2 Mart 2018 Cuma

Dil Öğrenmek İsteyenlere Nacizane Tavsiyeler

Ehem, Ehem... Ses kontrol deneme birr-ki-üç... Erik dalı gevrektir amaan amaa..
Tamam, özür dilerim. Buraları kurak çöllerden beter olduğundan girişte birazcık sululuk  yapayım dedim. Kötü oldu. Neyse, sonuçta paslandım, biraz gıcırdamamı affetmek zorundasınız.


Son dönemlerde yeni bir dil öğrenmeye başladığımdan ve ciddi manada yazı yazmak istediğimden böyle bir şeyler kaleme alayım dedim. Ve konu olarak da... Başlık her şeyi söylüyor.


Durum şu ki dilleri seviyorum. Şimdilik "tamam ya ben bununla idare ederim" dediğim iki dil biliyorum(İngilizce ve İspanyolca), iki tanesini öğrenmeyi deneyip "sorun sende değil bende (ama daha çok sende) güzelim" diyerek yolları ayırdım (Arapça ve Almanca), bir tanesi için şu anda kursa gidiyorum (Fransızca), bir tanesini şimdilik sadece üç kelime söyleyebilsem de hayatımın bir aşamasında en sevdiğim yazarlardan birini zevkle okuyacak kadar bilmek istiyorum (İtalyanca), bir tanesini gramer kitabını alıp iki alfabesine çalışıp kenarda bıraktım (Japonca) ve bir tanesini dinlerken az buçuk anlamama rağmen neden hala ciddi ciddi öğrenmeye yeltenmedim ben de bilmiyorum (Korece, bu sözüm de sana). Ama farklı bir dilde kelimeler bilmekten, yapısına dair genel bir bilgiye sahip olmaktan hoşlanıyorum. Benim için dil öğrenmek, öğrenmeye çalışmak heyecan verici, zevkli bir serüven daha da önemlisi farklı bir kültürü anlayabilmek için bir anahtar. Bu yüzden hepsini öğrenemeyecek olsam da bir çoğuyla etkileşime geçmeye çalışıyor, anlamlandırmayı deniyorum. Ve bir çok insanın da dil öğrenmeyi bir tür "global" dünya zorunluluğu olarak gördüklerinin onlar için stresli bir süreç olduğunun sonunda da sırf bu sebeplerden aslında hiçbir noktaya varamadıklarının farkındayım. Öyle olmaması gerekirken hem de. Çünkü aslında bu  faaliyet çok eğlenceli, hayat boyunca devam eden bir hobi gibi. Eğer bakış açınızı değiştirip dil öğrenmeyi zorunluluk yerine zevk olarak görmeye başlarsanız tabi.

Ve bu da benim basit "nasıl dil öğrenmeli?" kılavuzum. Daha önce birkaç kişi sorduğu için tekrardan yazmaya bununla başlayayım dedim. Belki birilerine yardımcı olur, daha da iyisi birilerini yeni bir dil öğrenmeye teşvik eder.
İlk olarak:

1. Kendi Dilini Unut
...Tabi ki ormana yerleşip Tarzancılık oyna şeklinde değil (İstiyorsan o ayrı, aslında sarmaşıklarda sallanmak eğlenceli olabilir). Ama yeni bir dil öğrenirken (hangi dil olursa olsun) kendi dilinin gramer kurallarına, cümle dizilimine ortak kelimelerin telaffuz şekillerine takılıp kalırsan yabancı dil de senin için yabancı olarak kalmaya devam eder. Fransızca ya da Almanca öğrenirken "erillik, dişilik mi... Masa nasıl dişil olabilir yahu?" dememeye, İngilizce ya da İspanyolca çalışırken "Neden bu kadar çok zaman var? Bizde hiç böyle değil." yorumunu yapmamaya çalış. Arapça'da kelime çekimlerine, Japonca'da üç farklı alfabe kullanacak olmana mantıksızlık değil de zenginlik olarak bak. En önemlisi "ne saçma!" deme. Her dil yüzlerce yıllık bir akışta, hem aynı milletin insanlarının hem de tamamen farklı toplumların etkileşimi ile oluşmuş bir yapı. Kendi sahip olduğuna takılıp diğerlerinin macerasını kaçırmayı bir kenara bırak.

2. Kültürü Mercek Altına Al
  Aslında bir çok insan yeni bir dil öğrenmeye karar verdiğinde bunun en büyük sebebi o dili kullanan kültüre ilgi duyması oluyor. Bu sebeple eğer yeni bir yabancı dille ilgileniyorsanız bunu zaten yapmışsınızdır. Ama iş, okul vb. zorunluluklar gerektirdiği için herhangi bir dili öğrenmeye çalışan ve zorlanan insanlara gelsin: Atladığınız nokta tam olarak bu; kültüre ilgi duyma.
 Diller hem kültürleri inşa eder, hem de onlarla beraber, onların ihtiyaçlarına göre gelişip yeniden yapılanır. İkisi neredeyse sarmal bir sütun gibi yükselir. Bu sebeple öğrenmeye çalıştığınız dilin kültürünün de peşine düşün. Eğer tarihe ilginiz varsa biraz tarihi hakkında okuyun,  mutfak kültürüne düşkünseniz yemeklerini araştırın, resimden hoşlanıyorsanız o dilin yetiştirdiği ressamlara bir göz atın... Dili öğrenirken aynı zamanda bir kültürü de anlamaya çalıştığınızı aklınızdan çıkarmayın.

3. İzle, Dinle, Oku
  Şu çağda hepimiz sürekli bir şekilde televizyon karşısındayız, yolculuk ederken kulaklıkları takıp müzik dinliyoruz ya da en azından haberlere bakmak için bir şeyler okuyoruz. Neden bunları öğrenmekte olduğun dilde yapmaya başlamayasın? Birazcık araştırma ile izlenecek film-dizi listene sevdiğin tarzda öğrendiğin yabancı dildeki  yapımı eklemeye başla. Müzik çalarını o dile ait şarkılarla doldur. Bir şeyler bakınmaya karar verdiğinde sayfayı diğer dile çevir. Eğer biraz daha cesursan (ve tabi ki ileri bir seviyedeysen) o dilde bir kitap al ve okumaya başla. Bu günlük hayatta hepimizin bir parçası olan hobileri öğrendiğin dile çevir. Hem yepyeni şeyler keşfedeceksin hem de sen farkına bile varmadan beynin bir şeyleri kapmış olacak. Sonra bir bakmışsın ilk dinlediğinde sadece zırvalama olan şarkının her kelimesini anlıyorsun. İzlediğin filmin ilk on dakikasında alt yazı yokmuş ve sen fark etmemişsin bile! Sonra gelsin en sevdiğin yazarlardan birini bizzat kendi yazdığı dilde okuyup, kahveni yudumlarken "Çevirmen korkunç iş çıkarmış azizim" deme keyfi~

4. Konuşacak Birilerini Bul
 Diller iletişim kurmak için var. Eeee insanlar da konuşa konuşa olduğuna göre... Pratik yapacak birini bul. Öğrenmek istediğin dili öğrenmesi için bir başka arkadaşını ikna et, internetteki dil uygulamalarından birini bul, konuşma gruplarına katıl (üniversitelerde ve bazı kurslarda var), yabancı arkadaşlar edin... Bilmiyorum ama o dili günlük hayat formatında kullanacağın bir alan yarat kendine. 
 Not: Gene de bunu Türk bir arkadaşınla yapmak ciddi öz disiplin gerektiriyor. Bir bakmışsınız gene kendi dilinizde sohbete geri dönmüşsünüz. Ayrıca benim kişisel tavsiyem ana dili öğrenmeye çalıştığınız dil olan bir yabancı bulamayacak olsanız bile konuşma arkadaşı olarak seviyesi sizden ileri birini kafalamaya bakın. Aynı seviyedeki biriyle (ikiniz de ileri değilseniz tabi) sadece aynı halkada dönüp durursunuz. Aşağı seviyedeki birinin ise size pek de katkısı olmaz. O yüzden ufak çaplı bir çakallık yapın ve size bir şeyler kazandırabilecek, hata yaptığınızda yerleşmesine neden olmak yerine düzelmesine yardım edecek birini yol arkadaşı olarak seçin kendinize.

5. Hata Yapmaktan Korkma
 Bence (ve benim için de) bu en zor kısımlardan biri aslında: Yeni bir dille ilgilenmeye başladığımda hata yapmaktan, özellikle yanlış telaffuz etmekten çok çekindiğim için konuşma kısmını es geçmeye yelteniyorum. Oysa bu eninde sonunda iletişim kurmak için bir dili öğrendiğimizi düşünürsek kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülük. Öğrenmeye çalıştığımız dil bizim ana dilimiz değil, büyük ihtimalle çocukken aşırı etkileşim içinde bulunduğumuz bu sebeple tanışıklığımız olan bir yapı da değil. Tamamen yeni bir alandayız. Bu sebeple gırtlak yapımıza uygunluğu bile tartışılır  bazı sesleri çıkaramamız normal. Beynimizin yıllardır alıştığı dile geri dönmek isteyip araya Türkçe bir kelime serpiştirme ihtiyacıyla kıvranması normal. Güzel güzel konuşurken bir anda söylemek istediğimiz kelimeyi bulamayıp "neydi bu ya?" diye kendimizi yırtmamız normal. Hata yapmamız çok normal. Birincide ikincide üçüncüde... Bir noktada onları düzelttikten sonra gerçekten mesele yok. Derin bir nefes al ve telaffuzu birinden ya da bir yerden tekrar dinle. Karşındaki insanla konuşurken o yabancı dilde "Siz bunu nasıl diyordunuz?" diye başlayarak nesneyi veya durumu tarif etmeye çalış. Ne yaparsan yap ama...

6. Kendine Karşı Çok da Acımasız Olma
 Sizi bilmiyorum ama ben her ne olursa olsun yeni bir şey öğrenirken bunu kendime çok yaparım: Sürekli olarak "yapamıyorsun, olmuyor, içine ettin" deme halini yani.
 Bunu. Kendinize. Yapmayın.
 Hani derler ya "insanın en büyük engeli gene kendisidir" diye. Bazı durumlar için tartışılabilir olsa da yabancı dil öğreniminde bu cümle kesinlikle doğru. Siz "yapamayacağım" dediğiniz anda gerçekten de yapamıyorsunuz. O "r"ler bir Fransız gibi gırtlaktan çıkmıyorsa ne olmuş yani? Bir süre sonra alışacaksın işte. Şimdilik üzerinde çalışırken yuvarlamakla yetin. "Olmuyor" dediğinde fark etmediğin şey "Şu anda olmuyor" olduğu. Ama olacak. Sadece üzerinde çalışmaya devam et. Kendine zaman tanı. Kendine karşı sabırlı ol.
  (Tabi bunu "sal gitsin canım yaaa, elbet öğrenirsin bir yerde" şeklinde söylemiyorum. Çünkü öyle yaparsan emin ol, öğrenemezsin. Sadece kendini yerden yere vurup kendi potansiyelini bizzat kendin tüketme, kendini öğrenmek için çabaladığın dilden soğutma, o kadar.)

7. Tadını Çıkar
 Belki de en önemlisi bu. Ciddi manada eğlen. Öğrendiğin her kelime heyecanlandırsın seni. Bir gün bir kitabı tamamen o dilde okuduğunu, ana dili o olan biriyle güzelce bir akşam sohbeti edip gülüştüğünü hayal edip mutlu ol. Sen önüne kapatılmış kapıyı aralamaya, bir şeyleri anlamlandırmasının önüne engel olarak dikilmiş bir bariyeri aşmaya adım atmış birisin. Kurabildiğin her cümle seni farklı bir kültüre ait insanları anlamaya ve onların da seni anlamasına yaklaştırıyor olacak. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Yani tadını çıkar. Dili koca bir gramer kitabı, saatlerce süren dersler, stresli sınavlar olarak görme. Ona bir kültürün aynası olarak bakmayı öğren. Fark edeceksin ki herhangi bir dilin farklılığından zevk almaya başladıkça, başka insanların farklılığını da bir zenginlik olarak görmeye başlayacaksın. Sadece söyleyebildiğin kelime sayısı değil, dünyaya dair algın da değişecek. CVnde bildiği yabancı diller kısmına yazacaklarının sayısı değil, senin bakış açın da zenginleşecek. Kendine daha fazla güveneceksin. Ve kesinlikle daha iyi hissedeceksin.


 Biliyorum, bunlar oldukça sıradan, her yerde bulabileceğiniz tavsiyeler. Ama bazen insanlar bana özellikle İngilizce konusunda "Sen nasıl öğrendin? Ben neler yapabilirim?" diye soruyordu. Yeniden bir dil öğrenmeye başladığım şu dönemde kendimin de hepsini gözden geçirmem gerekti açıkçası. O yüzden hem dil öğrenmeye çalışanlara hem de içten içe kendime bir hatırlatma olsun diye (ayrıca da ölümüne yeniden yazı yazmak istediğimden) bir şeyler karalayayım dedim. Benim genel dil öğrenme serüvenim her seferinde bu şekilde işliyor: Girdiğim bölgenin tamamen yeni bir alan olduğunu kabul ediyorum ve bildiğim diğer dillerle karşılaştırmayı (eğer benzer bağlamları bana yardımcı olmayacaksa) bir kenara bırakıyorum, canım sıkıldıkça o dilin konuşulduğu ülkelerden ilgimi çekenlerin tarihi ve genel kültürü hakkında bir şeyler okuyorum, sinema ve müzik sektörüne balıklama dalıyorum, hemen onu konuşan birilerini bulmaya çalışıyorum ve... Tadını çıkarıyorum. Grameri, nasıl defter tutmak lazımı, hangi kitaplar kullanılmalı, hangi app/site/dil kursu daha iyi, nesnelerin üzerine yabancı etiketler yapıştırsam nasıl olur, kendime bir kavanoz yapsam ve içine kelimeleri atsam her gün bir tane çeksem diğer dildekini tahmin etmeye çalışsam mesela (bu arada benim daha küçükken İngilizce öğrenme oyunumdu bu, uğraştırıcı ama işe yarıyor), sabah mı çalışmalı yoksa güneş ışınları 45 derecelik açıyla kayın ağacının üzerine düştüğünde mi... Bunlar sizin bileceğiniz işler. Herkesin çalışma metodu farklı. Ama yukarıda sıraladıklarımın hem her dil hem de her insan için geçerli olduğunu düşünüyorum. Ve kesinlikle işe yarıyorlar. Test edildi, onaylandı :D

Umarım bu yazı okuyan sizlere yardımcı olur ve daha da önemlisi birazcık ilham ve çalışma şevki verir.

Diplerden gelen not: Gerçekten blog yazmaya geri dönmek istiyorum ama ne hakkında yazacağımı  bir türlü tutturamıyorum. Özellikle hakkında saçmalamamı istediğiniz bir şey varsa lütfen aşağıya bir yorumcuk  bırakın. Böylece ben de ilham bulmuş olurum. Yazmayı ve özellikle burayı özledim çünkü.

4 yorum:

  1. Allahım,sonunda! Nym,sahalara geri döndü!
    Dil konusunda aşırı aç bir insanım ben de.Bir gün İtalyanca öğrenmek isterken diğer gün Portekizce öğrenmek istiyorum falan.Keşke hepsini aynı anda yapabilseydim lndldgsm
    Bayağı iyi maddeler sıralamışsın Nym ama bunlar bende işe yaramıyor yahu.Ben nasıl dil öğreniyorum bilmiyorum.Sorduklarında elle tutulur birşey söyleyemiyorum çünkü gerçekten ne yaptığımı bilmiyorum.Ama öğreniyorum birşeyler.Her tarafımdan gariplik akıyor resmen :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar bana sorduğunda ben de önce bir "bilmiyorum ki..." oluyorum aslında. Çünkü dil öğrenmek öyle pat diye olan bir şey değil. Kendin bile fark etmiyorsun aslında, bir bakmışsın anlıyorsun ve konuşuyorsun.
      Ben de ölümüne açım dil konusunda. Resmen çirkin bir oburluk ama bu, çünkü birçoğu hakkında bir şeyler biliyorum ama hiçbirini tam olarak bilmiyorum. Eh böyle olunca da çok işe yaramıyor tabi. O yüzden biraz diyete girmeye karar verdim artık, daha planlı çalışacağım. Mesela şu anda sadece Fransızca için kursa giderken bir yandan da İngilizceme göre yerlerde olan İspanyolcama çalışıyorum. Bu senenin hedefi kışa kadar bu ikisinde ilerlemek. Hedeflerimi daralttım ki, gerçekten bir noktaya varabileyim. Yoksa bir nane olacağı yok :D
      Ve cidden sonunda yani... Bir yazı postalamayı becerebildiğim için o kadar mutluyum ki. Resmen içim şişmiş de haberim yokmuş. Eskisi gibi aktif olursam tadımdan yenmeyeceğim valla~hahahaha

      Sil
  2. Merhaba bir aralar Kore bursuna başvurmuştunuz neler oldu acaba kazanabildiniz mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok geç cevap için özür dilerim. Ben hiçbir zaman Kore bursuna başvurmadım, o yazıyı bir arkadaşım yazdı ve ulaşılabilir olması için benim blogumda yayınlamak istedi.

      Sil