8 Şubat 2014 Cumartesi

Gain "Fxxk You" ve "Truth or Dare" MV İncelemeleri


 Normalde MV incelemesi yapmam ama... Özellikle Truth or Dare MVsini çok beğendiğimden  seferlik bir değişiklik olsun dedim XD


Truth or Dare

Daha yüksek sesle olsun, daha çok olsun, sıcağı sıcağına olsun~

 Yukarıdaki cümle Gain'in yeni çıkış şarkısı Truth or Dare'den en sevdiği dize. Gain bu cümlenin içinde bulunduğu durumu, şarkının ve kendisinin anlatmak istediklerini özetlediğini söylüyor. Peki kendisi gerçekten bize ne anlatmak istiyor?

 Brown Eyed Girls üyesi Gain bu ayın 5inde üçüncü solo mini albümü Truth or Dare ile piyasaya geri dönüş yaptı. Albümün çıkışının öncesinde tanıtım amacıyla genel seksi imajına uygun olarak Bumkey'yin eşlik ettiği Fxxk You isimli şarkısına çektiği MVyi yayınladı, ardından ise neredeyse 8 dakikalık Truth or Dare MVsi geldi. Ki kendisi bu yazının ana konusu.

"Gain hakkında bir çok insandan farklı şeyler duydum. Pek de iyi şeyler değillerdi."

 MV bir muhabir olan Hu Jiwoong'un bu sözleriyle başlıyor. Bundan sonra Gain'in şimdiye kadar çalıştığı bir çok insanı görüyoruz: Bestekarlar, fotoğrafçılar, IU, Jo Kwon ve Brown Eyed Girls gibi idoller, Tayvanlı ünlü yıldız Show Lo, CEOlar... Arada Gain'in dengesiz ve anlatılanlara uygun bir imaj sergilediği kamera arkalarıyla kesilen bu kısa sohbetlere katılan insanların hepsi Gain hakkında pek de hoş olmayan bir şeyler söylüyorlar. Sahte bir belgesel tadındaki bu başlangıç bir süre sonra gene Hu Jiwoong'un sunduğu Truth or Dare isimli bir programa dönüşüyor ve muhabir Gain'e ilk sorusunu soruyor:

"-Gain hakkında en çok dedikodusu bulunan ünlülerden biri olduğunu biliyor musun?
-Peki siz neyi merak ediyorsunuz?"

 Bu cümleden sonra gene arada neredeyse şarkı sözlerine cevap veriyormuş gibi yerleştirilmiş söyleşilerle devam eden bir şarkı ilerleyişiyle karşılaşıyoruz. Şarkıda Gain hakkında yapılan dedikoduların gerçekle hiçbir alakası olmadığını iddia ediyor ama aynı zamanda insanlara buna devam etmelerini söylüyor. Çünkü ona ününü getirenin artık o her kimse kendisi yani Son Gain değil, hakkında yalan ya da doğru tonlarca dedikodusu bulunan seksi idol Gain olduğunun farkında. Bu yüzden diyor ki "Gerçeği bilmek istiyorsunuz ama önemli olan hakkımda konuşuyor olmanız."

...Ben sadece gülümseyeceğim, bu kolay benim için...

 Şarkıda böyle diyor olsa da bunun hakkında ne kadar soğukkanlı olmaya çalışırsa çalışsın, mantıklı düşündüğüne bunun ünlü hayatına katkısını göreceğini bilirse bilsin aslında Gain'in hakkındaki dedikodulara dair rahatsızlığını sürekli yalanlama çabasında olmasından, bu dedikodu sahiplerini "küçük bir aptal" diyerek aşağılamasından anlayabiliyorsunuz. Güven dolu, seksi imajının altındaki bu insani kırılganlıkla da mevzuyu kişiselden bütün ünlü hayatların bunalımına hatta genel olarak insan hayatına taşıma olanağı yakalıyor. Sonuçta hangimiz gerçekten oynamadığımızı iddia edebilecek noktadayız ki? Aslında diğer kpop MVlerine oranla basit görülebilecek hatta sıkıcı bulunabilecek Truth or Dare'in çekiciliği de burada yatıyor zaten: Bir yalanın içinden gerçeği gösterme çabasında.

 ...Açıkçası senin söylediklerine bağlı benim nasıl bir insan olduğum...


 Gain ilk dizenin şarkının temeli olduğunu söylemiş olabilir ama bence şarkının da konseptin de ana fikri Truth or Dare'in son verseünde geçen bu cümle. Çünkü ünlüler için gerçekten de durum bu. Onların nasıl bir insan olduğu tamamen haklarında söylenenlere, onlar için yaratılmış konsepte, fanlarının hatta antilerinin onların ne olduğuna inandığına bağlı. Hepimiz bir maske görüyor, onun hakkında yorumla yapıyor, buna bağlı olarak onu seviyor ve nefret ediyoruz. Onların ne olduğunu belirleyen bizim onların hakkında ne söylediğimizden başka bir şey değil bir yerde. İşte Gain bunu biliyor ve bu ikilemin içinde çırpınıyor. Aslında dedikoduların yarattığı kendisini itmek isterken bir yandan da onu koruma çabasına giriyor, çünkü biliyor ki sahip olduğu tek şey o kabuk aslında. Bu bir tür bunalımsal paradoks gibi. 

-Ağlıyor musun?
-Ağlarsam her şey affedilir.

 Şarkı kısmı sona erince kendimizi bir fotoğraf çekiminde buluyoruz: Gain burada daha masum bir imaj çiziyor, bir tür hayalleri olan genç kız ortamı. Açıkçası ben tam olarak oynamaya burada başladığını düşünüyorum; kırılganlığında bir yapaylık var çünkü.  Fotoğraf çekimi Gain'in "Hoşlandığım tek bir şey yok", "Görmek istediklerini görüyorlar. Elimden bir şey gelmez", "Evden çıktığım anda rol yapmaya başlıyorum" gibi iç dökmelerini içeren stüdyo röportajlarıyla kesiliyor. Burada bile Gain'in tamamen doğruyu söylediğinden emin olmak mümkün olmuyor aslında çünkü bu kesitlerde kurduğu cümlelerden birisi durumun vurucu özetini geçiyor:

Her şey... Sadece... Gain'in konsepti işte.

 Evet izlediğimiz MV bir konsept, gördüğümüz Gain -burada Gain'i bir simge olarak kabul edip bütün kpop deme noktasındayım açıkçası- bir konsept, gerçekleri anlatmasını umduğumuz şarkılar bir konsept, her şey insanları çekmek için hazırlanmış, adım adım incelikle planlanmış bir konsept. Hepsi bir tür kandırmaca, hepsi yapay, hepsi plastik. Onları sahici yapan bizim inanmayı seçmemiz. Oyunu gerçek yapan bizim onun gerçek olduğuna inanacak güce sahip olmamız. Bu sebeple Gain'in de en sonunda dediği gibi:

Zaten yaşam... Bir oyun değil mi?

Fxxk You

 Aslında yukarıda da belirttiğim gibi Fxxk You ilk çıkan müzik videosuydu ama nedense içimden bir ses bu sırayla yazmamı söyledi. Ben de onu dinliyorum işte...

 Fxxk You MVsi şiddet ve zorlamayla harmanlanmış bir aşk hikayesinin kapana kısılmışlık öyküsü olarak tanımlanabilir sanırım. Oldukça karanlık bir ortama sahip zaten erkek karakterin benzinle yıkanmışken kibrit çakılması ve sonradan mahvolan pastanın üzerindeki mumlar düşünüldüğünde ışık sadece tehlike çağrıştırıyor MV boyunca. 

 Cinselliğe doğru yol alan ve sıkça yer verilmiş şiddet sahnelerinin çok da zorlama görünmemesi videonun en büyük artısı benim gözümde. Gain de Joo Jihoon da bu açıdan iyi bir iş çıkarmış. Şarkı sözleriyle uyumu da bir başka pozitif yanı tabi. Çünkü sözlerle görüntüler birleştiğinde birbirini tamamlıyor ve hikayenin hem görüntüsel hem de lirik açıdan açık kalan noktaları örtülüyor. 

 Hikaye iki açıdan ilerliyor: Bir tarafta kadını elinde tutmak için elinden ne gelirse yapabilecek, istediğini elde etmek için zorlamadan ve tehditlerden çekinmeyecek, bu takıntısının içinde neredeyse kaybolmuş bir erkek diğer tarafta ise artık içinde bulundukları durumu açıkça istemiyor olmasına rağmen bir sebepten -belki de en az erkeğin kendisine takıntılı olduğu kadar ona bağlı olduğundan- gidemeten bir kadın var. Ve biz de bunların yörüngesinden şaşmış aşkları içinde yalpalamalarına tanık oluyoruz. 

 Buraya kadar her şey iyi hoş da... Videonun sonunda ne olduğu kesin değil. Banyo sahnesinde Gain'i kanlar içinde görüyoruz, ardından iki karakterin de benzine bulanmış bir halde Joo Jihoon'un elinde bir çakmakla durdukları kısım var. Son olarak da Joo Jihoon'un Gain'in neredeyse "sonunda" diyen bakışları altında pastanın içine düşmesi. Bunların hepsi bir tür kabus-rüya olabilir. Ya da gösteriliş sırasına göre değerlendirip kanın Gain'in çektiği acıyı temsil ettiğini düşünebiliriz. Ardından çakmak sahnesini öncesinde Gain'in bir yerde saklanıp oranın aralığından erkek karakterin kendini benzine bulamasını izlediğini göz önünde bulundurarak ilişkilerinin içinde daima olan tehditlerden biri olarak kabul edebiliriz. Pasta sahnesi ise sırf Gain'in beklenti dolu bakışları kaynak alınarak sonunda gelen intikam olarak değerlendirilebilir. Eğer sonunda Joo Jihoon'u bir ayna karşısında başı bacaklarının arasında görüyor olmasaydık... Bu sebeple ben bütün bunları ilişkinin kısır döngüsünün bir parçası olarak yorumluyor ve hala hiçbir şeyin bitmediğini, MVnin bir son sunmaktan bilerek kaçındığını düşünüyorum. Bize sadece çarpık bir ilişkinin bunalımlı kesitini gösteriyor, o kadar. Bir noktaya varma amacı yok, hatta bir şey anlatma amacı yok. Sadece bir durum, hepsi bu.

 MVnin sanat yönetiminden, kamera kullanımını beğendim. Önceki Gain çıkışı Bloom'la olan karşıtlığı ise durumu daha da ilgi çekici kılıyor benim gözümde. Gene de duş perdesi sahnesine karşı beslediğim tedirginlik ve Truth or Dare konseptinin üzerimdeki etkisi sebebiyle Fxxk You biraz daha geri planda kaldı benim için.

______________________________________

 Albüme gelince... Çok özel bir şey yok ama şarkılar genel olarak güzel bence. Eğer Gain'in sesini seviyorsanız -malum, ben seviyorum- kaçırmanız zararınıza olur.

 Albümün kalan şarkılarını da çevireceğim, ilgilenenler youtube kanalımdan takip edebilir ^^

Kaçtım... Şimdilik.

13 yorum:

  1. Merhaba

    Bir önceki yazına yorum yapmadım; çünkü karışıktı, ne yazacağımı bilemedim. Okudum sadece. :)

    Evet Gain gelecek olursak geçen gün Fxxk You şarkısının çeviri videosunu izledim. Sözler çok çarpıcı geldi bir de daha önce dinlememiştim böyle bir şarkıyı farklı geldi.




    Truth or Dare şarkısını konsepti için bayağı düşünmüşler bence. Acaba ne yapalım da ilgiyi üstümüze çekilim. Ama güzel olmuş ben beğendim. Bir değişik geldi.

    Benden bu kadar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bir aman ilgi çekelim çabası olduğunu düşünmüyorum bunun. Zira kimse sözlere bakmamış gibi, hiçbir tartışma falan yaratmadı yani. Anlamak isteyene yapmışlar bunu, herkes gene Gain'in çıplaklığından konuşacaktır.

      Sil
  2. Söyleyeceğim çok bir şey yok aslında. Truth or Dare'ın klibinin bir efsane olması gerektiğini düşünüyorum. Klibin ifade ettiği asıl mesaja gelirsek piyasayla yeterince ilgilenmiş herkes olayın aslını astarını biliyor. Ne var ki bu bilmek istemeyeceğimiz bir şey. Görmezden gelmek daha kolay...

    "Onları sahici yapan bizim inanmayı seçmemiz." Richard Bach'ın Hipnozcu'su geldi aklıma. Kendi hayatımız için her zaman olmasa da onlar için seçim yapma şansımız varsa neden yapmayalım? İşte insanların düşünme tarzı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de efsane MVlerden biri olması lazım ama büyük ihtimalle kimsenin dikkatini çekmeyecek. Bloom'un da masumiyetini görmezden gelip direkt seks damgası yapıştırmışlardı mesela. Oysa o MV "bir çiçeğin açılışını" anlatıyordu hem de oldukça güzel bir biçimde. İnsanlar seksüel içeriği sadece şehvetle yaftalıyor onun da masum, içten, güzel olabileceği durumlar olduğunu göremiyorlar genelde. Bence çarpık bir bakış açısı bu.

      Sen Richard Bach deyince de benim aklıma Martı geldi :D Hipnozcu'yu okumadım ben, aslında itinayla kaçtığım bir kitap. Çünkü benim hayata dair bakış açılarımdan/yorumlarımdan birine fazlasıyla yakın olduğunu biliyorum, onu okuduktan sonra bu malum bakış açımın daha da merkeze oturmasından çekiniyorum açıkçası. Gerçeklikle bağımı kaybetmek çekici olduğu kadar bende olmayan büyük bir cesareti isteyen bir şey :D

      Sil
    2. Bunun için onları çok suçlamamak lazım. O kadar fazla var ki o tiplemelerden, insanlardan "Aha bir tane daha" deyiveriyorlar. Ama şarkıyı dinleyenler... Bizim gibi "Anlamı neymiş ki bunun?" diye google'a bla bla lyrics yazmak zorunda bile değiller! Duyduklarında biraz olsun anlamaları gerekmez mi?!

      Evet bu düşünce tarzı gerçekten çok çekici. :D Ablam bunu gündeme getirdiğinde şiddetli tartışmalar yapmıştık. Kitap ilerlerken varlık ve gerçeklik konusunda zaman şüpheye düşen insanlara asla bu kitabı tavsiye etmeyeceğimi düşünüyordum. -Ben mi? Uzun süre düşünerek kendim ulaştığım bir 'doğru'dan ödün vermeyecek kadar tutucu olduğum için sıkıntı yok :D- Ama kitap bittiğinde vazgeçtim, benim yapacağım türden bir finaldi. Bu düşüncede olan insanların hayatlarını kolaylaştıracak türden... Demem o ki bence okuyabilirsin ama muhakkak sonuna kadar git. Yoksa sonra gerçekliğe ulaşmak için kendini de-hipnotize falan etmeni istemem :D

      Sil
    3. Ben direkt Kore'deki yorumlardan bahsediyordum zaten, Koreli olmayan fanları düşünmemiştim yazarken. O sebeple eleştirdim. Yoksa ben de Loen İngilizce çeviriyle yayınlama zahmetine katlanmasa ve genelde anlamlarıyla ilgilenmeyen birisi olsam kesinlikle bir halt anlamaz bu sebeple şarkıyı basit bulup geçerdim.

      Büyük ihtimal okuyacağım zaten kendime yasakladığım şeyleri mutlaka yapmak gibi hiç de hoş olmayan bir huyum var :D Son zamanlarda yazarları okumaktan çok onlarla tartışıyorum zaten, belki de şu an okumak için en uygun zamandır o yüzden.
      Ahahahaha döneminin İngiliz yazarları gibi gerçeği bulmak için mi yani? :D Hipnoz seansları edebiyatta gerçekten gruplarla yapılmış bir şey bir dönem, ayrıca sırf zihni açmak için uyuşturucu kullanan edebi gruplar da varmış zamanında.

      Sil
  3. Doğruyu söylemek gerekirse yazını görmesem bu iki şarkıyı da dinlemez,mvsini izlemezdim. Fakat ilk birkaç cümlen dikkatimi çekince hadi izliyim dedim.
    Truth or Dare çok zekice planlanmış bir mv idi. Aynı şekilde sözleri de.Beğenerek izledim. Fxxk You...Açıkcası beğenemedim pek.Diğer mvden sonra izlediğim için ilgi çekici gelmemiş de olabilir tabii. :D
    Benim düşüncelerim de böyle işte. Neyse bir sonraki yazında görüşürüz. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman iyi ki yazmışım çünkü bence her ikisi de görülmeye değecek işler :)
      Fxxk You'yu ben de Truth or Dare'e oranla işleniş açısından basit buluyorum ama sinematografik açıdan çok daha özenli olduğu da su götürmez bir gerçek. Fxxk You daha sanatsal bir yapıya sahipken Truth or Dare'in bir mesajı var ve tek amacı onu izleyiciye iletmek. Bu da görsel açıdan daha zayıf ama genel olarak daha güçlü olmasına neden oluyor. İkisi aynı klasmanda MVler değil bence ama karşılaştırırsak ben de Truth or Dare'i daha çok sevdim tıpkı senin gibi ^^
      Umarım görüşürüz :D

      Sil
  4. Yettiiim, yetiştiiim~

    Sonunda yorum bırakiciğim. *.*

    Truth or Dare'i başta izlediğimde olayı çakmadım, dedim ne oluyor, herkes Gain'e gömüyor fdjhgfjds tabii sonradan çaktım. Kesinlikle yaratıcı. Mantıklı. Zekice. (Bestseller kitapların arkasındaki yorumlara benzemedi mi bu fhdjgjf) Gain'in konseptlerine bayılıyorum zaten. Bloom için kadına yapmadıklarını bırakmadılar. Fxxk You'dan ötürü de göm alla göm olacak muhtemelen.

    "Onların nasıl bir insan olduğu tamamen haklarında söylenenlere, onlar için yaratılmış konsepte, fanlarının hatta antilerinin onların ne olduğuna inandığına bağlı. Hepimiz bir maske görüyor, onun hakkında yorumla yapıyor, buna bağlı olarak onu seviyor ve nefret ediyoruz. Onların ne olduğunu belirleyen bizim onların hakkında ne söylediğimizden başka bir şey değil bir yerde."

    Bu aslında bizlerin hayatını da anlatmıyor mu? Sosyal maskeleriyle yaşamlarını sürdüren bir grup üçüncü sınıf tiyatrocuyuz hepimiz...

    Çok güzel yazı olmuş, klavyen dert görmesin (?) guru fjhdgjhdf

    Bir de!! Az kalsın unutuyordum, Fxxk You'nun sanat yönetmenine selamımı yolluyorum. O yemek masasıyla olan bir sahne var ki beni benden alıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynısını "hangimiz gerçekten oynamadığımızı iddia edebiliriz ki?" gibisinden bir şeyler diyerek yazıda da belirtmiştim ben. Katılıyorum. Gerçeğin sadece yakınsanabilir bir olgu olduğu düşüncesini çok uzun zaman önce kendi içinde kabullenmiş biriyim ben zaten zamanından dendiği gibi "Duyduğumuz her şeyin gerçek değil de bir görüş, gördüğümüz her şeyin doğru değil de bakış açısı" olduğunu hafiften kabul etmişlerden yani. Tabi ki bu görüş de tamamen kabul edilebilir değil zira insanın hayatının yörüngesini oturtacağı bir sabit noktaya ihtiyacı var yaşamak için. Ama düşünsel boyutta böyle düşünenlerden olduğumu söyleyebilirim rahatlıkla :)

      Fxxk You'da beni biriren safran sarısı takım oldu aslında. Safran sarısı duygusal yansıma olarak fazlasıyla... yoğun bulduğum bir renk. Başka bir takım elbise bu klibe, bu konuya yakışmazdı gibi geliyor. Kesinlikle sanat yönetimi çok iyi ama, ben de beğendim. Gene harcayacaklar tabi ki MVyi o ayrı.

      Sil
  5. Nym biliyorum yeri değil bu yüzden özür dilerim ama bu son yazın olduğu için görme ihtimalin daha yüksek diye buraya yazmak istedim ve gene albüm ile ilgili bir soru sorucam ve bu son olucak sana söz veriyorum(sürekli albümle ilgili soruyorum özür dilerim ama ebay'dan alışveriş yapan bildiğim bir sen varsın) fazla uzatmadan soruma geçiyorum senin albüm aldığın kpopmarket01 varya hani o adam bedava photocard veriyor ya şimdi ben adamdan iki albümü birden almak istiyorum ama photocard verdiği için gümrüğe takılırsa diye korkuyorum çünkü 2 üründen fazlası = gümrük eğer sen daha önce 2 albüm alışverişi yaptıysan beni bilgilendirir misin? almak istediğim ürünlerde photocard hediyesi var ben eğer bunları alırsam 2 ürün olarak mı sayılır yoksa 4 ürün olarak mı senden sürekli albümlerle ilgili sorduğum için tekrar özür dilerim başka bir yerde bu konuyla ilgili bişey yoktu çünkü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Albüm alma üzerine bir yazım var, yorumunu oraya bırakabilirdin aslında. Yorumlarımı son yazılarıma göre değil mail kutuma göre kontrol ediyorum ben.
      Soruna gelince hayır takılmıyor. Ben oradan aynı anda 4 albüm aldım bir keresinde gene bir şey olmadı. Takılma mevzusu aynı üründen iki taneden fazla alırsan oluyor çünkü ticarete girdiğini iddia ediyorlar. Ama farklı ürünlerden 100 doları geçmemek şartıyla istediğin sayıda alabilirsin :)

      Sil
    2. Ohh bee içime su serptin :D çok teşekkürler :D ve çoğu kişi 2 album fazlası gümrükte takılıyor diyor o.O gerçekten ilginç :D herhalde albümlerde geçerli olmuyor o iş :D cevap verdiğin için tekrar çok teşekkürler :D

      Sil