulak oluyor
Ölmem bile mümkün değil
Benim için endişelenmek yapılabilecek en gereksiz şey bu dünyada
Olumsuz b*kluklar için zamanım yok
Çünkü Summersonic'ten Cochella'ya; Glastonbury var sırada
(Ünlü müzik festivalleri.)
Minnettar olamayacak kadar meşgulüm, açıkçası her gün festival bana
Şeytana bir orta parmak; uğraşmayı bırak benim havamla!

Film gibi bir hayat yaşarım
Zorluklar benim yandaşım, hepsini bir gülümsemeyle karşılarım
Beni en iyi rolümü oynarken görebilmek için erişmeniz gereken bir seviye var
Nasıl yapılacağını göstermem lazım; etrafımda çocuk aktörler var
Hepsi benden üç beş bir şey kapar
(Burada benim "kapar" diye çevirdiğim "öğrenir" kelimesi ile "çocuk aktörler" eş sesli. Kelime oyunu ve film üzerine metaforun devamı yani.)
Ruhumu budadım ve artist yanımdan bol bol dağıttım
Herkes bir başkasını gömmeye çalışırken
Ben diğerleriyle paylaşabilmek için kendimi parçaladım
Çünkü... Ben... Groot'um anasını bilmem ne yaptığım!
(Bu kısımda "artisty"yi "artist-tree" olarak söylüyor ve kendini bir ağaca benzetip sonunda Groot'a bağlıyor. Groot ne bilmeyenler için: Guardians of Galaxy serisindeki ana kahramanlardan biri. Kendisi basitçe bir ağaç ve söylediği tek söz "I am Groot". Şirindir XD)

(The Quiett)
Sen kendi işine bak
Benim için endişelenmesen de olur
Kıskanıyorsan söyle gitsin
Senin ilgin üzerimde olmasa da olur
Bana aldırmana gerek yok
Biliyorsun zaten uçuyorum oğlum
Bebeğim, hiçbir şeyi takmana gerek yok
Özellikle mesele bensem? Sağ ol, almayayım
Bebeğim hiçbir şeyi takmana gerek yok
Benim için mi endişeleniyorsun? Sağ ol, almayayım

(Mino)
İlginiz için sağolun
Solungaçları sayesinde kendi başlarına yüzen p*ç kuruları
(Gills solungaç ama aynı zamanda "grill"i de hatırlatıyor: Hani şu hiphop camiasının daha gangsta olmak için dişlerine taktırdıkları şey. Yani aşağılanan kişiler bu tarz kendini bir halt zanneden rapperlar diye tahmin ediyorum.)
Kendinize iyi bakın
Öncelikle ellerinizi o tavuk butları üzerine geçirmeye çalışın
Aptal imajınızı korumakta iyisiniz ya en açından çenenizi kapayın
Patronmuş gibi davranırsınız ama daha yediklerinizi sindiremezsiniz
("Patron" kelimesi ile "kalın bağırsak" kelimesi neredeyse sesteş. Yani yukarıdaki tavuk budu ile ilgili espri devam ediyor.  Ki aynı zamanda "drumstick" davul sopaları bagetler için de kullanılan bir kelime ki buradan o kişilerin ritmi de tutturamadıklarını çıkarabiliriz.)
Sonuçta kolay değil; sahne insanın cesaretini köreltir
Bir bakın anasını biptiklerim, işte benim sözlerim
Bu günlerde kadın düşmanı diye anılırsın bir or*spu çocuğu dedin diye
(Hakkında çok konuşulan şu kısım. Aslında bir şekilde Mino dediğini kanıtlamış oldu, çünkü insanlar gerçekten bunu dedi diye kadın düşmanı olduğunu iddia etti. Eski nahoş olayına gönderme.)
Kimsenin uyaktan bir b*k anladığı yok ama sorsan prodüktör hepsi de
Benim çiftçi amcam da eğlence şirketine CEO olsun öyleyse
Bir halt bildiğini zanneden kuzenim de doğru müzik eleştirmenliğine
Bana atıştırmalığın gibi davranabilirsin patronun ya da hocan değilim diye
Ama ben b*k gibi hissediyorum sen başkalarına not verdiğinde
Madem özelimi bu kadar merak ediyorsun, neden annem olmuyorsun?
Çaktın mı?

(The Quiett)
Sen kendi işine bak
Benim için endişelenmesen de olur
Kıskanıyorsan söyle gitsin
Senin ilgin üzerimde olmasa da olur
Bana aldırmana gerek yok
Biliyorsun, zaten uçuyorum oğlum
Bebeğim, hiçbir şeyi takmana gerek yok
Özellikle mesele bensem? Sağ ol, almayayım
Bebeğim hiçbir şeyi takmana gerek yok
Benim için mi endişeleniyorsun? Sağ ol, almayayım

(Mithra Jin)
Kapışmalar tarih olmuş, gözler de kulaklar da kapalı
Yakaladığım her fırsatta bir sonraki tatilde gideceğim yere bakıyorum
Artık yaşlandığımdan hayatta o kadar çok seçenek yok, fark ediyorum
Ve hayatım diğerlerinin onda gördüğünden daha fazlası, biliyorum
Lise ikinci sınıftan beri kendi yolumda yürüyorum
Ben takmadığımda bile bir çok insan benim için endişelendi
Ben ise kendime odaklandım yalnızca
Hem paramı hem de zamanımı katladım sonunda
Sen kendine bak, zaman eşittir para
Ama galiba durumların iyi? Öyle rahatça durduğuna bakılırsa
Beni geçmek mi istiyorsun? Otur düşün bir daha
Benim gibi bir oburu tok tutacak kadar yoksun aslında
Yere yapıştırıldığımda bile sırtüstü yüzerek çıktım umutsuzluktan
(Bu "yere yapıştırıldığım" diye çevirdiğim kısım aynı zamanda "su yutmak"la benzer okunuşa sahip. Yüzerek çıkma metaforu bundan kaynaklı.)
Su altındayken bile şarkılarım botumu havayla doldurdu 14 yıllığına
(Yani "çalışmazken bile karnım doydu")
Gene de aktif iletişim günün modası olduğuna
Hepinizi dinleyeceğim. Benimle problemi olanlar, önce bir dizilin sıraya

(Simon Dominic)
Birinci dereceden serseri, üçüncü dereceden ünlüyüm
Holywood stili hayatım annemin stres sebebi
Hayat süregelen bir elvedalar silsilesi-hep yaptığım bir şey bu da
Umarım yeni sevgilim doktor olur - bir deliler koğuşunda
5inci dereceden engel var bende - Bir gözüm hep dışarıda
(Görme 5 duyumuzdan birisi ama Simon Dominic'in gözü hep dışarıda olduğundan yani sevgililerini aldattığından bu konuda engelli. Aşağı kısımda da devam eden bir kelime oyunu bu.)
Demek benim mutsuzluğum seni mutlu ediyor - Pekala var tadına
Bir korneanı bana mı vereceksin? Bu çok fazla, ne olur beni bu kadar umursama
Ben daima önüme bakıyorum, tek gözle bile olsa
Hip-hop caiması benim için 30a 500 boyutlarında
Çok ama çok küçük geliyor ruhuma
Kendi hayatım ve ölümüm tek umurumda olan
İstediğini söyle, utandığım yok bundan
"İşe gitmeyen bir CEO" "Çalışmayan bir rapper"
O zaman ne haltıma bu kadar güzel banyomdaki kızlar?
Kendimi bu çalışkan isimlerin arasında daha fazla tutamam
Zaman tarafından kovalanırken bolca ölümü bulduğumdan
Zamanı geldiğinde albümüm çıkacak, ona kadar siz de eleştirilerinize sahip çıkın
Bekleyen fanlardan özür, kendimi berbat hissediyorum
Sizde ise ne para var, ne de başka bir halt, nereden geliyor bunca negatif hava?
Gidin biraz daha "oppa"larınızın k*çlarını yalayın
Mıknatıs gibi yapışmanıza sizin...
Bütün gün konuşursunuz, ne anlamı var enerji kaybından başka
Epik albümünün şöyle böyle içine ettim aslında
Bu Born Hater'ın ikinci kısmı, evet bir ara hakkında demediğimi bırakmadığım o şarkı
Eh yüzüme tükürün madem, selam vermeyecekseniz ayakta

(Quiett)
Sen kendi işine bak
Benim için endişelenmesen de olur
Kıskanıyorsan söyle gitsin
Senin ilgin üzerimde olmasa da olur
Beni kafana takmana gerek yok
Biliyorsun zaten uçuyorum oğlum
Bebeğim, hiçbir şeyi takmana gerek yok
Özellikle mesele bensem? Sağ ol, almayayım
Bebeğim hiçbir şeyi takmana gerek yok
Benim için mi endişeleniyorsun? Sağ ol, almayayım

Tek bir hayatın var
Onu benimle harcama
Ben de hayatımı yaşayabilir miyim?
Bırak istediğim gibi yaşayayım
Benim için mi endişeleniyorsun? Sağ ol, almayayım
Benim için mi endişeleniyorsun? Sağ ol, almayayım
Benim için mi endişeleniyorsun? Sağ ol almayayım
Ben var ya...


HOME IS FAR AWAY (FEAT. OH HYUK)



(Oh Hyuk)
Yolum uzun
Ama hiç boş taksi yok
Yağmur da yağacak gibi
Düşmüş omuzlarım bugünün yüklerini taşırken
Ah bir anlığına dinlenebilsem
Ev çok uzaklarda...

(Tablo)
Hiçbir şey değişmedi
Gene yalnızım oyun parkında
O yüksek engellerden tırmandıktan sonra
Parmak uçlarımdaydım hayatım boyunca
Benden istenen şey
Zaten uzanmış ellerimden daha yükseğe ulaşmamdı daima
Dünyanın standartları neredeyse vardı Everest Dağı'na
Elde ettiğim tek şey dağ gibi bir stres zirveye yaklaştıkça
Biliyorum, hiç dinlenmek yok bana
Yakınmalarımı da uykuya yatıracak uyku hapları olmadığına
Dilimi ısırıyor ve uyanık kalıyorum gece boyunca
Neden küçükken öğrettikleri ilk şey tek tek sıraya dizilmemizmiş, artık anlıyorum
Kişiler arasındaki karmaşık ilişkiler bir paradoks başlı başına
Öyle ki sadece illişkiler var artık, yer yok insanlara
Önceden hayallerim vardı, sıradan olmanın korkusuyla ortaya çıkmış
Oysa sıradan olanlara özeniyorum şu anda
Yağmurda tek başıma dururken.
Büyümüyorsam, acıları büyütmek de acıdan başka bir şey değil demek aslında.

(Oh Hyuk)
Yolum uzun
Ama hiç boş taksi yok
Yağmur da yağacak gibi
Düşmüş omuzlarım bugünün yüklerini taşırken
Ah bir anlığına dinlenebilsem
Ev çok uzaklarda...

(Mithra Jin)
Zaman geçtikçe daha çok korkar oldum
Kalbim de ayaklarım da koşturuyor ama ne içindi; unuttum
Hayallerim yükten başka bir şey değil
Hepsini arkamda bırakıp kaçmak tek umudum
Bir adım atmak için bile büyük çaba harcıyorum
Önüme baktığımda bir uçurumla yüzleşiyorum
Arkamda ise dizi dizi beklentiler görüyorum
Beni desteklermiş gibi davranıp arkamdan itiyorlar.

Bir keresinde kalbim için bir mola vermek istemiştim
Ama sonra sayılar öne çıkıverdi
Dünya elinde hesap makinesiyle belirdi
Bunlara tutunmak istemedim ama elimde bir şey kalmamasından da korkuyorum
Gerçekten de zaman siz ona tutunurken bile giden tek şey mi?
Karanlık bulutlarla kaplanmış göğe bakıyorum
Bir zamanlar benim de hayal denen bir şeylerim vardı
Bu gece uykuya dalmak zor olacak...

(Oh Hyuk)
Bir anlığına durabilir misin benim için?
Seninle beraber yürümek zor
Rüzgar uğulduyor ve hala...

Yolum uzun
Ama hiç boş taksi yok
Yağmur da yağacak gibi
Düşmüş omuzlarım bugünün yüklerini taşırken
Ah bir anlığına dinlenebilsem
Ev çok uzaklarda...

Bu koca dünyada bana ayrılmış bir yer var mı?
(Ev çok uzaklarda...)
Yoksa yalnız mıyım bu dopdolu sokaklarda?
(Çok çok uzaklarda...)
Benim için bir tane bile olsa boş yer var mı?
Ev çok uzaklarda...

İhtiyacım olan şeyler
Kazanmam gereken onca para
Benim için başka bir şey daha olacaktı...
İhtiyacım olan şeyler
Kazanmam gereken onca para
Benim için başka bir şey daha olacaktı...
İhtiyacım olan şeyler
Kazanmam gereken onca para
Benim için başka bir şey daha olacaktı...
Yürümem gereken bir yol
Benim de bir zamanlar hayallerim vardı....Vardı...
Hayallerim vardı...


HERE COME THE REGRETS (FEAT. LEE HI)



(Lee Hi)
Dürüst olmak gerekirse
Neden yerde uyandım, hatırlamıyorum
Neredeyse gece dört çeyrekte
Bir şeyler olmuş olmalı
Çünkü sen arayıp duruyordun
Bana bittiğimizi söylüyordun
Bense sadece biraz eğlence arıyordum

(Tablo)
Sen gittiğinden beri hava yağmurlu
Ben ise tam bir keşmekeşim
Terler içinde uyanıyorum
Anılar da puslu
Hala solgunlar, ben de zurna olmuşum
Tanrının olmayıp belanın tur attığı yerlerde dolanıyordum
Sevgilim, itiraf ediyorum;
Ölüm dileklerimin üzerini çiziyordum
Sanki yapılacaklar listemdeki bir maddeye tik koyar gibi
O çabuk aşklara bakınıp
Senin dağıttığın acının aynısını başkalarına veriyordum
Kalpsiz olmakla suçlayabilir misin beni
Yerinden sökülmüşken benimkisi?
Ben delirtilmiş sonra da bir kenara atılmışken...
Çünkü diktiğim her kadehte seni tadıyorum
Gene de kendimi bomboş hissediyorum
Demek istediğim şu ki ben çok...

(Lee Hi)
Affet bebeğim
İşler çığırından çıktı
Biliyorum, biliyorum, biliyorum
Biliyorum, biliyorum, biliyorum...

İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor "keşke öyle yapmasaydım"
"Keşke onu demeseydim"
"Keşke hepsini geri alabilsem"ler

İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor "keşke öyle yapmasaydım"
"Keşke onu demeseydim"
"Keşke hepsini geri alabilsem"ler
İşte geliyor...

(Mithra Jin, Tablo)
Neredeydim?
Ne yaptım?
Kiminle?
Buraya neden, nasıl geldim ben?
Dostum, hiçbir fikrim yok
Pişmanlıklar mı?
Bende de var onlardan bir kaç...
Bin tane.
Sehri suçluyorum
Manzarayı suçluyorum
Müzik çok gürültülüydü ve...
Çevrene bak
İçeriye ve dışarıya bir göz at
Gülümse dünyaya
Karşılığında bir çatık kaş versin sana
Sorun bende mi?
Bütün s*ktiğimin şehri çıldırmış
Sıçanlar peşinde koşan bir sürü ve hiç fare kapanı yok.
Fark ettim ki bu tamı tamına gerçek;
Eğer paranı inandıkların için harcarsan
Ya boğulur ya da dilsiz kalırsın.
Onun yerine ruhumu kahverengi bir çantaya koymak lazım.

Tanrım, biliyorum yukarılarda bir yerdesin
Tanrım, biliyorum yukarılarda bir yerdesin
Tanrım biliyorum, yukarılarda bir yerdesin
Tanrım, biliyorum yukarılarda bir yerdesin
Tanrım, biliyorum yukarılarda bir yerdesin
Ama benim sana burada, aşağıda ihtiyacım var.

(Lee Hi)
İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor "keşke öyle yapmasaydım"
"Keşke onu demeseydim"
"Keşke hepsini geri alabilsem"ler...

İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor "keşke öyle yapmasaydım"
"Keşke onu demeseydim"
"Keşke hepsini geri alabilsem"ler...

Tanrı şahidim olsun
Yemin ederim nasıl başladığını hatırlamıyorum
Belki uyuşturucuydu
Ama eminim ki alkol sebep oldu
Burada uzanmış titriyorum
Paranoyam tırmanırken
Aklıma sahip çıkmaya çalışıyorum
Bu derece uçmuşken
Ah, biliyordum...

İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor "keşke öyle yapmasaydım"
"Keşke onu demeseydim"
"Keşke hepsini geri alabilsem"ler...

İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor pişmanlıklar
İşte geliyor "keşke öyle yapmasaydım"
"Keşke onu demeseydim"
"Keşke hepsini geri alabilsem"ler...

İşte geliyor pişmanlıklar.



THE BENEFITS OF HEARTBREAK (FEAT. LEE SUHYUN)




(Lee Suhyun)
Yanıp sönüyor trafik ışıkları
Yerde yuvarlanıyor sonbahar yaprakları
Hepsi işini yapıyor, peki ben neden böyleyim?
Sensiz de ışıl ışıl geceler
Bahara dönecek sonbahar da
Peki ben neden böyleyim?
Ben ne için yaşayayım?

(Tablo)
Gene yapacak bir şeylerim vardı bugün de
Bulaşıkları yıkamak, odamı temizlemek, masamı toplamak...
Nasıl da minnettardım üzerinde düşünmeye gerek kalmadan yerli yerine oturan şeylere
Şimdi ise zamanında yapmadan bıraktığım ev işleri dönüştü kırılmış ben için bir rehbere
Ellerin benimkileri bıraktığında, zamanın aceleci elleri geçti yerine
Okumadan bıraktığım bir kitabın son sayfalarını çevirirken buldum kendimi
Belki de bunlar kalp kırıklığının faydaları
Endişelenme, oldukça meşgulüm gördüğün gibi
Programım dolu, sen kendin için endişelen
Arkanda bıraktığın işler için teşekkürler

(Lee Suhyun)
Yanıp sönüyor trafik ışıkları
Yerde yuvarlanıyor sonbahar yaprakları
Hepsi işini yapıyor, peki ben neden böyleyim?
Sensiz de ışıl ışıl geceler
Bahara dönecek sonbahar da
Peki ben neden böyleyim?
Ben ne için yaşayayım?

(Mithra Jin)
Kanepeye uzanıyorum, televizyon açık
Bir buçuk saattir kanallar arasında dolanıyordum...
Kenara fırlattığım telefonumun çaldığını duyuyorum
Kimmiş arayan, fark etmiyor - Hazırlanıp dışarı çıkıyorum
Şu anda saat 11:30; eskiden çoktan uyumuş olurdum
Bugünlerde oradan buradan sürekli davetler alıyorum
Dopdolu bir gün... Ve dengesiz tıpkı benim gibi
Tüketmeye çalışıyorum ama daima dokunmadan bırakıyorum bir şeyi
Emin değilim hangisi; zaman mı yoksa hislerim mi?
Yarın da bugünün tekrar gösterimi olacak
Açıkçası korkuyorum;
Doldurmaya çalışmama rağmen kalbim hep boş kalacak

(Lee Suhyun)
Yanıp sönüyor trafik ışıkları
Yerde yuvarlanıyor sonbahar yaprakları
Hepsi işini yapıyor, peki ben neden böyleyim?
Sensiz de ışıl ışıl geceler
Bahara dönecek sonbahar da
Peki ben neden böyleyim?
Ben ne için yaşayayım?


BLEED

(Mithra Jin)
Tek bir satır yazmanın gecelerce sürmesi kızdırıyor beni
Söyleyecek çok şeyim olan on yol öncenin aksine
Yapmak istediğim hakkında konuşacağım daha az şey olur oldu zaman geçtikçe
Beklentiler ve ağır sorumluluklar kaldı hepsinin gerisinde.
Şimdiki adresim? Güzel bir ev tepenin üstünde
Ya çeneyi kapamalı ya da korkudan daha çok ilgi odağı olmalı
Ya da çığlık atmalı ama kulağa güzel gelmesini sağlamalı.
Özlüyorum binaların bodrum katında olduğumuz o zamanları.

(Tablo)
O zamanlar hepsini yapacak başka bir şeyim olmadığından yapmıştım
Şimdilerde elimden alınmasından korktuğumdan yapıyorum
O zamanlar kaybedecek hiçbir şeyim yoktu
Şimdilerde her şeyimi kaybedebilirim
O zamanlar şimdiye sahip olmayı dilerdim
Şimdilerde tek dileğim geçmiş.
Dostum, bu durum ruhumu öldürüyor, ritmimi aksatıyor.
Şimdilerde daha yükseğe zıplamaya kalktığımda karşıma tavan çıkıyor
Sadece koca bir baş ağrısı
Ulaştığım nokta bütün fantezilerimin benden koparıldığı bir ruh hali
Benim için "aşağısı" "asla anlaşılamamak" "yukarısı" "çok fazla düşünmek".

Beni öldürmeyen şey sadece kan içinde bırakıyor
Bu yüzden ben de kanıyorum bu breakbeat boyunca
Cızırdat bir 16lık daha
("Spin another 16"in tam açılımı şu: 16 16lık barı kastediyor yani hiphopta o sürekli tekrar eden beatin 16 vuruşunu. Rapperlar parçalarını eslerle takip edebilmek için bunun üzerine yazıyor böyleyece hem kafiye hem de ritmi takip edebilmiş oluyorlar. Sürekli başa sardığı için de "spin". En uygun çeviri bu gibi geldi o yüzden..
Aşağıdaki "it goes on and on" kısmı da hem bu 16lık barın sürekli tekrarını hem de her şeyin sürekli tekrara düşüp devam etmesini kastediyor.)
Boş kalbimi dolduran gece olsa da güneş yükselmeli
Böyle devam ediyor da ediyor...

Beni öldürmeyen şey sadece kan içinde bırakıyor
Bu yüzden ben de kanıyorum bu breakbeat boyunca
Cızırdat bir 16lık daha
Boş kalbimi dolduran gece olsa da güneş yükselmeli
Böyle devam ediyor da ediyor...

(Tablo)
Fanlarıma üzülüyorum, zor beni sevmek
Bütün dönüşleriyle bu hayat yolculuğumda bana eşlik ettiklerini düşünürsek
Benim ayak bastığım yerin kaderi çökmek
Ama beni sevmekten daha kolay olsa da beni terk etmek
Benimleydiniz bütün yükseliş ve düşüşlerde
İşte kalbim, işte kanım, her şeyimi size vereceğim
Daha açmadan solsa da gülümsemelerimiz
Hiç açmamış çiçekler de bir bahçe oluşturur nasıl olsa...

(Mithra Jin)
Kalbimdeki endişeleri boşaltamadığımdan boşaltıyorum kadehimi
Kendi hırslarım ve başkalarına verdiğim eğlence hep önde, ailemin yalnızlığı ise ikinci
"Seni seviyorum" gibi laflar edemem ama doldurmak gerek bu 16 dizeyi
Bir gün uzunca bir süreliğine bir yerlere gideceğimize söz vermiştim
Ama bu gece masamın başında pineklemeliyim

Beni öldürmeyen şey sadece kan içinde bırakıyor
Bu yüzden ben de kanıyorum bu breakbeat boyunca
Cızırdat bir 16lık daha
Boş kalbimi dolduran gece olsa da güneş yükselmeli
Böyle devam ediyor da ediyor...

Emekli olma, dağılma - her sene ağzımızdan çıkan sözler
Ama ayrılmadan geçen 14 yılı oldu
Kimi zaman balgam kimi zaman kan - bütün gece öksürdük durduk
Bu acının karşılığını ödeyecek bir çek yoktu
Gene derin bir nefes alıp doğru sahneye
Ve gene defterini açıp içini kelimelere dökmece
Sen kanadığında ben de kanadım
Peki ben kanarken sen kanayacak mısın?

Beni öldürmeyen şey sadece kan içinde bırakıyor
Bu yüzden ben de kanıyorum bu breakbeat boyunca
Cızırdat bir 16lık daha
Boş kalbimi dolduran gece olsa da güneş yükselmeli
Böyle devam ediyor da ediyor...

Beni öldürmeyen şey sadece kan içinde bırakıyor
Bu yüzden ben de kanıyorum bu breakbeat boyunca
Cızırdat bir 16lık daha
Boş kalbimi dolduran gece olsa da güneş yükselmeli
Böyle devam ediyor da ediyor...


US AGAINST THE WORLD 



(Tablo)
Nasıl gidiyor? Uzun zamandır sesin çıkmıyor
Ben albüm hazırlığıyla meşgulüm - ve çocuk yetiştirmek çok zor.
Bir iki tek için bile buluşmak imkansız daima görüşeceğimize söz versek de
Bu hafta sonu herkes toplanacakmış diye duydum geçenlerde?
Hepsine selam söyle, ben artık bir dahaki sefere...
Kim Wontae kızacak gene orada olmayacağımı öğrenince
Kulaklarım çınlayacak bütün gece.
Artık grup konuşmamız yeni yıl dilekleriyle dolar oldu nedense
Daha fazla iletişime geçmeye çalışacağım. Kusura bakma, hata bende
Hepimizin kendi hayatıyla meşgul olması güzel, yalnızlık üzerimize çökmesin de
Hiçbir haberin iyi haber olmadığını söylerler, ama böyle düşünceler bu dünya için koca bir tehlike
Bir şey olursa ara beni
Çünkü arkadaşlarım daima hayallerimden daha önemli
Sonuçta bir zamanlar bütün dünyamız o mahallemizdi.

Arkadaşız biz dostum
Özür dilenecek bir şey yok dostum
Ne yaparsan yap ben anlayışla karşılarım
Sonuçta bütün dünyaya karşı biz varız
Aşklarımız bizi terk ettiğinde
Daima yanımda olan arkadaşlarım
Bütün dünyaya karşı biz varız

(Mithra Jin)
O masum olduğumuz günlere geri dönesim var
Sırt çantamın sorumluluklarımdan daha ağır olduğu o zamanlara
Küçükken bir top yetiyordu bolca mutlu olmaya
Ama yetişkinler çok çabaladı o mutluluğu kovalamaya
Her yıl daha fazla telefon numarası listeme eklendi
Selamlaşmalar yerine kartvizitler verildi
Bunların arasındaki tek eksik huzur:
Arkadaşlarım camın altından bana seslendiğinde hissettiğim.
Şimdi birilerini çağırmak zor geliyor
Bir telefon olsa da ellerimin arasında
Bardağımı bütün gece endişelerimde dolduruyorum
Onlarsa sabah havasına dolanıyorlar gidecek yerleri yokmuşçasına
Boşlukla sarhoş oluyorum, yıllar sonra ilk defa yıllığımı açıyorum
Hatırlayacak çok şey var.
Bu dünyaya karşı çok şey kaybetmiş olsak da
Bana kaybetmeye değecek bir şeyler vermiş o eski zamanlara minnet duyuyorum

Arkadaşız biz dostum
Özür dilenecek bir şey yok dostum
Ne yaparsan yap ben anlayışla karşılarım
Sonuçta bütün dünyaya karşı biz varız
Aşklarımız bizi terk ettiğinde
Daima yanımda olan arkadaşlarım
Bütün dünyaya karşı biz varız

Aynı hayallerin peşinde koşarken
Kaybettiğimizde aynı acıyı hissettik
Aynı sopalardan dayak yedik
Biz böyle büyüdük dostlarım
Şimdilerde bir sigara tüttürürken
Sert bir içkiyi yudumlarken
Acımasızca geçen yıllarla yüzleşiyoruz
Beraberce yaşlanıyoruz...

Arkadaşız biz dostum
Özür dilenecek bir şey yok dostum
Ne yaparsan yap ben anlayışla karşılarım
Sonuçta bütün dünyaya karşı biz varız
Aşklarımız bizi terk ettiğinde
Daima yanımda olan arkadaşlarım
Bütün dünyaya karşı biz varız

Mutlu ol dostum
Zengin ol dostum
Doğru kişilerle tanışıp güzelce yaşa dostum
Mutlu ol dostum
Zengin ol dostum
Doğru kişilerle tanışıp  kızını çok sev dostum

LOST ONE (FEAT. KIM JONG WAN OF NELL)



(Kim Jong Wan)
Hatırlıyor musun
Bir avuç toza dönmüş o mutlu zamanları?
Hafif bir esintiyle dağılıp gidiverecekler diye korkuyorum
Korkuyorum...

Ben kaybolmuşum, ben kaybolmuşum
Sevdiğim her şey ağlama isteği yaratıyor içimde
Çünkü ben kaybolmuşum, evet ben kaybolmuşum
Uğruna yaşadığım her şey neden oluyor ölmeme

(Tablo)
Çocuğum, takip edeceğinde
Benim adımladığım yola bak dikkatlice
Bir gün, yanında yürümem mümkün olmayacak
O yüzden ayak izlerimi bırakıyorum ben de.
Gördün mü onları? Yok say hepsini
Takıl kolay yolu seçenlerin peşine, duruma bakılırsa cevap onların elinde
Benim seçtiğim yol bir soru işareti misali eğri olduğuna göre
Sayısız problem sana vereceği tek şey de.
Örnek alıyorsun beni
Umarım hayallerin kabusa dönmez açtığında gözlerini
Artık ben bitişe doğru koşuyorum
Sonsuzluk, iyileşme ve aradığım cevaplar mı?
Yokmuş öyle şeyler.
Koşma sebebim ailemdi, ama bu yol onları da elimden aldı
Belki de sırtıma çevrilmişti başlangıç tabancası.
Dinle beni:
Seni kabul etse de bu dünya, terk başına bırakacak olan da kendisi
Senin de bırakman gerek peşini.
Çok geç olmadan, çünkü ben de oralardan geçtim
Göz alıcı gelebilirler ama altınlarla elmasların kandırmasına izin verme seni
Alkışlarla sarhoş olma
Çünkü kimi zaman iltifatlarla bağlarlar ellerini
Önüne kırmızı halı serseler bile unutma
O rengin kendi terin ve kanından geldiğini.
Örnek alıyorsun beni
Umarım hayallerin kabusa dönmez açtığında gözlerini
Artık neredeyse sona geldim
Biliyorum para ve ünün bir anlam ifade etmediğini
Çok fazla şey kaybettim.
Neye dönüşürsen dönüş seni takdir edeceğim
Seni takdir edeceğim, bana benzemediği sürece sonun.

(Kim Jong Wan)
Ben kaybolmuşum, ben kaybolmuşum
Sevdiğim her şey ağlama isteği yaratıyor içimde
Çünkü ben kaybolmuşum, evet ben kaybolmuşum
Uğruna yaşadığım her şey neden oluyor ölmeme

(Tablo)
Benim elimden her şeyi aldılar
Ayaklarımın altından toprağı çaldılar
Beni çaresiz bir şekilde bıraktılar
Bir yalanı satabilmek uğruna
Ben de kaybettim... Bir şey kaybettim
Benim elimden her şeyi aldılar
Ayaklarımın altından toprağı çaldılar
Beni ölmeye bıraktılar
Ama mesele yok
Ben o yalanı hiç satın almadım
Ben kaybett...
Hayır siz beni kaybettiniz

Umarım hayallerine ulaşırsın
Umarım hayallerin tutunabileceğin bir şeyler gösterir sana
Çünkü başarı verdiğin kadar almakta aslında
Umarım hayallerin sana çok değerli bir şey vermez
Umarım hayallerin çok ilgi çekmez
Bir sır gibi sakla hepsini, içinde tut daima
Çünkü verdiği kadar alan bir yer bu dünya
Umarım hayallerin sadece hayal gibi şeyler olarak kalmaz
Umarım hayallerin zamanla kısıtlanmaz


MUNBAE-DONG (FEAT. CRUSH)



(Tablo)
Hala unutamıyorum aslında üzerinden yıllar geçti
Başlangıç ve sonumuzu görmüş o en sevdiğimiz yeri
Geçen gün birden bire gene aklıma geldi
Ama ziyaret ettiğimde çoktan yok olup gitmişti
Yerinde bir telefon dükkanı vardı, sanki daima oradaymış gibi
İsimlerimizi kazıdığımız köşeye ise LED bir reklam tabelası dikilmişti.
Ne tuhaf: Arama geçmişim senin isminle doluydu bir zamanlar
Ve bir süre önce seni düşünürken telefonum elimden kayıp gitmişti
Yani bu dükkanı bulduğumda telefon değiştirme vaktim de gelmişti
Ben mi çok yavaşım yoksa zaman mı hızlı akıyor bilmiyorum
Ama bir türlü bir şeyleri yakalayamıyorum
Dünya devamlı değişiyor
Ve değişmeyecek birini bulmak artık çok zor

(Crush)
Nereye, nereye?
Çünkü ben geri dönmek istiyorum
Seninle benim kaldığımız yere.
Dostum, nasıl da değişti her şey
Kim Gun Moo Taiji Boys Exhibition duyduğum yerlerde
Şimdi tek denk geldiğim trap
Dostum, nasıl da değişti her şey

(Mithra Jin)
Yirmilerimdeyken hayallerimdi her şeyim
İç geçirmeler ve endişelerle doluydu cebim
Canımın bir içki istediği gecelerde
Gençliğim ile o bardı tek tesellim.
Bugün birden bunlar aklıma düştü, direksiyonu çevirdim.
Tuttum nefesimi, neredeyse geldim
Şu binanın köşesinde olmalı
Ağaçlar cadde boyunca sıralanmış, bir kaç bank boş kalmış
Aşıklar birbirine fısıldıyor, kaldırımlar toparlanmış
Önümdeki sahne -sadece bana yaban

cı- çiğniyor anılarımı
Hiçbir şey sonsuza kadar sürmezmiş;
Ben de yavaşça topluyorum kalpsizce geçen zamandan arta kalan tozları
Gene de acaba beni hatırlayan çıkar mı?

(Crush)
Orada mı burada mı?
Benim yolum nerede uzanıyor?
Çünkü geri dönmek istiyorum
Dostum, nasıl da değişti her şey
Yağmurlu günlerde Epik High duyduğum yerlerde
Şimdi tek denk geldiğim trap
Dostum, nasıl da değişti her şey
Nasıl da değişti her şey.

Hiçbir şey sonsuza kadar sürmese de
Sana zaman denen ırmağın karşısından el sallayacağım
Çünkü bazı şeyler asla değişmez
Hiçbir şey sonsuza kadar sürmese de
Zamanın duvarının ardında seni bekliyor olacağım
Beni çağırdığında geri döneceğim
Arada sırada aklına düştüğümde geri döneceğim
Benim için gözyaşı döktüğünde geri döneceğim
Kalbinde benim için bir yer bırakırsan geri döneceğim
Sana döneceğim.


_________________________________________________________
Bitti.
Son olarak Tape 2002 7 28 bir çok farklı parçanın (büyük ihtimalle grubun kuruluşundan kalan işlerin) bir mixi. Bir tür "interlude" gibi olduğundan onu çevirmedim.
Umarım hoşunuza gider.

2 yorum: