2 Mart 2016 Çarşamba

Taemin "Press It" Albümü İncelemesi


 Favori kpop grubum SHINee’nin maknaesi Lee Taemin bir buçuk yıllık bir aradan sonra geri dönmüşken beni de bir düşünce aldı: O zaman neden ben de geri dönmüyorum?


 Ve fan çığırmalarına eşlik eden mutluluk gözyaşlarıyla geçen bir haftadan sonra azıcık sakinlemiş bir şekilde işte buradayım: Uzun zamandır yapmadığım bir işi yaparak bloğumun tozunu almaya, yeni bir kpop albüm eleştirisi yazmaya çalışıyorum. Kapının gıcırtısına (artık o menteşeleri yağlayacağım… Gerçekten) ya da döşemelerden gelen ölüm çığlıklarına (belki parkeleri de değiştirmeli …) aldırmayın; onun yerine kendinize temiz bir köşe bulun, rahatça bağdaş kurun ve kulaklıklarınızı takıp Press It’in dediğini yapın: Sadece oynat tuşuna “basın” ve hep beraber Taemin’in geri dönüşü hakkında birazcık laflayalım:

  23 Şubatta piyasaya sürülen ve Taemin’in ilk stüdyo albümü olan Press It Taemin’in en sevdiği şarkı olarak seçtiği ve promosyonlarda yan tanıtım şarkısı olarak kullandığı Drip Drop’la açılıyor: Şarkı 2000lerin ortasında İngiltere’de gelişmeye ve tanınmaya başlayan future bass genresinden besleniyor ki bu en azından benim bildiğim kadarıyla kpopta şimdiye kadar hiç yapılmamış bir şey. Bana shoegaze ile ilk karşılaştığımda yaşadığım şaşkınlığı ve “ama ben bunu biliyorum” hissini yaşatan tarzı tek başına tanımlamak zor; çünkü future bass bluesundan R&Bsine, opera rockından trap rapine bir çok başka ve alakasız görünen müzik genresini baz alıp sanki onlara ait post modern deneysel bir yaklaşımmış izlenimi yaratabilecek bir tür. Gene de saptamak için bakmanız gereken iki temel ipucu var: Uyumlu bir kakafoninin (oksimoron sayılır mı bu tanım?) arkasında belli bir süre boyunca sabit gidiyormuş izlenimi verse de aslında ritmi yükselip alçalan bir bass mı duyuyorsunuz? Synthesizera girip çıkmış gibi görünen, neredeyse elektronik bir ruhanilik sunan vokaller mi kulağınıza fısıldayan? O zaman arabanızı yavaşça sola çekin bayanlar baylar, çünkü varmanız gereken noktaya gelmişsiniz: Şu anda elektronica sahnesinin yükselen değerlerinden biri olan future bass genresine ait bir şarkı dinliyorsunuz.

  Tarzı az biraz açıklığa kavuşturduktan sonra şarkımıza geri dönelim: Drip Drop Press It albümünün kısa ve benim için kesinlikle baştan çıkarıcı, dahiyane, hatta “naaptınız-abi-siz-yaa”; ama ne yazık ki çoğunluk için sadece belki iyi niyetlilerse ilginç olarak tanımlanabilecek bir özeti gibi aslında. Şarkı albümde ne varsa, Press It ne hakkındaysa o: EDMe evrilen deep house? Evet, var. R&B? Evet, var. Albümün neredeyse tamamına yayılmış ve bence enstrüman olarak bir simge seçilecek olsa Press It’i temsil etmesi gereken bass gitar? Evet, var. Yolundan çıkarılmış bir Michael Jackson hissi? Evet, var. Neredeyse bütün şarkılarda enstrümanlar kadar etkili olan ve şarkılara çok boyutluluk katarak albümü başka seviyeye çıkardığını düşündüğüm geri vokal zenginliği? Evet, var. Gene bir çok şarkıya hakim olan, gizemli, erotik demenin fazla kaçacağı ama kesinlikle seksüel olan hava? Evet, var. Taemin’in yükselip alçalmalardaki kontrolü ve duyguları iletmedeki yeteneğinin ilerlemesiyle gittikçe renklenen ve birçok tadı iletebilecek hale gelen vokali? Evet, o da var. Hatta bu iyi ki var. Çünkü şarkının beste olarak inşası bence büyüleyici olsa da onu herkesin sevebileceği boyuta çekebilen ana etmen Taemin’in doğru noktalarda doğru atışlar yapıp genel olarak on ikiden vuran vokalinden başka bir şey değil. 

 Ama bilmeniz lazım ki bütün bu farklı etmenlerin birleşimi daha önce özellikle SM’in denediği ve çoğunlukla fena halde batırdığı iki-şarkı-bir-arada formülünün getirdiği iyi-de-olmuş-mu-bu-şimdi hissini yaşatmıyor. Drip Drop gayet bütün, hepsi ayrı ayrı tespit edilebilir olsa da hiçbir ögesinin birbirine küs durmadığı bir iş.  Ki güzelliği de burada yatıyor.

 Anlayabileceğiniz üzere Drip Drop benim kişisel favorim, hatta bence SM’in prodüksiyon adına altından kalktığı en iyi şarkılardan birisi. Kulağa kolay gelmediğinin ya da herkes için her zaman başucunda bulundurmalık bir şarkı olmadığının farkındayım. Ama bu zengin ve egzotik aroma da kpop masasına her gün gelen bir şey değil. Bu yüzden benim önerim şu: Nadir bulunur bir yemek yediğinizi düşünün ve ağzınızı kocaman açıp yeni bir şeylerin tadını çıkarın.

 İkinci track aynı zamanda tanıtımlarda da kullanılan ana şarkı: Press Your Number. Kendisi birkaç yıl önce Bruno Mars’tan alınmış bir demonun Strereotypes’ın başında olduğu bir ekip tarafından –iyi ki- yeniden düzenlenmiş hali. Sözlerin Korece olarak tekrar kaleme alınmasında ise Taemin’in parmağı var. Tür olarak Press Your Number deep house etkisi hala devam etse de Bruno Mars efektiyle urban R&Bye çok daha yakın olan bir dance track.  Başta yavaş bir giriş yapıyor ama köprüyle beraber ritm de işin içine dahil oluyor ve nakaratta enstrümanlar da çeşitlenince tamamen yükselip beati hiç bırakmadan buradan ilerliyor. Ama şarkının en büyük artısı müziği değil; Taemin’in vokali. İlk albümü Ace’in çıkış şarkısı Danger (ben şarkı bazında bayılıyor olsam da) hem Taemin’in vokal olarak kapasitesine yadsınamayacak bir haksızlık yapmış, hem de onu fazla elektronikleştirdiğinden stüdyo kaydında çok iyi dursa da idolün canlı performanslarda ne yapacağını bilememesine neden olmuştu. Press Your Number ise Taemin’e vokalini tamamen saf haliyle kullanabilme, ne kadar zenginleşebileceğini gösterebilme fırsatı sunuyor ve o da bunun tadını çıkarıyor. Açıkçası Danger daha çok SM’in Taemin’den olmasını istediği şeydi, Press Your Number ise Taemin’in kendi başına artist olarak varmak istediği noktanın daha ciddi bir adımı. Aslında Press It albüm olarak tam da bu; bu yüzden Press Your Number da doğru seçilmiş bir çıkış parçası.

  Press It’in genel albüm konsepti basitçe Taemin’in insanlara göstermek istediği iki farklı yanı, kendi zıtlıkları; bir tarafı sahneyi ateşe veren, seksi, baştan çıkarıcı, karanlığı aydınlığından daha fazla dansçıyken diğer tarafının daha derin, daha romantik balladımsı solist oluşunun getirdiği kompleks yapısı. İşte Soldier ve Already ile beraber Press Your Number’da kendini bir miktar hissettiren ikinci Taemin tamamen karşımıza çıkıyor. Sözleri Taemin’e ait olan ve tamamına hakim bir piyano girişiyle başlayan Soldier solistin bir asker gibi korumak istemesine rağmen kaybettiği sevgilisi hakkında. Sözler genel hatlarıyla iyi ama bence şarkının asıl zirvesi Taemin’in bunları iletiş şekli. Madem bazıları hala ısrarla “yeterli” deyip geçiyor, o zaman söylemem lazım: Lee Taemin Soldier’daki vokaliyle “yeterli” kelimesini yeniden tanımlıyor. Şarkıyı kendisi yazdığı için daha fazla hissettiğinden ve vermeyi amaçladığı duyguyu daha kolay ifade edebildiğinden mi bilmiyorum. Ama teknik olarak çok tırmalayan bir hata yakalanamayacak olmasının yanında Soldier’da ruh da var. Ne yazık ki herkesin yıllarca eğitim aldığı bu yüzden eninde sonunda “yeterli” bir şekilde söylemeyi öğrendiği kpopta bu kolay bulunan bir şey değil (Kimi zaman hayranı olduğum ve övüp durduğum idollerin bile ıskaladığı bir şey.). Üstelik müziğin bu kadar geride, bu kadar sade tutulması doğal olarak Taemin’in sesinin daha ön planda olmasına, böylece daha da fazla da parlamasına neden oluyor.

 Already ise dibine kadar Jonghyun olan hüzünlü bir R&B balladı. Zaten Taemin ile Jonghyun’un vokal olarak benzerlikleri yadsınamaz olduğundan bu müzisyen karakterlerine de yansıyor ve Taemin Already’de de şarkının sözlerini doğru bir şekilde iletebilme gücünü muhafaza ediyor. Bu arada şarkıda Jonghyun’u duyar gibi olduysanız kulaklıklarınızı kontrol ettirmenize gerek yok: Çünkü Taemin’in acımasız tehditleri sonucunda (Japonya turunda gecenin bir yarısında otel odasında “Şarkıyı bana vermezsen yatağına yatarım ve kalkmam!” dedi Lee Taemin.) sevgili bebeğini ona vermek zorunda kalmış grup arkadaşı şarkının sadece yazarı değil, aynı zamanda geri vokali.


 Beşinci track Guess Who’yla ilgili tek bir şey söylememi isteseler herhalde şunu derdim: Michael Jackson ölmemiş olsa ve Kore’de çıkış yapmaya karar verse dinleyeceğimiz şarkı bu olurdu ve Hallyu dalgasını Park Gun Hye’nin hayal bile edemeyeceği bir yere taşırdı. Şarkı tam anlamıyla kpop dinlerken uykuya dalıp rüyanızda MJ klipleri görmek gibi bir şey. Thiller çığlığı, silahla efektiyle gelen Smooth Criminal duygusu, genelinde duyulan Blood on The Dance Floorumsu ritm, buna ek olarak gelen ve aslında SHINeesel olan funk… Hepimiz biliyoruz (ya da bilmiyorsanız şimdi öğrendiniz) ki Taemin’in idolü ve ilham kaynaklarının en büyüğü Michael Jackson. Ve Guess Who hem pop müziğin kralına bir saygı duruşu, hem de Taemin'in hoşlandığı bir şeyi nasıl potasında eritip kendisine ait hale getirme yolunda olduğunun en büyük kanıtı. Gerçekten çok iyi bir şarkı, Taemin’in “ben buyum, bu birçok benden biri” dediği bir iş Guess Who.

 One By One albümün başında Drip Drop’la Press Your Number geçişinde yapılanı yapıyor ve Guess Who’nun kpop dışı halinden sonra tekrar bize daha tanıdık gelebilecek, kpopun çok sevdiği R&B soundına doğru uzanıyor. Gene de klişelerden çıkmasına yardım eden bir dokunuşu var: Şarkı boyunca devam eden elektrogitar rifi. Taemin’in yumuşacık başlayıp gittikçe yükselen vokaliyle bu rif birleşince diğer şarkılarda alttan alttan kendini hissettiren o derin seksi havanın en fazla yer aldığı şarkı haline geliyor. Damla damla seks akan, üstsüz R&B müziğine Taeminsel bir yorum One by One.

 Bazılarının Taemin Orgel’i olarak tanımlamayı seçtiği Mystery Lover ise ismiyle münhasır. Çünkü başlangıçta yalnız olsa da sonra davul ve parmak şıklatmalarıyla zenginleşen müzik kutumsu melodi sağ olsun, oldukça gizemli bir hava sunuyor. Taemin’in nefes sesleriyle dolu vokali de bu havayı destekliyor. Press Your Number’da bolca rastladığımız melodiyi ıskalayarak yükselen adlibler bu şarkıda da var ve Mistery Lover’a çok boyutluluk katma konusunda iyi iş çıkarıyorlar. Bununla birlikte eğer çok ama çok takarak dinlerseniz bu adliblerin bazılarında Taemin’in sesini sıkıştırdığını yakalayabilirsiniz. Bu teknik bir hata olarak da görülebilir bir tercih de; tamamen dinleyenin zevkine kalmış. Benim hakkında ne düşündüğümün şarkıya, vokale ve hatta havama göre değiştiği bir durumdur mesela. Ama Mistery Lover’da seviyorum çünkü şarkıdaki beklenti duygusunu o gergin, tedirgin edici havayı desteklediğini düşünüyorum. 

 Sekizinci track Sexuality albümün en hareketli ve bir Kenzie işi olarak en SHINee bsideı şarkısı. Daha önce birçok SHINee şarkısında denk gelebileceğiniz 80ler sonu 90lar başı havalı disco funk melodiler bu şarkıda da mevcut. Bir SHINee vokali olarak zaten yabancı olmadığı bu tarzda Taemin iyi iş çıkarıyor ve ben de bir SHINee fanı olarak zaten benim için tanıdık olan bu tarzla beslenen şarkıyı dinlerken eğleniyorum. İşin özeti eğer hareketli SHINee bsidelarından hoşlanan bir kpop dinleyicisiyseniz büyük ihtimal Sexuality’yi de seversiniz.

 Bundan sonraki şarkı Until Today Kore’de R&B müziğin  tanınanları arasına ismini yazdırmaya başlamış olan G.Soul’a ait. Şarkı kötü değil kötü olmamasına ama… Nasıl desem… Daha dört şarkı falan önce aslında R&B balladlarda nasıl insanın göğsüne öküz oturtabileceğini kanıtlamış olan Taemin bu sefer şarkıyı yeterince sahiplenememiş gibi. Teknik olarak gene her şey doğru; Taemin tek bir notayı yanlış okumuyor, yükselmesi gereken yerde yükseliyor, sesi çatlamıyor ya da durağanlaşmıyor, biraz önce Mistery Lover’da olduğunu söylediğim o diyaframını yeterince iyi kullanamamadan kaynaklanan kafa sesini sıkıp boğma olayı bile yok… Ama mesele tam olarak da bu: Taemin bu sefer şarkıyı söylenmesi “gerektiği” gibi söylüyor. O bir önceki artarda iki balladda rastladığımız duygu ne yazık ki Until Today’de kendini olması gerektiği kadar göstermiyor. Bu da benim şarkıyı daha-iyi-olabilirdi kırıklığıyla dinlemeyi tamamlamama neden oluyor.

 Press It’in son şarkısı Hypnosis neresinden bakarsanız bakın bir herkesin desteklediği ve derdiyle kahrolduğu ikinci erkek çıkınca arka plana oynat-uğurcum diyerek verilecek bir kdrama OSTsi. Ben genel olarak böyle OST tatlı şarkıları zaten sevmiyorum. Gene de bu sefer mesele bu değil çünkü uygun konseptte Hypnosis Taemin’in vokalinin övülüp geçilebileceği bir şarkı. Ama böyle duruşu belli bir albüm için bu derece kpop bir şarkının zayıf ve gereksiz bir halka olduğunu düşünüyorum. Press It bütün şarkıların hem söz, hem müzikal tarz, hem de verdikleri duygu açısından birbirine bağlantılı olduğu bir albüm ve Hypnosis bunların arasında çok uyumsuz duruyor, fena halde sırıtıyor. Başka bir albümde olsa kabullenilebilir bir şarkı olurdu çünkü kendi içinde bir problemi yok ama eğri oturup –feci halde SHINee fanı olsam da- doğru konuşmak lazım; Hypnosis Press It için hem alakasız hem de klişeliği sebebiyle güçsüz bir final. Benim için bir “olmasa daha iyi olurdu.”


  Özetle Press It Taemin’in bir soloist olarak ne olduğuna, kendi başına nerede durmak istediğine bir bakış ve daha da ne olabileceğinin çok iyi, umut vaat edici bir göstergesi. Eksikleri ya da hataları yok mu? Tabi ki var. Buna bağlı olarak daha iyi olabilir miydi? Tabi ki olabilirdi. Ama şimdiye kadar çıkarılmış birçok kpop idol solosunun içinde kendine özel bir yer hak ediyor mu? İşte buna da “tabi ki” ve aslında günün -ve bu yazının- sonunda önemli olan tek şey bu. Press It Taemin’de kendini ciddi bir süredir hissettiren o güçlü potansiyelin gayet de lezzetli, özel, kpop içinde egzotik olarak anılmayı dahi hak eden meyvesi. Ve söylemek lazım: Bu sadece başlangıç. Zaten işleri bu derece heyecanlı yapan da bu değil mi?

_________________________________________

 p.s: Vuuuh… Tekrar yazı yazdım!!!! Buraya kadar bana katlandığın için teşekkürler pek değerli okuyucu. Bildiğin (ya da bilmediğin) üzere şöyle bir üç asırdır falan kpop üzerine yazmıyordum, o yüzden hafiften tedirginim aslında. Ya kimse okumazsa? Ya kimse takmazsa? Ben şu anda ne yapıyorum böyle? Ahgsfahgfshafshafh Bu yüzden hazır buraya kadar gelmişken moral olsun diye bir yorumcuk da bırakırsan sevinmem diyemem :D

 Albüm incelemesi birazcık uzunca olduğundan buraya karıştırmak istemediğim ve daha sonra postalayacağım Press Your Number MV incelemesinde görüşmek dileğiyle~

8 yorum:

  1. Uzun zaman sonra okuduğum en iyi inceleme yazısıydı. Zaten koskoca dünyada bu işi yapabilen kaç kişisiniz ki?

    Taemin'in albümünü fırsat buldukça ve keyifle dinlediğim doğrudur her güne başka bir Taemin şarkısı "Aaaa benim favorim bu olsun" diye başladığımdan ve
    muhtemelen diğer şarkılarla yola devam etmediğimden fark etmedim senin üzerinde durduğun kopukluk olgusunu.

    Neyse kısaca albüm hakkındaki fikrimi söylersem bana uzak ya da yakın bütün şarkılarda bir şekilde içine çekiliyorum Taemin'in dünyasına. Bir şarkıyı sevip sevmemek için duygularımın öncülüğüne önem veririm ve Taemin bir şekilde ucundan bucağından yakalamayı başarıyor.

    Geldiği nokta oldukça gurur verici olmalı siz Shinee fanları için, ben bile göğüs kabartabiliyorum bu mesafeden zira. Oluyorsun taemin, hem de çok güzel oluyorsun :3

    Ellerine sağlık, bunca zaman beklemenin nedeni bu kadar sıkı bir yazı yazabilmen içindir belki ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, mutlu oldum :D
      Bende de Drip Drop'tan sonrası tam bir kaos zaten baştan aşağı dinliyor ve her şarkıda aslında bu daha mı iyi ne diyorum. Lee Taemin seni küçük...
      Sadece bu inceleme yazısı olduğundan gördüğüm en ufak hatamsıyı bile belirtmeye çalıştım o kadar.
      İşin doğrusu gerçekten gurur duyuyoruz ya :D En azından kendi adıma konuşmak gerekirse hem SHINee'nin hem de Taemin'in gelişimini izlemek benim için çok heyecan/ilham verici. Bir de bunun üzerine daima daha da ileri gidebileceklerinden, bir sonrakinde kendilerini kaybetmeden tamamen yeni bir şeyle geleceklerinden emin olabilmek var ya... Anlatılamaz yaşanır cinsinden XD Şu anda bile bunu yazarken sırıtıyorum mesela hahahahaha
      Bunca zaman beklemememin sebebi artık değmiyormuş gibi hissettirmesiydi galiba. Ama sonra yeniden yazarsam en azından bana iyi gelecekmiş gibi hissettim, bir bencillik yapayım dedim ve buradayım :D Ve Taemin comeback yaptı. Biliyorsun tapıyoruz XD

      Sil
  2. Ben de albümü taeminin vokaliii taeminin vokaliii diye eriye eriye dinleyenlerdenim asgsdgsdghj şahsen favorim press your number ama drip drop da beni benden alan şarkılardan *-* Until today de benim de tam adını koyamadığım bişiy var... dinlerken diğer şarkılarda yaşadığım hisleri yaşayamıyorum .s onun dışında.. Hoşgeldin? adgsfhsfhk yazılarını okumayı özlemişim mv incelemesini de merakla bekliyorum *-*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş buldum :D
      Ben de yazı yazmayı özlemişim galiba, eğlendim XD

      Sil
  3. Her şey bir yana "iyi ki döndün Neyeme" Yazılarını okumayı özlemişim. T_T

    Çok güzel bir inceleme yazısı olmuş yine.Hiç paslanmamışsın. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol ya, böyle düşünmene sevindim.

      Sil
  4. Evet sessiz takipçinin senin bu kambekin üzerine sesi çıkıyor. -Utandım- Bu albüm pek bir güzel olmuş. Şarkıları, Taemin'in sesini dinlemek tanımlayamayacağım bir hisse sebep oldu içimde. Çocuğuyla gurur duyan anne misali geziyorum Taemin yüzünden... Ve yazılarını okumayı özlemişim, umarım yazmaya devam edersin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vaaaah, sessiz takipçilerimi uyandıracağını bilseydim daha önce dönerdim sahalara :D
      Ben de aynısını umuyorum da bakalım, kısmet~

      Sil